“Beş yılda 15 ila 30 bin MW yeni güç devreye girebilir”
TÜREB Yönetimi YEKDEM benzeri bir yeni bir destek mekanizması ile yeni bir ihale modeli geliştirilmesini önerdi
Geçtiğimiz ay gerçekleşen seçim ile göreve başlayan Türkiye Rüzgar Enerjisi Birliği (TÜREB) yeni Yönetim Kurulu ilk basın toplantısını düzenledi.
Toplantıda TÜREB Başkanı İbrahim Erden ile birlikte Başkan Yardımcıları Ebru Arıcı, Sacit Akbaş, Arif Günyar, Tuna Güven ve TÜREB Genel Sekreteri İskender Kökey basın mensupları ile sektörün gündemi hakkındaki değerlendirmelerini paylaştılar.
TÜREB Başkanı İbrahim Erden konuşmasında enerji sektörünün gündemindeki en güncel konu olan tavan fiyat uygulaması hakkında yaptığı değerlendirmede emtia fiyatlarındaki artışın ve bunun elektrik fiyatları yolu ile vatandaşlara, sanayi kuruluşlarına ve ticarethanelere yansımasını kesinlikle anladıklarını ifade ederken, yenilenebilir enerji yatırımlarının sürdürülebilirliğini sağlamak için ise mevcut yasal çerçeve ve serbest piyasa yapısı içinde hareket edilmesi gerektiğine vurgu yaptı.
YEKA GES-4 yarışmaları için bugün başvuruların alınacağını da hatırlatan İbrahim Erden, başvuruların gelecek ay alınacağı YEKA RES-3 yarışmalarının eskalasyon formülünde de YEKA GES-4 için yapılana benzer bir güncelleme beklediklerini kaydetti.
“Arz güvenliğinin yolu yenilenebilir enerjiden geçiyor”
Konuşmasında dünyanın yeşil enerji dönüşümüne girdiğinin altını çizen TÜREB Başkanı Erden, son 1,5 yıldır yaşanan ticari krizlerin uzun vadeli kontratlara bağlı olsalar dahi hiçbir ülkenin kömür ve doğal gaz gibi kaynaklarda bir başka ülkeye bağlı olamayacağını ve kendini güvence altında hissedemeyeceğini gösterdiğinin altını çizdi.
İbrahim Erden dünya ülkelerinin kısa vadeli çözüm için nükleer santrallerinin ömrünün uzatılması veya kömürlü termik santralleri kapatmanın geciktirilmesi gibi adımları atacak olmasına karşın, arz güvenliğini sağlamak adına uzun vadede tek gerçek çözümün ise başta rüzgâr ve güneş teknolojileri olmak üzere yenilenebilir enerji yatırımlarından geçtiğini savundu.
Erden, aynı doğrultuda Türkiye özelindeki çözüm için ise TÜREB’in iki temel önerisi olduğunu açıkladı.
Bu önerilerden ilkinin YEKDEM benzeri bir alım mekanizması sistemi olduğunu söyleyen Erden, üç ya da beş yıllık bir dönem için alım garantisi sağlayacak, gönüllü bir sistem ile yatırımcıların kısa vade oluşan yüksek fiyatlardan yararlanırken, fiyatların gerileyeceği öngörülen gelecek dönemlerde oluşabilecek finansal risklere karşı ise güvence sağlayabileceğini söyledi.
Erden TÜREB olarak diğer bir önerilerinin ise yeni bir ihale modeline geçilmesi olduğunu söyledi.
Halihazırda TEİAŞ’ın belirlediği mevcut kapasiteler doğrultusunda ihaleler yapılmakta olduğunu, en hızlı yatırımın ise 1,5 – 2 sene içinde hayata geçebildiğinin altını çizen Erden, bunun yerine ihalelerin kapasite kısıtının göz ardı edilerek yapılarak, bu kısıtın ihale sonrası yatırımcının sorumluluğuna bırakılabileceğini söyledi.
Bu modele dayalı olarak gelecek üç ila beş sene boyunca her yıl hem rüzgâr hem de güneşte yılda en az üçer bin MW kapasite tahsisi yapılmasını da öneren Erden, bu model ile gelecek beş yıl içinde 15 ila 30 bin MW’lık bir yenilenebilir enerji gücünün devreye girebileceğini savundu.
Bu yatırımlara sağlanacak alım garantilerinin mevcut YEKDEM rakamlarının çok daha altında olmasının artık mümkün olduğunu da vurgulayan Erden, bu yatırımların devreye girmesi ile kısa vadede arz güvenliği risklerini en hızlı şekilde bertaraf edilebileceğini, aynı zamanda elektrik fiyatlarının da çok güçlü yönde aşağı çekilebileceğini kaydetti.
Erden bazı rüzgâr veya güneş yatırımcılarının alım garantisi bile istemeden yatırım yapmak isteyebileceğini, fakat bu yatırımcılar için finansman sağlayabilecek bir piyasa mekanizmasının oluşturulmasının şart olduğunu da sözlerine ekledi.
Lisanssız yatırımlar alanında özellikle sanayi kuruluşlarının yatırımları için son dönemde çok önemli değişiklikler yapıldığını da hatırlatan İbrahim Erden, bununla birlikte Türkiye’nin 330 Teravat-saatlik elektrik tüketiminin %65 oranında sanayi kuruluşları tarafından tüketildiğini altını çizerken lisanssız yatırımların çok doğru yatırımlar olmak ile birlikte noktasal çözümler sunabildiğini, bu kadar büyük ve hızla artan bir talebi karşılamak için ise lisanslı yatırımların hızlanması gerektiğini sözlerine ekledi.
TÜREB Başkanı Erden lisanssız rüzgâr enerjisi yatırımları için geçtiğimiz ay getirilen yerli ekipman şartının da bu alanda büyümeye olumsuz etkisi olacağını söylemediğini de belirtti.
TÜREB Kamu ve Yurt Dışı İlişkilerden Sorumlu Başkan Yardımcısı Ebru Arıcı da kamu ile yeni YEKA belirleme ve mevzuat düzenlenmesi gibi alanlarda çalışmalar yürüttüklerini, dış ilişkiler alanında ise Türki Cumhuriyetler ve Balkanlarda yatırım olanaklarını artırmak yönünde hedefleri olduğu bilgisini verdi.
Ebru Arıcı ayrıca deniz üstü rüzgâr enerjisi santrali yatırımları için de Türkiye’de olmayan bilgileri yurt dışı profesyonellerinden alarak mevzuat düzenlemelerine katkı yapmayı hedeflediklerini söyledi.
TÜREB Sanayiden Sorumlu Başkan Yardımcısı Arif Günyar da 2020 yılında hazırlanan Sanayi Kataloğunu güncelleyerek mevcut yatırımların farkındalığını arttırmak ve daha fazla üreticiyi sektöre kazandırmaya çalıştıkları bilgisini verdi.
TÜREB Yatırımcı İlişkilerinden Sorumlu Başkan Yardımcısı Tuna Güven, şimdiye kadar elektrik açısından yalnızca tüketici olan sanayicilerin aynı zamanda üretici olduğu bir döneme evrilindiğini, hatta elektrik üretiminin sanayiciler için ek iş haline geleceğini söyledi.
TÜREB’in de bu yeni dönemde kamu ve özel sektörün bu değişimde birleşmesinde katalizör görevi göreceğini söyleyen Güven, yeni dönemde elektrik piyasasında liberalleşmenin ve liberal kalmanın çok önemli olduğunun da altını çizdi.
Tuna Güven, ülkelerin yenilenebilir gücünün arttıkça elektrik fiyatlarının da düştüğünün altını çizerken, yeni düzenlemelerin yatırımcıların elektrik fiyatının yüksek olduğu dönemlerde bu fiyatlardan bir nebze olsun faydalanmasını sağlayacak şekilde hazırlanması gerektiğini vurguladı.
TÜREB’in danışmanlık şirketleri ve servis şirketleri gibi kuruluşlar ile olan ilişkilerinden sorumlu olan TÜREB Diğer Paydaşlardan Sorumlu Başkan Yardımcısı Sacit Akbaş Türkiye’nin rüzgar gücünün artış hikayesinin gizli kahramanlarının proje geliştirme aşamasından bir bankanın istediği fizibilite raporunu hazırlamaya kadar geçen süreçteki danışmanlar olduğunu ifade ederken, yaşlanan santrallerin doğru ve efektif çalışabilmesi için çabalayan bakım firmaları ile ölçüm, lojistik, İSG gibi birçok firmanın büyük bir ekosistemin küçük çarkları olduğunu söyledi.
Sacit Akbaş, Diğer Paydaşlardan Sorumlu Başkan Yardımcılığı’nın da TÜREB yeni yönetiminin de “tüm kesimleri kapsayan herkesi kucaklayan ve herkesin sesini duyurabildiği, derdini anlatabildiği” bir yapı olma vaadinin bir sonucu olduğunu sözlerine ekledi.
TÜREB Genel Sekreteri İskender Kökey