Taratorya Standartları Enstitüsü…
Sonsuz evrenin uzak bir köşesinde, orta ölçekli bir galaksinin, orta ölçekli güneş sisteminde üzerinde bir yaşam formu bulunan orta ölçekli bir gezegeni ve bu gezegenin ortalarında yer alan Taratorya isimli bir ülkesi varmış. Bu ülke gezegendeki genel ortalamaya göre sistemindeki güneşinden oldukça iyi faydalanabilecek bir konumdaymış. Hal böyle olunca, bu ülkede nerede ise geçmişi 40 Taratorya yılına varan iyi-kötü bir termal güneş enerjisi sistemleri sektörü gelişmiş. Üstelik de bu sektör ağlayıp sızlamadan, korunma beklemeksizin, kapasite olarak dünyanın önde gelen ülkelerinden biri haline gelmiş. Bu ülkedeki üreticiler fiyat/performans ölçeğinde dünya ile rekabet edebilen ürünler geliştirirlermiş, geliştirmesine ama bir türlü memlekette bu ürünlerine bakıp, test edip, “aferin arkadaş, senin ürünün kaliteli ve güvenli” diyebilecek bir merci bulamazlarmış.
Birgün memlekette Taratorya Standartları Enstitüsü isminde bir enstitü kurulmuş. Gel zaman git zaman, Taratorya ülkesinin yöneticileri, ülkenin batısında yer alan bir birliğe katılım süreci dolayısı ile içinde Taratoryalı termal güneş enerjisi sistem üreticilerini de ilgilendiren kriterlerin bulunduğu birlik standartlarının bir çoğunun tercümesini kendi portföylerine katmışlar. Taratorya ülkesinin termal güneş enerjisi sistemi üreticileri çok sevinmişler. “Artık bizim de Taratoryaca ve gezegen normlarında bir standardımız var…” demişler.
Yıllar yılları kovalamış, bir türlü Taratorya Standartları Enstitüsü tercüme ettirdiği standartlara uygun kalite ve performans testleri yapabilecegi bunları da gezegenin başka memleketlerinde de kabul ettirebilecegi akredite bir laboratuar kuramamış. “Bu elbise bize dar geliyor, bu ürünleri başka memleketlere de satmalıyız…” diye çırpınan Taratorya’lı üreticilerin karşısına ise hep yabancı enstitüler çıkıyormuş. Bu enstitüler köprü başını öyle bir tutmuşlar ki, zavallı Taratorya’lı üreticiler gak sertifika parası guk test parası, elde avuçta olanı buralara dökmek zorunda kalmışlar. Heyhat sistem böyle kurulmuş… Taratoryalı üreticiler bağırlarına taş basıp böyle yoğrulup gitmişler. Yıllar yılları kovalamış…
Bir gün Taratorya ülkesindeki bir kamu kuruluşu “Yahu bıktık doğalgaz parası ödemekten, niye bu işin büyük bölümünü güneş ile yapmıyoruz ki ?…” diye yeltenip bir sistem kurmak üzere bir şartname hazırlatmış… Taratorya ülkesinin üreticileri şartnameyi alınca bir de ne görsünler ? Şartname tamamen yabancı ülkede kaleme alınmış bir standardı telaffuz ediyor… Taratoryalı üreticiler hemen Taratorya Standartları Enstitüsünü aramışlar. Sormuşlar; “Kardeşim, hadi akredite test laboratuarınız yok, hadi biz kucak dolusu para ödeyip dışarıdan bu testleri ve geçerli akreditasyonu alıyoruz.. Ama Allah aşkına hiç olmazsa Taratorya diline tercüme ettirdiğiniz gezegen standardının, üstelik de bir kamu ihalesinde, yabancı standardın adının yanına konulması için bir girişimde bulunamaz mısınız ? Burası müstemleke mi…? “
Taratorya Standartları Enstitüsünün iyi niyetli yöneticisi konuyu hemen Taratorya İhale Kurumuna aktarmış. Taratorya İhale Kurumu ise bir şey yapamayacaklarını söylemiş. Çünkü ihalenin özelindeki detaydan hazırlayan kurum sorumlu imiş. Belli ki o kurumun yöneticileri ellerine bir broşür alıp olduğu gibi kopyalamışlar. Taratoryalı üreticiler ise Taratorya Standartları Enstitüsüne demişler ki; “Yerli laboratuar yok, test sonuçları akredite değil, e bir de akredite olmayan test sonuçları üzerine verdiğiniz sertifikanın kullanım bedeli olarak binlerce taratorya lirası tahsil ediyorsunuz… Yerli marka sertifikasının en azından bir kamu ihalesinde arkasında duramıyorsunuz… O taktirde iptal edin bizim Taratorya Standartları Enstitüsü sertifikamızı, biz eloğlunun sertifikası ile halvet olalım…”
Taratorya Enstitüsünün iyi niyetli yöneticisi, biraz mahçup, kısık ses ile; “Haklısınız, Burası Taratorya…” demiş.
Onlar ermiş muradına, biz çıkalım kerevetine…
Not: Bu hikayede sözü edilen, ülke, kurum ve kişiler tamamen fiktiftir. Dünyamızda ve ülkemizde böyle garip kurum ve kişiler ve süreçler bulunmamaktadır.