”Türkiye enerjide bölgenin lideri olabilir”
EBRD Türkiye Enerji Verimliliği ve İklim Değişikliği müdürü Martinez Türkiye’nin verimlilik hedeflerinden umutlu
Türkiye’nin ‘enerji koridoru olma’ stratejisini son derece akıllıca bulan Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası’nın (EBRD) Türkiye’deki Enerji Verimliliği ve İklim Değişikliği biriminin müdürü Dr. Adonai Herrera-Martinez, hükümetin enerji verimliliğindeki yüzüncü yıl hedeflerinin ise tutturulabileceğine inanıyor. Nükleer enerjinin ihtiyaç duyan ülkeler için önemli bir seçenek olduğunu ifade eden yetkili, yenilenebilir enerji kaynaklarının ise gelişmişlik ölçüsü olarak görüldüğünü belirtti.
Herrera-Martinez, Ortadoğu ve Kafkaslar’daki enerjiyi ihtiyaç duyan tarafa taşımanın, enerji değer zinciri üzerinde önemli bir halka olduğunu, bu açıdan bakıldığında oldukça mantıklı göründüğünü söyledi. Bunun çok ilginç bir strateji olduğunu belirten yetkili, bu stratejinin Türkiye’ye rekabetçilik anlamında da kazanımlar sağlayacağını düşündüğünü belirtti.
Dr. Adonai Herrera-Martinez, Avrupa’nın ekonomik açıdan mevcut durumunda enerji talebinde bir düşüş beklense de, enerji koridoru olma stratejisinin oldukça uzun vadeli bir strateji olduğuna işaret etti. Avrupa ekonomilerinin eninde sonunda düzelme sürecine gireceğini ve taleplerinin de artmaya başlayacağını kaydeden Dr. Adonai Herrera-Martinez, bunun geçmişte Türkiye’de de böyle olduğunu hatırlattı.
Dr. Herrera-Martinez, Türkiye’nin bölgede dış politika alanında oynadığı rol model veya liderlik rolünü, ileride enerji verimliliği gibi alanlarda da benimseyebileceğini kaydetti.
Hükümetin, enerji alanında Cumhuriyet’in 100’üncü yılının kutlanacağı 2023 yılına yönelik oldukça iddialı hedefleri olduğuna dikkat çeken Herrera-Martinez, hükümetin ‘enerji yoğunluğunu’ önümüzdeki 10 yıl içinde yüzde 20 azaltma hedefinde olduğunu, bunun oldukça zorlu, ancak başarılabilir bir hedef olduğunu söyledi.
Herrera-Martinez, büyüyen ekonomi, artan kişibaşına düşen gelir, enerji talebi ve CO2 emisyonu açılarından bakıldığında nükleer enerjinin Türkiye için düşünülmesi gereken önemli bir seçenek olarak öne çıktığını ifade etti. 1980’lere kadar nükleer enerjiye sahip olmanın ülkeler açısından bir tür gelişmişlik göstergesi olduğunu anlatan Herrera-Martinez, son dönemde bu algının yenilenebilir enerji yönünde değişikliğe uğradığını belirtti. Türkiye’nin de bilinçli olarak bu yönde gelişme kaydettiğine işaret eden Herrera-Martinez, rüzgar ve hidroelektrik enerji santrallerine yapılan yatırımların bunun göstergesi olduğunu kaydetti.
‘Çevre’ faslında avantaj sağlayacak
EBRD’nin Akbank, Vakıfbank, Denizbank, Yapı Kredi ve İş Bankası aracılığıyla yenilenebilir enerji projelerine kaynak sağladığını anlatan Dr. Adonai Herrera-Martinez, bu projelerin Avrupa Birliği üyelik müzakereleri sürecinde ‘Çevre’ başlığı altında Türkiye’ye avantaj sağlayacağını ifade etti. EBRD’nin Türkiye’deki sürdürülebilir enerji projelerine sağladığı toplam kaynak miktarı 1 milyar Euro’ya ulaşmış durumda.
12 yenilenebilir enerji projesine 10 ila 50 milyon euro arasında değişen miktarlarda toplam 250 milyon euro kaynak aktardıklarını anlatan Dr. Adonai Herrera-Martinez, EBRD’nin Türkiye’de sadece 2009’dan bu yana faaliyet gösterdiği göz önünde bulundurulursa bunun önemli bir miktar olduğuna dikkat çekti.
Türkiye’de KOBİ’ler için TurSEFF isimli bir programları bulunduğunu hatırlatan Herrera- Martinez, bu program aracılığıyla Türkiye’deki KOBİ’lerin enerji verimliliği projelerini desteklediklerini anlattı. Sadece bankalar aracılığıyla değil, doğrudan destekledikleri projeler de bulunduğunu belirten Herrera-Martinez, Zorlu Grubu’nun inşa ettiği Türkiye’nin en büyük rüzgar enerjisi çiftliğine kaynak aktardıklarını anlattı. Herrera-Martinez, EBRD’nin kapısının projeleri olan her şirkete açık olduğunu söyledi. EBRD’nin doğrudan kaynak sağladığı şirketler arasında OYAK, Keskinoğlu, Kale Seramik ve Aksa gibi büyüklü küçüklü farklı sektörlerden firmalar bulunuyor.