Sürdürülebilirlik Raporlamasının Ötesine Geçebilmek

Ethem Yenigün
22 Mart 2013

İş dünyasında, sürdürülebilirlik raporlamalarını yapan firmaların sayısı artmakta, daha önce raporlama yapan firmalar, raporlamalarını geliştirebilmektedir.

Bu raporlamalar, çeşitli paydaşlar için farklı anlamlara gelmektedir. Firmalar ekonomik, çevresel ve sosyal verilerini özel sektör ve kamu sektörü ile paylaşmaları vasıtasıyla şeffaflığı;  raporlamanın kendisi ise firmalar için bir pazarlama aracı, firma yönetimi için bir kurumsallaşma aracı işlevi görmektedir. Seviyesi, içeriği, kalitesi ne olursa olsun, sürdürülebilirlik raporlamasının varlığı, tüketici ve diğer paydaşlara bir güvence, rekabet açısından firmaya bir avantaj sağlamaktadır.

Sürdürülebilirlik raporlaması denilince akla ilk gelen GRI (Global Reporting Initiative) sürdürülebilirlik raporlaması olmaktadır. Bu raporlama, bir şablondan oluşmaktadır. Dolayısıyla, bu raporun hazırlanması firmalar için zor olmamakta, firmanın bünyesinde yeterli altyapının olmadığını varsaysak bile, bu raporun hazırlanıp yayınlanması en azından bir danışmanlık firması desteğiyle yapılabilmektedir. Yâda raporda kullanılan veriler, ilgili dönemde raporlamanın gerektirdiği kaliteye sahip değilse, bu veriler bir planlama ile düzenlenerek kullanılabilir kaliteye getirilebilmektedir. Yani, aslında herhangi bir firmanın bu raporlamayı hazırlamasının çok zor olmadığı anlaşılmaktadır

Peki,  bu raporlama, kurumlara sürdürülebilirlik çalışmaları için yeterli bir araç olmakta mıdır?  Bu noktada, raporlamanın kendi yapısından kaynaklanan bazı sorunlardan bahsedilebilir.

Bu raporlamanın paydaşlar tarafından fark edilmesinde zorlukları bulunmaktadır. İlgili raporlamadan, konuya ilgi duyanlar dışındakiler haberdar olabiliyor mu? Bir müşterinin çevreci olduğunu ve tükettiği malları seçerken firmaların sürdürülebilirlik raporlamalarına dikkat ettiğini varsayalım. Bahsedilen müşteri, bu raporlamanın yapıldığını nasıl öğrenebilecektir? Müşterinin, aldığı ürün aracılığıyla, üretici firmanın bu raporlama yapıp yapmadığını öğrenmesi çok zor olmaktadır.

İstendiğinde takdirde, raporda yazılan mali bilgiler bağımsız denetim ile teyit edilebilmektedir. Bu mali bilgiler dışındaki diğer ekonomik, sosyal ve çevresel veriler için benzer bir süreç bulunmamaktadır.

Yani raporlamanın amacı, bir beyan ise, bu beyanın doğruluğunun sağlanması da gerekmektedir. Bu doğrulama, aslında firmanın bu raporlama dışında bir sürdürülebilirlik stratejisi olmasını ve bu stratejinin eylemlere dönüşmesinin takip edilmesini gerektiriyor.

İlgili kurumlar, raporlama dışında bir sürdürülebilirlik stratejisi hazırlamış mı? Yönetim ve çalışanlar firmanın özelinde hazırlanan sürdürülebilirliğin ne demek olduğunu kavramış mı? Çalışanların bu rapordan haberi var mı?

Olması gereken, firmaların sürdürülebilirlik çalışmalarının bu raporlamanın ötesine geçerek bir stratejiye dayanmasıdır. Bu strateji, kurumsal olarak belirlenmeli, tüm firma çalışanları, kendi görevlerinin, firmanın sürdürülebilirlik çalışmalarını nasıl etkileyeceği konusunda bilgi sahibi olmalıdır. Bunun paralelinde, birimler için sürdürülebilirlik planlamaları ve hedefleri belirlenmeli, bunlar yönetim tarafından takip edilerek denetlenmelidir.

Bu stratejide, firmanın kısa, orta ve uzun dönemli sürdürülebilirlik hedefleri olmalı, bu strateji ve hedefler, kurum içinde diğer strateji ve hedeflerle paralel olmalıdır. Kısaca bir kültür oluşumunun sağlanması ve bunun tüm paydaşları ile uygulanabilir ve sürdürülebilir olması gerekmektedir.

Bütün bu çalışmaların planlanması, uygulanması ve uygulamaların takip edilmesi için, firmalarda bir sürdürülebilirlik yönetimi geliştirilmesi gerekmektedir. Bunun sonucunda hazırlanan sürdürülebilirlik raporlamaları, daha anlamlı bir araç haline gelecektir.