Uzay’da Güneş Enerjisi Yarışına Avrupa da Girdi
Avrupa’nın en büyük uzay çalışmaları şirketi Astrium yörüngede güneş enerjisi üretmek için çalıştıklarını açıkladı
Dünya yörüngesinde güneş enerjisi üretme düşüncesi her ne kadar bilim kurgu hikayesi gibi görünse de aslında hiç de yeni olmayan bir düşünce. Daha önce Yeşil Ekonomi’de ele aldığımız konulardan biri olan bu düşünce 30 yıldan fazladır ilgili çevrelerde tartışılan, Amerikan Savunma Bakanlığı tarafından yakın zamanda ABD eski başkanı George Bush’a gerçekleştirilmesi için önerilen bir proje. Bu konu ile ilgili hazırladığımız önceki makalemizi buradan okuyabilirsiniz.
Japonya’nın geçen yıl başlattığı 21 milyar dolarlık projenin ardından Avrupa’nın en büyük uzay çalışmaları şirketlerinden Astrium’un da aynı projeye farklı bir yaklaşımla daha güvenli bir çözüm getirecek çalışmalarda bulunduğu açıklandı.
İngiliz Telegraph gazetesinin haberine göre şirket beş yıl içerisinde 10-20kW arası güçte bir uyduyu deneme amaçlı olarak yörüngeye yerleştirerek buradan elde edilecek güneş enerjisini infrared lazer ışını olarak dünyaya iletmek için ilk adımı atacak.
Gazete’ye konuşan çalışmanın başındaki isim Matthew Perren; Küresel olarak sürekli artan ve çevreye etki etmeden sağlanması gereken bir enerji ihtiyacı olduğunu ifade etti.
Perren açıklamasında dünya yörüngesinde güneş enerjisi ile üretilecek enerjinin dünyaya infrared lazer yoluyla iletilmesinin dünya yüzeyinde enerji üretilmesinden daha pahalı olacağını kabul ederken bu yöntemin en önemli avantajının yörüngede üretilen enerjinin dünyanın herhangi bir noktasına hatta hareket halindeki nesnelere iletilmesinin olanaklı hale getirmesi olduğunu söyledi. Bu olanağında en fazla kargo gemileri ve tankerlerde uygulama alanı bulacağını belirten Perren deneme amaçlı yaptıkları çalışamalar ile laboratuvar ortamında oyuncak arabaları bu teknikle hareket ettirebildiklerini söyledi.
Perren sözlerine şöyle devam etti; Güneş’ten gelen enerjinin çok büyük kısmı atmosferden geçerken bulutlar tarafından emildiği için kaybediliyor ve geceleri de güneş’ten enerji elde etmek mümkün değil. Fakat yörüngedeki uydular yardımıyla bu güçlükler üstesinden gelerek uyduları güneş’in geliş açısına göre konumlandırarak 50 metreden büyük olabilecek paneller ile sürekli enerji elde edebilir ve bu enerjiyi infrared lazer teknolojisi ile dünyaya aktarabilir, bu enerji ile yüzbinlerce evin enerji ihtiyacını temiz enerjiden sağlayabiliriz.
Japonya hükümetinin ve California’nın varolan çalışmalarına da değinen Perren kendi çalışmalarının diğerlerinden daha güvenli olduğunu zira bu çalışmaların mikrodalga ışınlar aracılığı ile güneş enerjisini iletmeyi denediğini bunun da iletim sırasında herhangi bir hatanın bu mikrodalga ışının önüne çıkan diğer şeyleri kızartabileceğine fakat kendilerinin teknolojisinin zaten askeri amaçlarla uzun süredir kullanıldığını insan gözünün görebileceği spektrum’un çok gerisinde kalan bu infrared lazer’e çıplak gözle bakılsa bile hiçbir etkisinin olmayacağını söyledi.
Perren ihtiyaç duydukları teknolojilerin büyük kısmının halen varolan uydularda ve uzay gemilerindeki çalışmalarda test aşamasında olduklarını ve üstesinden gelmek zorunda oldukları bir çok güçlük bulunduğunu belirtirken sözlerini şöyle noktaladı; “Biz dünyadaki enerji santrallerinin yerini alacak bir şey üzerinde çalışmıyoruz, bizim yapmaya çalıştığımız alternatif enerji kaynakları sağlamak yönünde yap boz’un bir başka parçasını sağlamak.