Türkiye’nin ilk tamamen yerli jeneratör modernizasyonu gerçekleştirildi
EÜAŞ tarafından Keban hidroelektrik santrali için üretilen jeneratör 160 MW gücünde
Elektrik Üretim A.Ş. Türkiye’deki ilk %100 yerli hidroelektrik santral jeneratör modernizasyonunu gerçekleştirdiğini açıkladı.
EÜAŞ açıklamasına göre Keban Barajı için üretilen yüzde yüz yerli ve milli jeneratör 160 Megawat (MW) güce sahip, 4 ayda üretilen santral 22 Mart 2020 günü de elektrik üretimine başladı. Bununla birlikte bu jeneratör EÜAŞ tarafından aynı santral için üretilen ikinci jeneratör oldu.
Kurum tarafından yapılan açıklamada EÜAŞ Genel Müdürü İzzet Alagöz şunları kaydetti;
Şu anda iki yerli jeneratörümüz devreye girdi. 24 saat çalışıyor. Böyle kritik bir jeneratörü üretmek kolay olmadı ama sonunda başardık. Bu tecrübemizi ilgili kamuoyu ile paylaşmaya hazırız. Bize güvenen ve desteğini esirgemeyen Bakanımız Sayın Fatih DÖNMEZ’i mahçup etmedik. Allah’a hamd olsun” dedi.
Türkiye’deki elektrik üretimi hikayesinin ilk başladığı ve ülkemizin üçüncü büyük santrali olan Keban Hidroelektrik Santrali, Fırat Nehri’nin ana kolu üzerindeki ilk hidroelektrik santralidir. Keban Barajı’nın 8 ünitesi var. Barajın üzerine kurulduğu Fırat, Türkiye’nin su ihtiyacının yüzde 40’ını karşılıyor. Ülkemizde su ve elektrik deyince ilk akla gelen yer Fırat nehridir. Elektrik üretiminin hidroelektrik kısmının yüzde 60 kadarını Fırat’tan üretiyoruz.
Türkiye’de yerli ve milli üretime önem veriyoruz. Ben yıllardır yerli üretimle ilgili toplantılar düzenliyorum ve her toplantıda bunu vurguluyorum. 18 ay önce bu kurumda görevlendirildim. Projelerimizden birisi Keban Hidroelektrik Santrali için jeneratör üretmekti. Keban barajından bırakılan su; tarım, içme suyu ve elektrik üretimi için çok önemli. Böylesi önemli bir santralde yerli jeneratörleri üretme fikri, değerli Genel Müdür Nevzat Şatıroğlu döneminde alınan bir karardı. Çok ciddi ve iddialı bir karar olduğunu ifade etmeliyim. Çünkü Türkiye’nin en kritik noktasındaki bu baraj hata kabul etmez. Bu yüzden hata yapma lüksümüz yoktu.
Böylesine kritik bir jeneratörü üretmek kolay olmadı. Ben göreve geldiğimde arkadaşlar mühendislik çalışmalarını bitirmişti ve montaj aşamasına gelinmişti. Montaj sonrasında devreye alma safhasında istediğimiz sonuca ulaşamadık. Jeneratör üretimine tersine mühendislik ile başlayınca tasarımından kaynaklanan hatalar tespit ettik. Kendi mühendisliğimizi kullanmak zorunda kaldık. Ama yılmadık. Kolayı tercih edip, ihale çözümü de aramadık. İçimizde kanayan yara olan yerli mühendisliğin bir yerde kendini göstermesi gerektiğini düşündük. Bu duygularla “Jeneratörü kendimiz yapalım” dedik.
Bu jeneratör tamamen EÜAŞ çalışanlarıyla, hiçbir destek almadan yaptığımız bir jeneratör oldu. Bu denli büyük bir jeneratör ile ilgili ülkede yeterli tecrübe yoktu. Yüksek fiyat veren yabancı firmaları da biz istemedik. Sıfırdan başladık. Yeniden mühendisliğini gözden geçirip bütün hesapları yaparak benim de bizzat ilgilendiğim bir proje oldu. Daire başkanlarıyla iş bölümü yaptık. Tatil bayram demedik, uluslararası standartlarda tasarım, üretim ve test protokollerini inceledik. Her şeyi yeniden öğrendiğimiz bu projeyi sonlandırdıktan sonra, birinci türbin jeneratörünü devreye aldık.
Aşırı özgüvenden değil, yapmak zorunda olduğumuz, inandığımız için başardık. Bütün zorluklara rağmen projeye devam ettik. Bu tecrübemizle ikinci türbin jeneratörünü de yapmaya karar verdik. Birinciye harcadığımız 16 aylık süreden sonra, ikinci jeneratörü sadece 4 ay gibi kısa bir sürede ürettik. 22 Mart tarihinde büyük bir coşku ile devreye almayı başardık. Hatta 2. Jeneratörde kapasiteyi arttırdık.
Biz bütün bilgi, beceri ve birikimimizi kayıt altına aldık. Bunları bütün ülkeyle paylaşmaya hazırız. Güzel ülkemize armağan olsun.