Sürdürülebilirlik Çalışmalarının Denetimi

Ethem Yenigün
31 Mayıs 2013

Kurumlar için sürdürülebilirlik çalışmaları bir beyan ifade eden raporlamanın ötesi geçerek politika halini almaya başladı. Bu kapsamda, başta özel sektör firmaları, birçok kurum nihai çıktıları olan ürünleri veya hizmetleri için üretim süreçlerini yeniden belirleme ihtiyacı duymaya başladı. Bu ihtiyacın sonucu olarak, sürdürülebilirlik çalışmalarının kurum içinde yerleşmesi ve beklenen sonuçları vermesi için sürdürülebilirlik stratejisi geliştirilmeye başlandı.

Bu strateji, sürdürülebilirlik çalışmalarının sadece bir reklam malzemesi olmanın ötesinde,  kurumsallaşma için gerekli olan önemli bir araç olmaya başladığını gösteriyor.

Eskiden finansal tabloların bağımsız denetimden geçirilmesi kurumsal itibar için yetebiliyor iken, bugün sürdürülebilirlik çalışmaları için geliştirilen raporlamalar, politikalar, stratejiler de bu itibar için aranan araçlar olmaya başladı.

Sürdürülebilirlik stratejisinin oluşturulmasında ve geliştirilmesinde diğer ilgili birim ve yönetim yanında iç denetim de önemli bir fonksiyondur.

İç denetim, Uluslararası İç Denetçiler Enstitüsü (IIA) tarafından şöyle tanımlanıyor:

İç denetim, bir kurumun faaliyetlerini geliştirmek ve onlara değer katmak amacını güden bağımsız ve objektif bir güvence ve danışmanlık faaliyetidir. İç denetim, kurumun risk yönetiminin, kontrol ve yönetişim süreçlerinin etkililiğini değerlendirmek ve geliştirmek amacına yönelik sistemli ve disiplinli bir yaklaşım getirerek kurumun amaçlarına ulaşmasına yardımcı olur.

Finansal tabloların kontrolü ve standartlara uygunluğuna odaklı klasik denetim yerine benimsenen bu denetim anlayışı, kurumun faaliyetlerine değer katma özelliği taşımakta, uygunluk denetimi yerine risk yönetimine odaklanmaktadır. Bu şekilde de kurumsallaşmanın sağlanmasına katkı sağlamaktadır.

İç denetimin bu rolü, sürdürülebilirlik çalışmalarının diğer süreçler ile birlikte ayrı bir alan olarak benimsenmesini ve sürdürülebilirlik stratejisinin denetim kapsamına alınmasını gerektirmektedir.

Peki, iç denetim, sürdürülebilirlik stratejisine nasıl yaklaşmalıdır?

İç denetim fonksiyonu, sürdürülebilirlik stratejisini denetlerken, bu stratejinin henüz yeni oluşturulmaya ve tanımlanmaya başladığını varsayarak “değer katma” işlevinin de gereği olarak sürdürülebilirlik çalışmasının kurumda ne anlama geldiğini denetleyerek ilk adımı atmalıdır. Bu çerçevede, kurumun çalışmaları için bir sürdürülebilirlik tanımı geliştirilip geliştirilmediği, geliştirilmişse bunun süreçlere uyarlanıp uyarlanmadığı incelenmelidir.

Bu stratejinin sadece yönetim kurulları veya icrai yönetim tarafından değil, tüm çalışanlar tarafından kabul görmesi önemli olacaktır. Bir çalışanın, yaptığı çalışmaların bu stratejiyi nasıl etkileyeceğini bilmesi, iç denetim fonksiyonunun sürdürülebilirlik çalışmasını denetlerken cevabını aradığı “sürdürülebilirlik stratejisi var mı?” sorusunun da yanıtı olacaktır.

Sürdürülebilirlik stratejisi geliştirilmiş olması durumunda iç denetimin odaklanması gereken ikinci nokta, ürünlerin veya hizmetlerin üretimi için bir sürdürülebilirlik hedefi benimsenip benimsenmediğidir. Bunun bir sonucu olarak, süreçlerin bu stratejiye göre yeniden düzenlenmesi, örneğin, üretim yapan bir firmaysa, tüm üretim süreçlerinin bu anlayış çerçevesinde dizayn edilmesi gerekecektir.

Firmanın stratejik planında yer alan hedefler, kurumun sürdürülebilirlik stratejisiyle uyumlu olmalıdır. İki strateji birbirine referans vermeli, birbiriyle paralel olmalıdır. Eğer bir yatırım yapılması planlanmışsa, bu planın finansal modellemesi kadar sürdürülebilirlik modellemesi de yapılmalıdır.

İç denetim fonksiyonu için üçüncü önemli adım, bu stratejinin nasıl yönetildiği olmalıdır. Kurum içinde, diğer fonksiyonlar gibi, sürdürülebilirlik çalışmasının takip edilmesi gerekmektedir. Bu takip, “karlılık, hizmet memnuniyeti” gibi genel bir çerçeve olmalı ve tüm faaliyetlerde aranan bir anlayış olmalıdır.

Sonuç olarak, sürdürülebilirlik çalışmalarının iç denetim kapsamına alınması, bu çalışmaların kurum bünyesinde bir strateji olarak yerleşmesinde etkili olacaktır.

Teşekkür ve tebrik: Sürdürülebilirlik çalışmaları, toplumun farklı kesimlerinde çeşitli etkinliklerle
tartışılmaya başlandı. Bu etkinlikler, bu anlayışın toplumda yer bulması açısından önem taşımaktadır. Bu etkinliklerden biri Dokuz Eylül Üniversitesi Endüstri Mühendisliği Topluluğu’nun  (DEÜ EMT) sürdürülebilirlik teması ile organize ettiği 2. Gelişim Platformu oldu. Bu etkinlikte, benim de içinde bulunduğum bir grup uzman konuyu öğrencilerle tartışma şansı buldu.  Bu etkinliği düzenleyerek bu tartışmaya vesile olan DEÜ EMT’ye ve özellikle Fatih Buldan’a teşekkür ediyor, bu farkındalıkları için kendilerini tebrik ediyorum.