‘’Yeni kömürlü santraller 2030 Türkiye’sinin emisyonlarını 82 milyon ton artıracak’’
Değerlendirme KPMG tarafından paylaşıldı
Denetim, vergi ve danışmanlık hizmetleri şirketi KPMG tarafından ABD’nin Paris İklim Anlaşması’ndan çıkma yönündeki kararının olası etkilerine yönelik bir değerlendirme notu yayınladı.
KPMG açıklamasında Türkiye’nin Paris İklim Anlaşması’nı 22 Nisan 2016’da imzaladığı ancak henüz onaylamadığı, bununla birlikte anlaşmanın imzalanmasına yönelik hukuki bir bağlayıcılığın olmadığının altı çizildi.
Bununla birlikte açıklamada Türkiye’nin Paris İklim Zirvesi kapsamında 2030 yılı için 1.175 milyon ton CO2 eşdeğeri olarak öngörülen sera gazı emisyonlarını, 929 milyon CO2 eşdeğerine düşürmeyi taahhüt ettiği hatırlatıldı.
Açıklamada Türkiye’nin 2013’te 12.500 MW kümülatif kapasiteye sahip kömürlü elektrik üretim santralinde, 57,9 milyon ton kömür ve linyit kullanarak 62,3 milyon tonluk karbon emisyonuna yol açtığı bildirilirken, şu ifadelere yer verildi;
‘’Enerji arz güvenliğinin sağlanması çerçevesinde yerli kaynakların kullanılması stratejisi çerçevesinde 2030 yılında elektrik üretim kurulu gücüne 2013’e kıyasla 16.500 MW kömür santrali kapasitesi eklenecek. Bu durumda 2030’da elektrik üretiminde fazladan 80 milyon ton kömür tüketimi öngörülebilir.
Bu nedenle 2030’da yerli kömürün elektrik üretiminde daha fazla kullanımı yüzünden yıllık yaklaşık 82 milyon ton karbon eşdeğeri emisyon artışı olmasını bekliyoruz. Bu artışın 2030 emisyon hedefini azami 1.011 milyon ton seviyesine taşıyacağını düşünebiliriz.
Ayrıca son aylarda gerçekleştirilen ve planlanan güneş ve rüzgar YEKA ihaleleri, büyük çaplı güneş ve rüzgar santrallerinin verimli bir şekilde kurulması ve işletilmesine olanak sağlayacak. Bu da karbon emisyon hedeflerinin tutturulmasını destekleyen bir gelişme olacak.’’