Türkiye’deki konutların yalnızca yüzde 30’unda uygun yalıtım var
İzocam tarafından yapılan açıklama ile kentsel dönüşüm çalışmalarının enerji verimliliği açısından taşıdığı potansiyele dikkat çekildi
Türkiye’nin lider yalıtım ürünü şirketlerinden İzocam tarafından yayınlanan bir basın açıklamasında kentsel dönüşüm çalışmalarının enerji tasarrufu ve sürdürülebilir şehirler yaratma adına taşıdığı potansiyele dikkat çekildi.
Açıklamada İzocam Genel Müdürü Levent Gökçe’nin şu değerlendirmeleri paylaşıldı;
“Kentsel dönüşümü, özellikle çarpık yapılaşma içindeki niteliksiz konut stoğunun hızla ve güvenli yenilenmesi, daha etkin enerji verimliliği sağlanması, konforlu yaşam alanları yaratılması ve sağlıklı çevre ortamına kavuşulması açısından önemli bir fırsat olarak görüyoruz. Kentsel dönüşümün en verimli şekilde kullanılması gerekiyor. Isı ve ses yalıtımlı, enerji verimliliği yüksek, yangın güvenliği sağlanmış yeni binaların inşa edilmesi enerji tüketimini sınırlandıracak. Türkiye’deki 2016 sonu itibariyle, 9,4 milyonun üzerindeki bina stoğunun iyimser bir tahminle sadece yüzde 14,9’u TS 825 Binalarda Isı Yalıtım Kuralları’na uygun yalıtılmış durumda… Bu rakam 23,4 milyon üzerindeki mevcut konut sayısında yüzde 30,8’ini kapsıyor. Kentsel dönüşüm bu rakamın daha da yükselmesini sağlayacak.
İnce ve kalitesiz yalıtım malzemesi kullanılmasını engellemek için denetimlerin yoğun biçimde uygulanması gerekiyor. Daha kalın yalıtım malzemesi kullanımı, sistemdeki diğer maliyetleri yükseltmeden, tasarrufun orantılı bir şekilde artırılmasını sağlıyor. Kentsel dönüşüm ısı yalıtımının yanı sıra ses yalıtımı için de bir fırsat… Ses yalıtımı sesin bir bölmeyi geçmesi, sesin belli oranlarda durdurulması yolu ile ona özgü hesaplarla önlem alınarak istenen ölçüde azaltılabiliyor. Ses yalıtımı için binaların inşasında Taşyünü ve Camyünü gibi mineral elyaflı levhaların kullanılması önemli… Binanın dışının yanı sıra duvarların iç bölmelerinde, kat aralarında, tavan ve ara bölmelerde de yalıtımın uygulanması gerekir. Ayrıca merdiven ve asansör boşluklarının yalıtımının da yapılması ses geçişlerini azaltarak akustik konfor sağlıyor. Yalıtımın sağladığı çözümlerden biri de yangın güvenliği… Kentsel dönüşümün yangın güvenliği için çok iyi değerlendirilmesi gerekiyor. Özellikle çarpık kentleşmenin neden olduğu yangında can ve mal kaybı oranları bu sayede düşürülebilir. Binaların Yangından Korunması Hakkında Yönetmelik’e uygun özellikle yüksek binalarda taşyünü ve camyünü vazgeçilmez tercih olmalı… Binaların yüksekliğine ve konumlarına göre yangın yalıtımı da değişkenlik gösteriyor. Yönetmelik, 28,5 metre ve daha yüksek binalarda yangın güvenliği için sıvalı dış cephe ısı yalıtım sistemi uygulamalarında A1 sınıfı hiç yanmaz “taşyünü” malzeme kullanımını şart koşuyor. Plastik ürünlerin kullanılması durumunda ise yangın bariyerlerinin uygulanması şartı bulunuyor. Ayrıca yönetmeliğe göre yüksek binalarda kat aralarında yanmaz olarak sınıflandırılan A sınıfı malzemelerin kullanımı zorunlu hale getirildi. Yüksek sıcaklığa dayanıklı olan camyünü ve taşyünü yangın yalıtımında yüksek korunum sağlıyor.
Kentsel dönüşümde yapılacak binaların enerji tüketimlerinin daha fazla sınırlandırılması; AB’nin 2020 hedefleri gibi Türkiye’nin de İklim Değişikliği Ulusal Eylem Planı ve Enerji Verimliliği Strateji Belgesi’ndeki hedeflerini destekleyecek, yenilikçi uygulamaların yaygınlaşmasını sağlayacak. Avrupa Parlamentosu yayımlanan Binalarda Enerji Performansı direktiflerine göre 31 Aralık 2020 tarihinden itibaren bütün yeni binalar sıfıra yakın enerjili bina olacak. Kentsel dönüşüm uygulanırken yakın gelecekteki bu hedefin de göz önünde bulundurulması gerekiyor. Öte yandan sera gazı salımlarının azalması için binalarda alınacak önlemler de son derece önemli. BM’ye sunulan Ulusal Katkı Beyanı (INDC) hedeflerine ulaşmak ancak yalıtım ile mümkün oluyor. Beyanda yeni yapılan konut ve hizmet binalarının Binalarda Enerji Performans Yönetmeliği’ne uygun şekilde, enerji etkin olarak inşa edilmesinin gerekliliği yer alıyor. Diğer yandan binalarda Enerji Kimlik Belgesi oluşturularak sera gazı salımlarının kontrol altında tutulması ve enerji tüketimlerinin yıllara bağlı olarak azaltılması zorunluluğu da vurgulanıyor. INDC beyanında yeni ve mevcut binaların enerji verimli hale getirilmesinde vergi azaltımı, kredi gibi teşvik kanallarının geliştirilmesi gerekliliği ise bir kez daha hatırlatılıyor. INDC’de yer alan hedeflere ulaşılması için yeşil bina, pasif ev, sıfır enerjili ev tasarımlarının yaygınlaştırılması ile enerji ihtiyacının minimuma indirilmesi önem taşıyor. INDC’nin Binalar ve Kentsel Dönüşüm bölümünde yer alan pasif evlere ulaşılması sadece doğru tasarım ve kalın yalıtım uygulaması ile mümkün olabilir.”