TÜREB rüzgâr için stratejik sektör çağrısında bulundu

“Türkiye Rüzgar Enerjisi ve Rüzgar Sanayi Politika Belgesi” 7 başlıkta öneriler içeriyor

15 Mayıs 2023

Türkiye Rüzgar Enerjisi Birliği (TÜREB) rüzgâr enerjisi sektörünün stratejik sektör olarak kabul edilerek, gerek elektrik üretimi gerekse sanayi alanında daha fazla desteklenmesi çağrısında bulundu.

TÜREB tarafından geçtiğimiz hafta düzenlenen basın toplantısında konuşan TÜREB Başkanı İbrahim Erden, 14 Mayıs günü yapılacak seçimlerin Türkiye’nin yalnızca gelecek beş yılı için değil, Cumhuriyetin ikinci yüzyılına girildiği bir dönemde gelecek 10 yılların planlanması ve politika/strateji tercihlerinin belirlenmesi açısından da oldukça önemli bir kilometre taşı olacağını kaydetti.

Konuşmasının başında sektörün mevcut durumu hakkında kısa bir bilgi veren İbrahim Erden, Türkiye’nin mevcut rüzgâr enerjisi gücünün 12 bin MW’a yaklaştığını, halihazırda kapasite tahsisi yapılmış olan 8.500 MW’lık yeni güç için de geliştirme ve inşa süreçlerine geçildiğini, depolamalı rüzgâr enerjisi alanında ise 20 bin MW’lık başvuru yapılmış olduğunu sözlerine ekledi.

Rüzgâr enerjisi sektörünün yalnızca elektrik üretimi alanında değil, türbin ve ekipman üretimi gibi alanlarda da Türkiye ekonomisine önemli katkı sağladığını kaydeden İbrahim Erden, halihazırda sektörün sağladığı toplam istihdamın 25 bine ulaştığını, bununla birlikte sektörün üretiminin %80’lik bölümünü ihraç ederek Türkiye ekonomisine yıllık 1,5 milyar Avroluk katkı sağlamakta olduğuna dikkat çekti.

Türkiye Rüzgar Enerjisi ve Rüzgar Sanayi Politika Belgesi açıklandı

Konuşmasında TÜREB tarafından hazırlanan “Türkiye Rüzgar Enerjisi ve Rüzgar Sanayi Politika Belgesi” hakkında bilgi veren İbrahim Erden, çalışmada 7 ana başlıkta öneriler sunulduğunu söyledi. [1]

Çalışmadaki bu 7 ana başlık, rüzgâr enerjisi alanında uzun vadeli, gerçekçi hedefler ve vizyon belirlenmesi, kapasite tahsislerinin artırılması ve hızlandırılması, serbest piyasa yapısının güçlendirilmesi ve rekabetin artırılması, yatırımların izin süreçlerinin kısaltılması ve bürokrasinin azaltılması, şebeke yatırımlarının artırılması, rüzgar enerjisi sanayisinin gelişimine destek olunması ve finansmana erişim imkanlarının kolaylaştırılması olarak sıralanıyor.

2053 hedefi 100 Bin GW olmalı

Türkiye’nin hesaplanan teknik karasal ve deniz üstü alanlardaki rüzgâr enerjisi potansiyelinin 150 bin MW olduğu hatırlatan çalışmada, Türkiye’nin 2053 net sıfır emisyon hedefi doğrultusunda rüzgâr enerjisinde de 2035 için 49 GW, 2053 için de 100 GW’lık kurulu güç hedefinin belirlenmesi gerektiği savunuldu.

Bunun için de karasal rüzgar enerjisi yatırımları için sağlanan kapasitelerin artırılması dışında, tüm ön mühendislik ve mevzuat çalışmalarının tamamlanmasının ardından deniz üstü rüzgar enerjisi yatırımları için de kapasite tahsislerinin başlaması gerekiyor.

Bununla birlikte çalışmada kapasite tahsisleri ve yeni yatırımlar için YEKA, YEKDEM, lisanssız elektrik üretimi, kapasite artışları, ikili anlaşmalar, TÜREB YEKA, Deniz üstü YEKA ve benzeri tüm mekanizmaların işletilmesi gerektiği de belirtildi.

Elektrik piyasasında serbestleşme artırılmalı

Çalışmada elektrik piyasasında fiyatların limitlere ihtiyaç olmadan, kendi dengesini bulması gerektiği savunulurken, bunun için elektrik piyasasının yenilenebilir enerji dostu şekilde kurgulanarak, piyasa yapısının rekabeti artıracak ve fiyatı düşürecek şekilde geliştirilmesi gerektiği ifade edildi.

Elektrik üretimi alanında gündemde olan yeni teknolojilere de atıf yapılan çalışmaya göre Ulusal Hidrojen Stratejisi doğrultusunda Yeşil Hidrojen çalışmaları gibi enerji depolama alanında da mekanik, termal, kimyasal gibi tüm teknoloji alanlarına odaklanılması gerekiyor.

Şebeke yatırımları yenilenebilir enerji odaklı artırılmalı

Türkiye’nin elektrik şebekesinin yenilenebilir enerjilerin gelişimi karşısında kısıtıları bulunduğuna dikkat çekilen çalışmada, büyük ölçekli merkezi termik enerji santrallerine göre tasarlanmış mevcut şebekenin rüzgar potansiyeli yüksek olan düşük nüfus yoğunluğu olan bölgelerde yetersiz kaldığı ve bazı bölgelerde yatırım ihtiyacı bulunduğu ifade edildi.

Çalışmaya göre bunun için rüzgar kaynağının yüksek olduğu bölgelerde ana toplanma noktaları ve bunu şebekeye bağlayan hatların planlanmasını kapsayan havza planlamalarının daha da artması gerekiyor iken, bu yatırımların en azından bir kısmının stratejik sektör destekleme fonu benzeri oluşturulacak rüzgar enerjisi destekleme fonundan karışlanmalı.

Çalışmada ayrıca rüzgâr yatırımlarının inşaat öncesi proje geliştirme aşamasında yürütülen her türlü izin, onay ve planlama süreçlerinin sadeleştirilmeli ve kısaltılması, özellikle de TÜREB YEKA gibi projelerde uygulanabilecek tek-durak-ofis yaklaşımıyla tek bir kurum üzerinden yürütülerek hızlandırılması gerekiyor.

2030 için 5 milyar Avroluk ihracat hedefi belirlenmeli

Çalışmada küresel gelişmeler sonucunda özellikle Uzakdoğu-Batı rekabeti ekseninde Türkiye’nin daha güçlü ve rekabetçi bir bölgesel rüzgar sanayisi tedarik merkezi olma potansiyeli ortaya çıktığına dikkat çekildi.

Türkiye’nin bu fırsatı değerlendirebilmesi için de İzmir Çandarlı’da Rüzgar Endüstri İhtisas Bölgesi ve Lojistik Merkezi ile Tuzla ve Yalova Deniz Üstü Rüzgar Türbin, Platform ve Aksam Üretim Merkezi gibi rüzgâr türbin ve ekipman üretiminde kümelenme ve özel ihtisas bölgelerinin tesis edilmesi gibi adımların atılması gerekiyor.

Türkiye rüzgar enerjisi sanayisinin ihracat rakamının 2030 yılına kadar asgari olarak 5 milyar Avro’ya çıkartılması gerektiği de çalışmada altı çizilen noktalardan oldu.

“Yeşil/Çevreci Mükellef” sertifikası geliştirilmeli

Çalışmada rüzgâr enerjisi kullanımının artırılması ile rüzgâr yatırımlarının tabana yayılması için çözümler geliştirilmesi gerektiği de belirtilirken, elektrik tüketiminde yenilenebilir enerji kaynaklarını tercih eden tüketicilere “yeşil/çevreci mükellef” sertifikaları ile kurumlar ve gelir vergisi indirim ile istisnaları sağlanması önerildi.

Bununla birlikte yatırımcı ve sanayicilerin rüzgâr yatırımları için finansmana daha kolay ulaşabilmesi amacıyla non-recourse (projenin nakit akışına dayalı) proje finansmanı yapılabilmesini sağlayacak mevzuat düzenlemeleri yapılmalı.

 


[1] Türkiye Rüzgar Enerjisi ve Rüzgar Sanayi Politika Belgesi