TSKB İçin En Önemli Sektör Enerji ve Enerji Verimliliği

”Aynı iş için Avrupalı’dan iki kat fazla enerji tüketiyoruz”

22 Eylül 2009

Türkiye Sınai Kalkınma Bankası (TSKB) Genel Müdür Yardımcısı Orhan Beşkök, bu yılın ilk yarısı itibariyle toplam kredi portföylerinin 2,5 milyar dolar olduğunu belirterek, ”Kredi stoğumuzun yüzde 28’i işletmeleri bankalar ve finansal kiralama şirketleri aracılığıyla fonladığımız finans, yüzde 23’ü ise enerji sektöründe. 2 yıl içinde enerji ve enerji verimliliği, finansı geçerek TSKB için en önemli sektör olacak” dedi.

Beşkök, yaptığı açıklamada, enerji verimliliği konusunun Türkiye’nin gündemine yeni geldiğini, buna ilişkin kanun ve yönetmeliklerin bir süre önce yayınlandığını hatırlatarak, bu alanda Türkiye’de büyük potansiyel bulunduğuna dikkati çekti.

Türkiye’de enerji yoğunluğunun yüksek olduğuna işaret eden Beşkök, ”Biz bir birim mal üretmek için Avrupalı’nın tükettiği enerjinin neredeyse 2 mislini tüketiyoruz. Bizdeki enerji yoğunluğu AB ortalamasının neredeyse 2 katı. Bu veri Türkiye’de 2006’da 0,36, OECD’de 0,19, Japonya’da 0,10, ABD’de 0,21, Avrupa’da ise 0,10-0,20 arasında değişiyor” dedi.

Almanya, Danimarka ve Fransa’nın, enerji yoğunluklarını yüzde 30-40 arasında azalttığını belirten Beşkök, Türkiye’nin enerji üretiminde ağırlıklı dışa bağımlı bir ülke olduğunu, enerji talebinin önümüzdeki yıllarda önemli ölçüde artacağını, bunu karşılamanın ek kapasite yaratma ya da mevcut enerji yoğunluğunu azaltma gibi kolay bir yolu bulunduğunu anlattı.

Beşkök, kriz dönemlerinde firmalarda genelde tasarrufa gidilen ilk giderin işçilik olduğuna dikkati çekerek, ”Halbuki enerji verimliliğindeki bir artış, dolayısıyla enerji giderlerindeki düşüş daimi bir tasarruftur. Bu açıdan enerji verimliliği, önümüze potansiyeli çok yüksek bir alan olarak çıkıyor” şeklinde konuştu.

Türkiye’de demir çelik başta olmak üzere seramik, kimya, kağıt ve çimento sektörlerinde enerji verimliliğinin yüksek olduğuna ve büyük bir potansiyel bulunduğuna işaret eden Beşkök, enerji verimliliği konusunda demir çelik sektöründe önemli atılımlar gördüklerini, seramik ve kağıt sektörlerinde bu alana yönelik yatırımlar gözlemlediklerini, konutlarda da enerji verimliliği konusunda büyük bir potansiyel olduğunu söyledi.

Beşkök, aydınlatmanın; gerek sanayi ve konutlarda gerekse perakende sektöründe enerji verimliliği açısından potansiyeli yüksek olan bir alan olduğunu belirtti.

”Türkiye’nin sera gazı salımı yüzde 118 artış gösterdi”

Orhan Beşkök, Türkiye’nin sera gazı emisyonlarının son yıllarda önemli artışlar gösterdiğini belirterek, ”Kyoto Protokolü’ne imza attığımız için sera gazı emisyonlarındaki artışlar ve bu artışların bir şekilde durdurulma gereği gittikçe önem kazanıyor. Türkiye’nin 1990’dan 2007 yılına kadar sera gazı salımı yüzde 118 artış gösterdi” dedi.

373 milyon ton/karbondioksit eş değeri emisyonun yaklaşık yüzde 83’ünün enerji kullanımından kaynaklandığını ifade eden Beşkök, sanayide enerji verimliliği alanında proses ve jenerik türü yatırımların söz konusu olduğunu, bir firmanın doğru yatırım yaparak enerji giderlerinde yarı yarıya varan tasarruflar elde edebileceğini söyledi.

Krizde firmaların, tasarrufa yöneldiğini ve sabit yatırım iştahlarının azaldığını dile getiren Beşkök, orta ve büyük ölçekli firmaların enerji verimliliği projeleri için kredi talebinde bulunduğunu, konunun önemi anlatıldığında küçük çaplı firmalardan da talep gelebildiğini anlattı. Beşkök, krizin etkilerinin kaybolmaya başlamasıyla beraber KOBİ’lerin enerji verimliliğine olan talebinin artacağına inandıklarını da ifade etti.

Beşkök, enerji verimliliğine olan ilginin artacağını düşündüklerini kaydederek, 2000’li yılların ortasından beri yenilenebilir enerji projelerine destek sağladıklarını, şu ana kadar 72 adet yenilenebilir enerji projesine kredi kullandırdıklarını, bunların toplam kurulu gücünün 2 bin megavatın üzerinde bulunduğunu ve Türkiye’deki toplam yenilenebilir enerji kurulu gücünün yaklaşık yüzde 15’ine tekabül ettiğini söyledi.

TSKB Genel Müdür Yardımcısı Beşkök, bir yatırımın enerji verimliliği olarak nitelendirilmesi ve finanse edilmesi için 2 kriterden birini karşılaması gerektiğini, bunların ”yatırımın gerçekleştiği bölümde asgari yüzde 20’ye varan enerji gideri düşüşü olması” veya ”yatırımın getirilerinin asgari yüzde 50’sinin enerji verimliliğinden kaynaklanması” olduğu bildirdi.

Kriz nedeniyle TSKB’nin toplam kredi hacminde geçen yıla göre bir düşüş olduğunu, 2009’un geçen yılın altında kalacağını belirten Beşkök, ”Bu yıl özellikle imalat sanayinden gelen yeni kredi taleplerinde bir düşüş söz konusu. Ancak yenilenebilir enerji ve enerji verimliliği projelerine talep hala canlı bir şekilde devam ediyor” diye konuştu.

Beşkök, enerji üretimi ve enerji verimliliği projelerine destek amacıyla Dünya Bankası’ndan temin ettikleri 420 milyon dolar, Avrupa Yatırım Bankası’ndan temin ettikleri 150 milyon avro ve KfW Kalkınma Bankası’ndan temin ettikleri 75 milyon dolar tutarındaki kredilerin kullandırımının devam ettiğini, söz konusu 3 kredinin yüzde 15’ini enerji verimliliğine vermeyi ümit ettiklerini bildirdi.

Bu yılın ilk yarısı itibariyle toplam kredi portföylerinin 2,5 milyar dolar olduğunu belirten Beşkök, ”Kredi stoğumuzun yüzde 28’i işletmeleri bankalar ve finansal kiralama şirketleri aracılığıyla fonladığımız finans, yüzde 23’ü ise enerji sektöründe. 2 yıl içinde enerji ve enerji verimliliği, finansı geçerek TSKB için en önemli sektör olacak” dedi.

Beşkök, imalat sanayi, nakliye, iletişim, turizm, metal ve inşaat sektörlerine kredi kullandırmaya da devam ettiklerini bildirdi. TSKB’nin de enerji verimliliğini benimsediğini, tükettikleri sera gazı emisyonlarını silme yönünde bu yıl içinde bir adım attıklarını anlatan Beşkök, şöyle devam etti:

”Bağımsız bir kuruluşun desteğiyle yaptığımız ölçümlere göre yıllık sera gazı emisyonumuz bin 250 ton/karbondioksit eş değeri. Bunu saptadıktan sonra Türkiye’de faaliyet gösteren bir yenilenebilir enerji üreticisinden sertifika satın alarak bu yılın ortası itibariyle karbon ayak izimizi sildik. Türkiye’de bu işi yapan ilk finansal kurum biziz.

Banka olarak karbon ayak izimizi silerken bir taahhütte bulunduk; elektrik tüketimimizi 2 yıl içinde yüzde 7 azaltacağız diye… Azaltmaya başladık bile… Diğer bir gelişme de; bankamız bu yılın ortasından başlayarak tükettiği enerjinin tümünü yenilenebilir kaynaklara dayalı elektrik üreten bir tesisten karşılamaya başladı. Böylece karbon ayak izimizin boyutları çok küçülecek. Enerji verimliliğini önce kendi bünyemizde başlattık.” (AA)