“Tedarik krizini rüzgârda fırsata çevirebiliriz”

TÜREB Başkanı Erden, Türkiye’nin rüzgâr enerjisi sanayisinde güvenilir bir üretim merkezi olarak öne çıktığını söyledi

20 Mayıs 2022

Türkiye Rüzgâr Enerjisi Birliği (TÜREB) Başkanı İbrahim Erden yaşanmakta olan küresel tedarik zinciri krizinin Türkiye’ye rüzgar enerjisi sanayisi alanında çok önemli bir fırsat penceresi açtığına dikkat çekti.

İbrahim Erden, TÜREB tarafından Ankara’da düzenlenen basın buluşmasında yaptığı değerlendirmelerde, küresel tedarik zincirinde Kovid-19 ile başlayan aksamalardan rüzgâr türbini üreticilerinin de etkilendiğini ve önemli düzeyde endişe duyduklarını belirtti.

İspanya’nın Bilboa şehrinde geçtiğimiz ay düzenlenen WindEurope etkinliğinde bunu doğrudan gözlediklerini ifade eden İbrahim Erden, kendilerine “Türkiye’yi gelişmiş rüzgar sanayii tedarik zincirinde çok önemli bir yerde görüyoruz ve biz de kendi üretimimizi buraya kaydırmaya çalışıyoruz” denildiğini, Enercon, Nordex ve Vestas gibi global üreticilerin üst düzey yöneticilerinin de TÜREB heyetinde yer alan Türk kamu temsilcilerine bu konuda önlerinin açılması talebinde bulunduğunu söyledi.

Oluşan bu durumun Türkiye’yi rüzgâr enerjisi sanayisinde güvenilir bir üretim merkezi olarak öne çıkararak, hiç olmadığı kadar fırsatlara yakın hale getirdiğini kaydeden Erden, Türkiye’nin Avrupa pazarına yakın olmasının da etkisi ile yaşanan bu krizi fırsata çevirebileceğini söyledi.

Her yıl 3 GW kapasite sağlanmalı

İbrahim Erden bu fırsatın değerlendirilmesi için yerli sanayiinin hayatta kalmasını sağlayacak can suyuna ihtiyaç olduğunu, bunun için de rüzgâr yatırımları için düzenli olarak her yıl 3 GW yeni kapasite sağlanması gerektiğini kaydetti.

Erden sözlerinin devamında düzenli bir kapasite sağlanması ile yerli sanayici ve yatırımcıların yatırım yapabilecekleri, akabinde de yabancı fon ve sanayicilerin Türkiye’ye gelmeleri mümkün kılabilecek bir yatırım oluşabileceğine işaret etti.

“Rüzgarda ‘aşağıya doğru derinleşen bir endüstri’ hedefliyoruz”

Toplantıda TÜREB’in yerli rüzgâr sanayisinin gelişmesi hedefi doğrultusunda yürüttüğü çalışmalar hakkında da bilgi veren Erden ilgili kurumlar ile koordineli biçimde bir yol haritası belirleyip, hedefler koyduklarını kaydetti.

Rüzgâr sanayisinde yalnızca büyük komponentlere değil aynı zamanda döküm, metal, kimya gibi rüzgar sanayisine hizmet edebilecek yan sanayi alanlarına da bakılması gerektiğine vurgu yapan Erden, sanayinin organik olarak büyümesi ile sürdürülebilirliğin sağlanabileceğinin altını çizerken, rüzgârda ‘aşağıya doğru derinleşen bir endüstri’ hedeflediklerini kaydetti.

Erden iki yıl önce yaptıkları çalışmaya göre Türk rüzgâr sanayisinin %80’i ihracata yönelik olmak üzere 1 milyar Avro ciroya ulaştığını hatırlatırken, güncelleme çalışmaları devam eden veriler ile bu rakamın 2022 sonunda 1,5 milyar Avroyu geçmiş olacağını öngördüklerini de sözlerine ekledi.

TÜREK’e rüzgârın lider ülkelerinin temsilcileri davet edilecek

TÜREB Başkanı Erden, sanayi çalışmaları kapsamında Haziran ayı başında İzmir Kalkınma Ajansı (İZKA) desteğiyle İzmir’e Sanayi Bakanlığı, Enerji Bakanlığı ve Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi’nden mümkün olan en üst düzey temsilcilerle teknik gezi düzenleyeceklerini, bölgedeki 6-7 sanayi tesisini ziyaret ederek, brifingler yapmayı planladıklarını ifade ederken, Eylül ayında Almanya’da düzenlenecek Wind Energy Hamburg toplantısında da mümkün olduğu takdirde ilgili Bakanlardan birinin de konuşmacı olacağı, en üst düzeyde katılım göstereceklerini söyledi.

İbrahim Erden, Türkiye Rüzgâr Enerjisi Kongresi – TÜREK‘i de bu yıl, rüzgarın başkenti İzmir’de yapacaklarını da duyururken, kongreye Almanya, İspanya, Danimarka gibi rüzgâr sanayisinin en gelişmiş ülkelerinin sanayi kuruluşları ve büyükelçilerini davet edeceklerini söyledi.

İki yıl içinde 3 bin MW yeni güç devreye girebilecek

Toplantıda Türkiye’nin rüzgardaki toplam kurulu gücü ve proje stoğu bilgilerini de paylaşan TÜREB Başkanı Erden’in verdiği bilgilere göre Türkiye’nin rüzgâr gücü Kovid-19’un başlangıcından beri 3.274 MW, 2021 yılında ise 1.774 MW artış ile 11 bin MW seviyesine ulaştı.

İnşa halinde ise 2 bin MW’lık bölümü YEKA projelerinden olmak üzere, toplamda 5 bin MW’lık proje bulunuyor. Bunlara ilave olarak da 2 bin MW düzeyinde hibrit projenin çalışmaları yürütülüyor.

TÜREB öngörüsüne göre bu proje stoğunun yaklaşık 3 bin MW’lık bölümü gelecek iki yıl içinde devreye girebilecek. 4-5 yıl içinde devreye girecek projelerin toplam yatırım tutarı ise 3 milyar dolara ulaşacak.

“YEKA RES-3’te iddialı teklifler gelebilir”

31 Mayıs’ta başvuruların alınacağı ve 800 MW’lık kapasitenin tahsis edileceği YEKA RES-3 yarışmalarının sektörün talebi doğrultusunda ertelendiğini ve olumlu bir gelişme olduğunu kaydeden Erden, yarışmalar hakkında şu değerlendirmeyi paylaştı;

YEKA GES’teki zeyilnamelerin rüzgara etkisi olacağını biliyorduk. EİGM ile görüşmeleri hep şu şekilde yaptık: Yatırımcıya zeyilname kapsamındaki değişiklikleri değerlendirmek için yeterli zamanı verecek kadar süre verin ki ilgi daha fazla olsun. Güneşte böyle olmadı diyebilirsiniz, güneşin avantajı orada sahaların zaten belli ve incelenmiş olmasıydı. Ayrıca en büyük değişiklik erken bitirmeye prim verilmesiydi. Ama rüzgarda böyle değil, rüzgarda saha işi daha farklı. Teklif vereceği projeyi ne kadar önce bitirebileceğini daha önce hiç kimse çalışmamıştı, bunun için ‘en önemli risk nedir, o riski ya da zorluğu kadar hızlı aşarız’ ona bakmak gerekiyor. Bu mümkün değildi. Biz de üyelerimizle bu amaçla bir anket yaptık. Üyelerimizin yüzde 84’ü “1 ila 3 ay ertelensin” dedi, kalan yüzde 16’sı “Biz bu durumda girmeyeceğiz” dedi. Bunu da EİGM ile paylaştık, uygun görüldü ve 1 ay erteleyelim dendi. Talebimiz böyleydi. O açıdan olumsuz görmüyoruz, bilakis sektörün beklentisi karşılanmış oldu. Teklifler 31 Mayıs’ta alınacak. Kurdan dolayı ne olur bilmemekle birlikte iddialı teklifler gelebilir çünkü büyük oranda (doğrudan ya da dolaylı olarak) yabancı para cinsinden hibrit olmuş oluyor, bu tip düzenlemeler uzun vadede daha güven verecektir. “Teslimde 66 ayı 30 aya çekecek teklifler çıkacak” diye bir beklentimiz yok ama en azından daha rekabetçi teklifler gelebilmesi için yatırımcının onay mercileri, hissedarları gibi paydaşlarıyla konuşmaya zamanı olmuş oldu.

Tavan fiyat uygulamasının uzamayacağını ümit ediyoruz

Değerlendirmelerinde yakın zaman önce devreye alınan Kaynak Bazlı Tavan Fiyat Uygulamasının, düzenlemede belirtildiği gibi 6 ay ile sınırlı kalmasını ümit ettikleri ifade eden İbrahim Erden, elektrik fiyatlarının uzun vadede düşürülmesinin yolunun daha fazla yenilenebilir enerji yatırımı olduğuna vurgu yaptı. Erden bu konularda şunları söyledi;

Geçmiş yıllardan beri enerji piyasamızda sübvansiyonlar var ama fiyat oluşumu açısından en azından daha öngörülebilir bir ortam vardı, ama takip edildiğinde son bir yılda dolar bazında enerji fiyatları 2-2,5 katına geldi. Tabi bir müdahale yaşadık, buna göre şu anda kaynak bazlı tavan fiyat yenilenebilir enerji için 1.200 TL/MWh olarak belirlendi, yani o günkü kur karşılığıyla PTF 8,2 ABD Dolar-sent oldu. Kurun artmasıyla beraber eskalasyon uygulanacak ve yeniden değerlendirme ile bu fiyat tekrar artacaktır. Yüksek elektrik fiyatı olgusundan çıkışın yolu elektrik piyasasında girdi maliyetleri olan kömür ve doğalgaz fiyatının azalması ama uzun vadede daha çok yenilenebilir kapasitesi tahsisi ve ilgili yatırımların yapılmasıdır. Rüzgar ve güneşin orta ve uzun vadede fiyatları düşürebilecek ilaç gibi değerlendirilmesi gerekir. Halen yürürlükte olan kaynak bazlı piyasa tavan fiyatı belirlenmesi uygulamasının daha önce açıklandığı gibi 6 aydan sonra devam etmemesini ümit ediyoruz, zira uzaması halinde bu durumun açıklanması zorlaşacaktır.