Türkiye iklim değişikliği risk algısının en hızlı gerilediği ülke oldu
Pew araştırmasına göre Türkiye’deki iklim değişikliği algısı hızla gerilerken, atılacak adımlara yönelik kamuoyu desteği ise çok zayıf
ABD, Washington merkezli Pew Araştırma Merkezi yaklaşan Paris zirvesi öncesinde iklim değişikliğine dair küresel farkındalığa ve yapılması gerekenlere yönelik kamuoyu desteklerini inceleyen bir çalışma yayınladı.
Kuruluşun açıklamasına göre ’’İklim Değişikliği Hakkında Küresel Kaygı, Emisyon Sınırlama İçin Yaygın Destek’’ başlıklı anket çalışması 25 Mart ila 27 Mayıs 2015 tarihleri arasında aralarında Türkiye’nin de olduğu 40 ülkede, 18 yaşın üzerindeki 45.435 kişi ile yüz yüze veya telefon ile yapılan görüşmeler ile yüzde 4,1’lik hata payı ile gerçekleştirildi.
Çalışmanın sonuçlarına göre iklim değişikliğinin çok ciddi bir sorun olduğuna dair küresel ölçekte yüzde 54’lük bir kabul var.
Paris’te gerçekleşecek iklim zirvesinde imzalanacak uluslararası bir anlaşma ile ülkelerin sera gazı emisyonlarının sınırlandırmasına yönelik destek ise yüzde 78.
Katılımcıların yüzde 51’ine göre ise iklim değişikliği hali hazırda insanlığa zarar vermekte iken, yüzde 13’üne göre böyle bir etki ya çok uzun yıllar ya da hiç bir zaman gerçekleşmeyecek.
Bununla birlikte çalışma Türkiye’nin iklim değişikliğine yönelik farkındalık bakımından incelenen ülkeler arasında en gerilerde olduğunu ortaya koyuyor.
Çalışmanın verilerine göre Türkiye’de iklim değişikliğinin çok ciddi bir sorun olduğunu düşünenlerin oranı 2010 yılında yüzde 74 iken, 2015’te ise yüzde 37’e gerilemiş durumda. Bunun kısmen ciddi bir sorun olduğunu düşünenlerin oranı ise 2010’da yüzde 12 iken, 2015’te ise yüzde 37’e yükseldi.
Aralık ayında Paris’te gerçekleşecek olan iklim zirvesinde ülkesinin sera gazı emisyonlarını sınırlandıracak uluslararası bir anlaşmaya imza atmasını destekleyenlerin oranı küresel ölçekte yüzde 78 iken, bu oran Türkiye’de yüzde 56. Bununla birlikte Türkiye aynı zamanda yüzde 26’lık oran ile bu önermeye en fazla muhalefet edilen ülke.
İklim değişikliğinin çok ciddi bir sorun olduğuna dair algının başka ülkelerde de gerilediği görülüyor. Bu oranlar 2010-2015 yılları arasında Çin’de yüzde 41’den yüzde 18’e, Güney Kore’de yüzde 68’den yüzde 48’e, Japonya’da yüzde 58’ten yüzde 45’e, Polonya’da yüzde 31’den yüzde 19’a, Rusya’da ise yüzde 43’ten yüzde 33’e gerilemiş durumda.
Anket katılımcılarının yüzde 44’üne göre kuraklık ve su kesintileri iklim değişikliğinin muhtemel etkileri olacak iken bu oran Brezilya ve Burkina Faso’da yüzde 78, ABD’de yüzde 50, Tanzanya’da yüzde 59. Türkiye’de ise yüzde 35 ile aşırı hava olayları ile birlikte aynı orana sahip.
İklim değişikliği ile mücadele adına ABD, Japonya ve Almanya gibi zengin ülkelerin daha fazla sorumluluğu olduğunu savunanların oranı küresel ölçekte yüzde 54 iken yüzde 38’lik bir kesim ise gelişmekte olan ülkelerin gelecekte daha fazla salım gerçekleştirecekleri gerekçesi ile daha fazla adım atması gerektiğini düşünüyor.
Türkiye’de ise katkı yüzde 54 oranında zengin ülkelerden beklenirken, yüzde 26 ise gelişmekte olan ülkelerin de aynı derecede katkı yapması gerektiğini düşünüyor.
Gelişmekte olan ülkelerden katkı bekleyenlerin oranı ABD’de yüzde 50, Almanya’da yüzde 38, Japonya’da ise yüzde 58.
İklim değişikliğinin etkilerini düşürmek için neler yapılması gerektiği sorusuna ise küresel ölçekte katılımcılar yüzde 67 ile hayat tarzında belirgin değişiklik yapılması gerektiğini söylerken, Türkiye’de ise bu oran yüzde 51 oldu.
Bununla birlikte katılımcıların yüzde 22’si bu etkilerin teknolojik ilerleme ile düşürülebileceğine inanırken, aynı oran Türkiye’de ise yüzde 32.