“Türkiye üç Van Gölü kadar sulak alanını kaybetti”
Sulak alanların korunması için tarımda modern sulamaya geçilmesi gerekiyor
Açıklamada tropikal ormanlardan sonra en yüksek biyolojik üretim potansiyeline sahip ekosistemler olan sulak alanların aynı zamanda dünyadaki toplam su varlığının %1’inden az olan erişilebilir tatlı suyun önemli depolama alanları olduğuna dikkat çekildi.
Sulak alanların aynı zamanda iklim krizine karşı sigorta işlevi gören önemli karbon yutakları olduğu da hatırlatılan açıklamada bu iki önemli özelliklerine karşın sulak alanların en hızlı kaybın yaşandığı ekosistemler olduğunun altı çizildi.
Türkiye’nin1960’lardan bu yana sulak alanlarının yarısının nicelik ve kalite açısından sağlıklı yapılarını kaybettiği belirtilen açıklamada, ekolojik işlevini yitiren bu alanların toplam büyüklüğünün üç Van Gölüne eşit olduğuna vurgu yapıldı.
Açıklamada değerlendirmesi yer alan WWF-Türkiye Genel Müdürü Aslı Pasinli Türkiye’de sadece tarımda damla sulamanın yaygınlaştırılması ile bile her yıl toplam 16 milyar metreküp suyun tasarruf edilebileceğini kaydetti.
Tasarruf edilen bu su miktarının yaklaşık olarak Türkiye’nin yaklaşık olarak 3 yıllık evsel su ihtiyacına denk düştüğünü belirten Pasinli bu adım ile sulak alanların üzerindeki baskıyı azaltmaya katkı sağlayacağına vurgu yaptı.
WWF-Türkiye Tatlı Su ve Sulak Alan Programı Müdürü Eren Atak ise açıklamadaki değerlendirmesinde şunları kaydetti;
“Bugün ülkemizde sulak alan kaybının başlıca sebeplerinden biri tarımsal sulama. Tatlı suyun %73’ü bu amaçla kullanılıyor. Sulanan alanların %97’sinde yüzeysel sulama yöntemi uygulanırken sulamaya açılan 5,7 milyon hektar tarım arazisinin sadece 110.185 hektarlık bölümü en verimli sulama şekli olan damla sulama yöntemi uygulanıyor. Modern sulamaya geçiş, tarımsal üretimin sürdürülebilirliği ve iklim değişiminin yol açtığı kuraklığa karşı en etkili yöntem olmanın yanı sıra, sulak alanlarımızın korunması için de ivedilikle ele almamız gereken hususlardan biri. Modern sulama yöntemlerini yaygınlaştırmada kamu idaresine, yerel yönetimlere, tarım sektörüne ve STK’lara önemli görevler düşüyor. Söke Pamuğu Su Koruyuculuğu Yürütme Kurulu ve diğer paydaşlarımızla birlikte bölgede yürütmekte olduğumuz Pamuk Üretiminde Basınçlı (Modern) Sulama Sistemine Geçiş Pilot Projesi bu yönde örnek bir çalışmadır. Burada sürdürülebilir, modern sulamanın yaygınlaşması önündeki engelleri kaldırmaya yönelik bir iş modeli ortaya koyuyoruz.