‘’Enerji dönüşümü için yenilikçi ve etkili finansman araçlarına ihtiyaç var’’

SHURA ve OECD ev sahipliğinde ‘’Düşük karbonlu ve dirençli bir geleceğe yatırım yapmak: Türkiye için fırsatlar’’ toplantısı düzenlendi

27 Ocak 2019

SHURA Enerji Dönüşümü Merkezi ile Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) işbirliği ile 22 Ocak 2019 günü İstanbul’da ‘’Düşük karbonlu ve dirençli bir geleceğe yatırım yapmak: Türkiye için fırsatlar’’ toplantısı düzenlendi. Toplantı aynı zamanda SHURA’nın ‘Türkiye’de Enerji Dönüşümü: Yatırımlar ve Fırsatlar’ etkinlik serisinin başlangıcını oluşturdu.

SHURA Enerji Dönüşümü Merkezi Yönlendirme Komitesi Başkanı Selahattin Hakman ile OECD Çevre Direktörlüğü Direktör Yardımcısı Anthony Cox ev sahipliğinde gerçekleşen etkinlikte enerji dönüşümünün ekonomiye, iş dünyasına ve sürdürülebilirliğe faydaları ile yenilenebilir enerji kaynaklarının entegrasyonuna yönelik yatırımlar ve finansman kaynaklarının düşük karbonlu çözümlere kaydırılması gibi konular masaya yatırıldı.

OECD Çevre Direktörlüğü Direktör Yardımcısı Anthony Cox etkinlikte OECD tarafından hazırlanan ‘İklime Yatırım, Büyümeye Yatırım’ raporu kapsamında bir sunum gerçekleştirdi.

Rapor aralarında Türkiye’nin de bulunduğu G20 ülkelerinin iklim değişikliğiyle mücadele hedeflerine; ekonomik büyüme, rekabetçilik ve refah artışı ile eşzamanlı nasıl ulaşacağını ve enerji dönüşümünün makro ekonomik faydaları ile kısa ve orta vadede büyümeyi destekleyecek mali ve yapısal reformları ele alıyor.

Cox konuşmasında şunları kaydetti;

“İklim değişikliğiyle mücadelenin kalkınma politikalarına entegre edilmesi, ekonomiye yük olmanın aksine, önemli ölçüde olumlu etkileri olacaktır. Küresel ısınmayı 2 derecenin altına çekmeyi hedefleyen ‘kararlı dönüşüm’, G20 ülkeleri genelinde mevcut politikaların devam ettirilmesi halinde, 2050 yılına gelindiğinde uzun vadeli GSYİH’yı ortalama yüzde 2,8 oranında artırabilir. İklimin yaratacağı olumsuz etkileri en aza indirmenin olumlu sonuçları hesaba katıldığında ise, GSYİH üzerindeki net etki yaklaşık yüzde 5’e çıkabilir.”

2030’a kadar yıllık 6,3 trilyon dolar altyapı yatırımı gerekiyor

‘’İklime Yatırım, Büyümeye Yatırım’’ raporu doğru politikalar ve teşvikler, özellikle de tutarlı iklim politikasıyla birlikte güçlü mali ve yapısal reformlar uygulamaya konulduğunda, hükümetler bir yandan iklim değişikliği riskini ciddi ölçüde azaltacak büyümeyi yakalarken, diğer yandan da ekonominin kısa vadede gelişmesi, yeni istihdam alanları ve çevre kalitesi ile ilgili faydalar sağlanabileceğini ortaya koyuyor.

Rapora göre, sürdürülebilir ekonomik büyümenin şartlarından biri modern, akılcı ve temiz altyapıya yatırım yapılması ve küresel düzeyde Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri’ne ulaşmak için 2030’a kadar yıllık ortalama 6,3 trilyon dolar değerinde altyapı yatırımı gerekiyor. Aynı dönemde yılda 0,6 trilyon dolar ek yatırım, tüm yatırımları iklimle mücadele için uyumlu hale getirebilir. Bu sayede büyüme, verimlilik ve çevre kalitesi yönünden kısa ve uzun vadede kazanımlar elde edilebilecek.

Finansmanın güçlü bir iklim politikasının kilit unsuru olduğuna vurgu yapılan raporda düşük karbonlu ve iklime karşı dirençli altyapıyla uyumlu hale getirilmiş çeşitli finansal enstrümanlarla desteklenen kamu ve özel sektör kaynakları önemli bir rol oynayabileceği belirtilirken, finansal sistemin iklim değişikliğiyle ilgili riskleri değerlendirip en aza indirerek bünyesine katması için adımlar atılması gerektiği, kalkınma bankaları ve finans kuruluşları mevcut kaynakları genişletilmesi, bunun için kendi bilançolarından sağlanacak kaynakların yanında, politika ve kapasite oluşturma desteği vasıtasıyla düşük karbonlu ekonomiye geçiş için gerekli finansman geliştirilmesi gerektiği ifade ediliyor.

Selahattin Hakman: ‘’Önemli olan istikrarlı ve sürdürülebilir büyüme’’

SHURA Enerji Dönüşümü Merkezi Yönlendirme Komitesi Başkanı Selahattin Hakman ise hızlı nüfus artışı ve ekonomik büyüme nedeniyle Türkiye’nin enerji talebinin arttığına dikkat çekerek şunları söyledi:

“Günümüzde Türkiye’nin birincil enerji arzının dörtte üçü ithal kaynaklardan sağlanıyor. Öte yandan, Türkiye çok büyük bir yenilenebilir ve enerji verimliliği potansiyeline sahip. Düşük karbonlu ve dirençli bir geleceğe yatırım yapılarak hem yerel kaynaklar harekete geçirilebilir hem enerji arz güvenliği kuvvetlendirilebilir, ticaret daha dengeli hale getirilebilir, yeni ekonomik faaliyet alanları ve istihdamda artış sağlanabilir. Ayrıca bu, çevre kalitesinin iyileştirilmesine de fayda sağlayacaktır.”

Önemli olanın istikrarlı ve sürdürülebilir büyüme olduğunu vurgulayan Hakman rapora işaret ederek, ekonomik büyümenin desteklenmesi ve verimliliğin artması için dünyayı yüksek karbonlu bir geleceğe mahkûm etmemek gerektiğinin altını çizdi.

Değer Saygın: ‘’Yenilikçi ve etkili finansman araçlarına ihtiyaç var’’

“Türkiye Enerji Sektöründeki İş Fırsatlarını Yakalamak için Finansmanı Olanakları” başlıklı oturumu yöneten SHURA Enerji Dönüşümü Merkezi Direktörü Değer Saygın ise şöyle dedi:

“Enerji sektörünün dönüşümü için gerekecek ilave yatırımlardan gelen kazanç ve faydalar, dönüşümün maliyetinden daha fazla. Yenilenebilir enerji ve enerji verimliliği için yapılacak yatırımlar kadar altyapı yatırımları da önemli. Bunun yanı sıra yenilikçi yaklaşımlara da yatırımın bugün başlaması önemli, çünkü yeni çözümlerin hayata geçmesi uzun vadeli bir süreç. Tüm bu yatırımların gerçekleşmesi için de yenilikçi ve daha etkili finansman araçlarına ihtiyaç duyacağız.”