YEKA RES 2024 Projeleri Yerli Sanayinin Gelişiminde Yeni Bir Fırsat Olabilir
YEKA RES 2024 Projelerinin Yerlilikle ilgili kurgusunda alternatif modellerin değerlendirilmesi, rüzgar türbini aksamları üretimi sanayisini gelişiminde katkı sağlayabilir, daha fazla sayıda yerli sanayici grubun bu endüstrinin içerisine çekilmesi sağlanabilir.
YEKA RES 2024 Projeleri Hakkında Değerlendirmeler – 3: Yerlilik ve Yerli Sanayi
28 Ekim 2024 tarihinde, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı tarafından ilan edilen YEKA RES 2024 Yarışma ilanında yerlilikle ilgili şartlar YEKA 2 ve YEKA 3 yarışmalarına benzer bir şekilde oluşturulmuştur.
Bu yazıda, YEKA RES-2024 şartnamesinin Türbin Tedariği, Yerlilik ve Yerli Sanayi açısından değerlendirmeler ve öneriler paylaşılmıştır.
Türbin Tedariği, Yerlilik ve Yerli Sanayi Açısından YEKA RES 2024
YEKA RES 2024 İhalesi yerlilik koşulları açısından YEKA 2 ve YEKA 3 ihalelerinde istenen şartlara benzer yerlilik şartları içermektedir. YEKA 2 ve YEKA 3 tarafında gerçekleşen projelerde ise iki farklı türbin üreticisine ait birer türbin modeli olmak üzere toplamda iki farklı türbin modeli kullanıldığını görmekteyiz. Mevcut durumda, YEKA RES 2024 İhalesi bu yerlilik koşullarında yapılması durumunda tüm yatırımcılar bu iki modelden birini seçmek durumunda kalacaktır.
YEKA RES 2024, ihalesinin toplamda 1200 MW olduğu düşünüldüğünde, türbin üreticileri açısından yaklaşık 200 türbinlik bir siparişin olduğu kabaca söylenebilir. 200 türbinlik siparişin tamamı bir türbin üreticisi tarafından tedarik edilse dahi, bu rakam yeni bir kanat üretim bandının açılması için gerekli olan sayının oldukça altındadır. Bu sebeple, beş farklı projenin ihale edildiği ve muhtemelen en az üç farklı yatırımcının bu ihaleleri kazanması senaryosu ele alındığında, bir türbin üreticisinin bahsi geçen 200 türbinlik siparişin tamamını alması olası gözükmemektedir. Bu sebeple, ihale – bu haliyle – Türkiye’de hali hazırda kanat üretimi yapılan rüzgar türbini modelleriyle yatırım yapılacak rüzgar enerjisi projeleriyle sonuçlanacak gibi gözükmektedir.
İhalenin çok rekabetçi geçmesi beklenmektedir. Sahaların farklı farklı coğrafyalarda ve rüzgar rejimlerinde olmasından dolayı, yatırımcıların türbin seçimlerinde olası tüm marka ve modelleri değerlendirebiliyor olması, hem seçilen sahalar için en uygun ve en son teknoloji türbinlerin seçilmesi açısından, hem de yatırım maliyetlerini düşürülmesi açısından önemlidir. Bu imkan, rekabetçi fiyatlarla kazanılacak projelerin hayata geçirilmesinde fizibiliteleri oldukça olumlu yönde etkiyecektir.
Bu sebeple, hem mevcut faaliyette olan üreticilerin yeni ve farklı rüzgar türbin modelleriyle YEKA RES 2024’de yer almalarının, hem de daha önceki YEKA ihalelerinde tedarikçi olamayan firmaların ve türbin modellerinin kullanılmasının önü açılmalıdır.
YEKA RES İhaleleri ve Sanayi Geliştirme Hedefi
Tüm geçmiş YEKA RES ihaleleri ve şartnameleri incelendiğinde, Bakanlığı’mızın YEKA RES ihalelerini düzenlerken temelde iki ana hedefi olmuştur; birincisi olabilecek en rekabetçi koşullarda en düşük elektrik satınalma garantileriyle büyük ölçekli rüzgar enerjisi projelerini hayata geçirmek, ikincisi ise bu projeleri gerçekleştirirken yerli rüzgar türbini sanayisinin gelişimini sağlamak.
Birinci hedef konusunda, YEKA 2024 RES ihale modeli, daha önceki yazıda belirtildiği üzere, oldukça iyi bir kurguya sahiptir. Bu sebeple ihale sonuçlarında, oldukça iddialı elektrik alım fiyatları ortaya çıkacaktır.
İkinci hedef, sanayileşmek konusunda ise daha önceki YEKA 2 ve YEKA 3 modelleri incelendiğinde, bu ihaleler sonucunda çıkan projelerde kanat ve kule dışında sisteme yeni giren tedarik yerli tedarikçilere – limitli- bir kerelik (one off) siparişlerin verildiği görülmektedir. Bu siparişleri alan yeni tedarikçiler, ürünlerini gönderdikleri türbin üreticilerinin uluslararası tedarikçisi olamamış, sadece tek seferlik bu sipariş kadar – sınırlı – bir ekonomi ve etki yaratılmıştır.
YEKA RES 2024 ihalesinin rüzgar türbini sanayisine etkisini arttırabilmek için, kule, kanat ve ankraj tedarikçilerine ilave olarak yeni ve farklı ekipman üreticilerinin türbin üreticilerinin global tedarik sistemlerinin birer oyuncusu yapabilecek şekilde kurgulanması, Bakanlığı’mızın sanayinin gelişimi konusundaki hedefini daha etkin ve kalıcı bir şekilde yakalamasını sağlayabilir.
Nasıl olabilir? Bir Öneri : “İhracat Taahhüdü” Modeli
YEKA 2024 RES ihale şartnamesinde yerlilik koşullarını karşılayamayacak türbin tedarikçileri, ihale sonucunda oluşacak projelere yurtdışındaki üretim tesislerinden türbin tedarik etmesi durumunda, Türkiye’den belli bir süre zarfında (örneğin; 3 yıl içerisinde), yerli malı belgesine sahip (%51 yerlilik koşulu sağlayan), rüzgar türbini alt aksamlarının tedarik etmesi (örneğin; MW başına 500 000 USD’lik bir ihracat yapma taahhüdü gibi) koşulu getirilebilir.
İhracat Taahhüdü Modeli olarak adlandırılabilecek bu modelde, tedarikçi firma yerlilikle ilgili koşulları sağlayamadığı için yurtdışından türbin tedarik edip, Türkiye’den yukarıda dar çerçevesi verilmiş rüzgar türbini aksam ihracatı yapma taahhüdü her bir YEKA RES projesi için ayrı ayrı verecektir.
Böyle bir koşulla, örneğin 90 MW’lık bir YEKA Projesi’nin tedarikçisi olacak olan firma Türkiye’den kendi global tedarik sistemine 45 milyon USD’lik bir satınalma gerçekleştirmek durumunda kalacaktır. İhalenin tamamı düşünüldüğünde, örnekteki bu rakamlarla toplamda 600 milyon USD’lik bir ihracat sözkonusu olabilecektir. Bu sipariş büyüklüğü, özellikle küçük aksam üreticileri için önemli bir hacim olacak olup, ilk siparişlerle birlikte ciddi anlamda ölçek ekonomisi yakalanması olası olup, türbin üreticilerinin global tedarik sistemlerine birim başına rekabetçi fiyatlar sağlayabilen, çok daha fazla yeni oyuncunun girmesine olanak sağlayabilir.
YEKA RES 2024 projelerinde beş farklı proje olduğu göz önüne alındığında ve türbin tedarikçilerinin önerilen bu modelle çeşitlenmesi durumunda, global tedarik sistemlerine yeni girecek yerli sanayi firmalarımızın birden fazla firma ile çalışma imkanına sahip olmasına mümkün olabilecel, bu da müşteri çeşitliği ve farklı know-howların kazanılması açısından yerli firmalarımıza önemli kazanımlar sağlayacaktır.
Yerlilik şartlarını sağlayamayacak türbin üreticilerin “İhracat Taahhüdü” ile oyuna dahil edilmesi hem yatırımcıların sahalarında daha verimli türbin modellerini değerlendirme imkanına cevaz verip, hem de ihalenin yerli sanayi gelişimi hedeflerine daha etkin katkı sağlaması beklenebilir.
“İhracat Taahhüdü” Modelinde Yerlilikle İlgili İhale Kurgusu Nasıl Olabilir?
İhracat Taahhüdü modeli üzerinden yerlilikle ilgili ihale kurgusu yapılmadan önce sektörün sanayi tarafındaki mevcut kabiliyetlerini değerlendirmek önem arz etmektedir.
Kule üretimi: Kule üretiminde Türkiye’de dört adet çok aktif kule üreticisi var olup, bu firmaların hepsi üreticilerin global tedarik sistemlerinde aktif tedarikçi durumundadırlar. Bu sebeple, yerlilik ve yerli sanayi açısından, hangi ihale modeli kurgusunda olursa olsun, kule tedariğinde mevcut ihale şartnamesindeki yapının ve Türkiye’deki üreticilerden tedarik edilmesi şartının korunması önemlidir. Bununla birlikte, ihracat taahhüdü modeli içerisinde kule üretimine yer verilmemesi gerekir.
Kanat üretimi: Kanat üretimi konusunda Türkiye’de mevcut üretim bandı olan kanat modellerinin ihracat taahhüt modeli içerisinde yer almaması gerekir. Eğer türbin tedarikçisi firma, mevcut kanat üretim bantlarını kapatmadan, Türkiye’ye yeni bir kanat fabrikası veya yeni üretim bandı getirirse, bu yeni yatırımla üretilecek kanatların ihracatı, ihracat taahhüdü modeli içerisinde yerini alabilir ve alabilecekleri sipariş ise türbin tedarikçisi firmanın proje başına vereceği taahhüdünün %30’u gibi bir üst limitle sınırlanabilir.
Ankraj ve Bağlantı elemanları: Ankraj ve bağlantı elemanları tarafında, Türkiye’deki pek çok projeye ürün vermiş firmalarımız türbin tedarik firmalarının global tedariklerinden yeterince ilgi görmemekte ve sipariş almamaktadır. İhracat taahhüdü modelinde, ankraj ve bağlantı elemanları gibi sağlayıcılar yer alabilir ve alabilecekleri sipariş ise türbin tedarikçisi firmanın proje başına vereceği ihracat taahhüdünün %10’u gibi bir üst limitle sınırlanabilir.
Jeneratör: Rüzgar türbini jeneratör üretiminde geçmişte farklı firmalar, çeşitli üretimler yapmış olmakla birlikte bu üretimlerden sadece biri süreklilik arz eden bir üretime dönüşmüş olup, diğer yatırımlar ve üreticiler hem sipariş bazlı üretimlerle limitli kalmıştır. Kule ve Kanatla karşılaştırıldığında, global tedarik sistemi içerisinde jenaratör üretimi konusunda daha ileri bir noktaya gelinememiştir. Bu sebeple, jeneratör üretimi İhracat taahhüdü sistemi içerisinde yer alabilir ve alabilecekleri sipariş ise türbin tedarikçisi firmanın proje başına vereceği ihracat taahhüdünün %30’u bir üst limitle sınırlanabilir.
Pitch ve Yaw sistemleri: YEKA 3’le beraber ilk kez Pitch ve Yaw sistemleri tedarikçileri sisteme dahil olmuştur, fakat aldıkları sipariş bir kerelik – one off- sipariş olmuştur. Pitch ve Yaw sistemleri üretimi İhracat taahhüdü modeli içerisinde yer alabilir ve alabilecekleri sipariş ise türbin tedarikçisi firmanın proje başına vereceği ihracat taahhüdünün %30’u gibi bir üst limitle sınırlanabilir.
Diğer rüzgar türbin aksamları: Türkiye’de üretebilme potensiyeli yüksek olup fakat sipariş ölçeklerinin düşük olmasından dolayı ürün gamlarını rüzgar türbinlerine göre özelleştirmemiş trafo üreticileri, soğutma sistemi üreticileri, hidrolik sistem üreticileri, yağlama sistemi üreticileri gibi üreticiler İhracat taahhüdü modeli içerisinde yer alabilir.
Genel çerçevede ise, İhracat Taahhüdü modelinde, taahhüdü verilen tedariklerin minimum üç farklı yerli tedarikçiden yapılması ve her bir yerli tedarikçinin alabileceği siparişin ise türbin tedarikçisi firmanın proje başına yapacağı ihracat taahhüdünün %30’u gibi bir üst limitle sınırlandırılması gibi şartlar eklenebilir.
Bu model içerisinde, tedarikçi firmalar global tedarik sistemlerine tedarik edecekleri alt akşamların seçimi konusunda ihale şartnamesi Ek2’de verilen aksamlar çerçevesinden serbest bırakılmaları yeni yerli tedarikçi geliştirilme faaliyetlerini destekleyebilir.
İhracat Taahhüdü modelinde, burada yer alan şartların yansıra türbin tedarikçisi firmalardan taahhütlerini yerine getirmemesi durumunda irad kaydedilebilecek teminat mektubu talebi (İhracat Taahhüt değerinin %20’si gibi) gibi zorlayıcı idari talepler eklenebilir. Bu teminat mektubu, yatırımcı ile türbin tedarikçisi firma arasında imzalanacak türbin tedarik sözleşmesinin, sözleşme Kapanış maddelerinde biri olarak yer alabilir ve tedarik sözleşmesi imzasında Bakanlığı’mıza iletilebilir.
Önerilen bu modelin, uygulanmasının denetimi ve diğer idari şart, koşul ve kurallarının belirlenmesi Bakanlığı’mızın bu konuda uzmanlaşmış yerli aksamla ilgili mercileri tarafından yerine getirilebilir.
“İhracat Taahhüdü” Modelinin – Yatırımcı Açısından YEKA RES Projelerinin Finansmanına Katkısı
İhracat Taahhüdü modeliyle, yerli sanayinin gelişiyle ilgili hedefler sağlanabileceği gibi, YEKA RES projelerinde tamamen yurtdışında üretilmiş (veya sadece kulesi Türkiye’de üretilmiş) bir rüzgar türbini modeli kullanılmasının önü de açılmış olabilecektir. Bu durumda, yurtdışında imal edilecek ürün değerleri arttığı için, türbinin imal edildiği ülkenin ihracat ajansları üzerinden kullanılabilecek düşük maliyetli kredilerin miktarlarında artışlarına sebep olacaktır. Bu imkan, yatırımcının YEKA RES projelerinin finansmanında Avrupa ve Uzakdoğu menşeili ilave finansman kaynaklarına erişimi açısından önemli bir katkı sağlayacaktır.
Öneri Değerlendirmesi
Burada önerilen İhracat Taahhüdü modeli, yerli sanayinin derinleşmesine katkı sağlayabilecek ve yatırımcı açısından rüzgar santrali yatırım maliyetlerini düşürücü alternatif bir model önerisidir.
İlan edilen ihale şartnamesindeki yerlilik şartlarını sağlayan yatırımları korumak açısından, mevcut ihale şartnamesindeki yerlilik şartları ilan edildiği gibi aynen korunmalıdır. Bununla birlikte, ihale yerlilik yeterliği sağlayamayan türbin modelleri için bu şekilde alternatif bir yolun da ihale şartnamesine dahil edilmesi faydalı olabilir.
Yerlilik konusunda bu iki yöntemden hangisi türbin tedarikçisi firmalar açısından uygunsa o yöntemi tercih etme imkânının türbin tedarikçilerine sunulması faydalı olabilir.
YEKA RES 2024 Projeleri’ne ilişkin farklı açılardan değerlendirmelere önümüzdeki günlerde devam edeceğiz.
Habib Babacan Hakkında
Türkiye Rüzgar Enerjisi sektöründe 2008 yılından beri profesyonel iş yaşamını sürdürmekte olan Habib Babacan, kendi girişimi olan Mature Capital’le sektördeki yatırımcılara rüzgar enerjisi sektöründe ve rüzgar projelerinde İş Geliştirme, Proje Geliştirme, Strateji Oluşturma ve Proje Devir (M&A) alanlarında danışmanlık hizmetleri sağlamaya devam etmektedir. Rüzgar Projelerinin Devirleri (M&A) alanına odaklanmış Mature Capital hakkında daha fazla bilgiye aşağıdaki linklerden ulaşabilirsiniz.
https://www.maturecapital.com.tr
https://www.linkedin.com/company/mature-capital-m/
* Bu yazı ilk olarak Rüzgâr Enerjisi Dergisi yayınlanmıştır.