Statkraft Yeşil Enerji’nin Yüzde 95’ini Satın Aldı

Global Yatırım Holding ile  Statkraft arasında  6 hidroelektrik santralındaki ortaklık ve işbirliğini içeren anlaşma imzalandı

26 Haziran 2009

Global Yatırım Holding, iştiraklerinden tamamına sahip olduğu Yeşil Enerji’nin yüzde 95’inin Statkraft’a satışını düzenlenen imza töreniyle duyurdu.

Anlaşma çerçevesinde Yeşil Enerji’nin toplam şirket değeri, 8,3 milyon avro tutarındaki dış krediler de dahil olmak üzere 98,1 milyon avro olarak belirlendi.

Bu bedele ek olarak, her bir santralın ilk 3 yıllık işletimi için 2017 yılına kadar toptan elektrik fiyatının daha önce belirlenen gösterge fiyatın üzerine çıkması halinde, üzerinde çıkan meblağın yüzde 50’si ve karbon emisyon gelirlerinin yüzde 50’si Global Yatırım Holding’e ödenecek.

Yeşil Enerji’nin bünyesinde bulunan ve EPDK lisansları alınmış 6 adet hidroelektrik santralının inşası için önümüzdeki 5 yıl süresince 1 milyar dolarlık yatırım gerçekleştirilecek. Yeşil Enerji’nin ilk projesi olma özelliği taşıyan 20 megavatlık üretim kapasitesine sahip Çakıt hidroelektrik santralının, 2010 yılının ilk çeyreğinde işletmeye alınması bekleniyor.

YÜZDE 5’LİK PAYI HİÇBİR ŞEKİLDE SATMAYI DÜŞÜNMÜYORUZ

Global Yatırım Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Kutman, kendileri için önemli olanın, satış rakamından ziyade ”Statkraft gibi bir kurumu Türkiye’ye getirmeye ikna edebilmek” olduğunu belirterek, şöyle konuştu:

”Bu tür bir ortaklığa girmemiz ve az payla da olsa kendileriyle ileriye dönük yol gösterme çabalarımız olması, hem Global açısından önemli hem ülkemiz açısından çok önemli bir adımdır. Bu zor ekonomik konjonktürde, bütün dünya için, bu tür bir yatırımı Türkiye’ye çekebildiğimiz için hakikatten çok gurur duyuyoruz.”

Kutman, soruları yanıtlarken, yüzde 5’lik paylarını hiçbir şekilde satmayı düşünmediklerini ifade ederek, ”Çünkü ortağımızdan son derece memnunuz ve Türkiye’de yenilenebilir enerji konusunda piyasa liderliğine oynayacağına dair hiçbir şüphemiz yok” dedi.

Ekonomik konjonktürün yüzde 5’lik payı gerektirdiğini dile getiren Kutman, enerji konusunda termik santralları ve Güneydoğu Anadolu’da kömür sahaları bulunduğunu, bu sahaları kendilerinin geliştireceğini, satmayı düşünmediklerini bildirdi.

Kutman, söz konusu santralları satmayı ilk günden bu yana düşündüklerini ve hidroelektrik santrallarının, termik santralların tersine inşaat çalışmalarını gerektirdiğini kaydederek, ”Biz inşaat şirketi olmadığımız için, bu tür bir değerlendirmeye ve bu tür bir satışa yöneldik” ifadesini dile getirdi.

Satış sürecine ilişkin olarak, başlangıçta 25 adet kurumun şirketle ilgilendiğini, 9’unun finale kaldığını ve bunların 6’sından bağlayıcı teklif geldiğini anlatan Kutman, ”6 tane 3’e indi ve çok ciddi bir rekabet sonucunda Statkraft, gerek şirketin güvenilirliği gerek ileriye dönük yatırım kapasitesi ve Türkiye’deki stratejileri doğrultusunda ve Türkiye’nin Statkraft gibi bir şirketten neler kazanacağı… Bir fiyat belirlendi. Dolayısıyla, biz satıcı olarak olarak fiyattan memnunuz” diye konuştu.

Kutman, alıcının kim olduğunun, kendileri için önemli bir faktör olduğunun altını çizerek, 6 adet bağlayıcı teklif veren şirketin 2’sinin ”çok büyük girişim sermayesi fonu” olduğunu söyledi.

Satış sürecinde fiyatın ciddi boyutta yükseldiğini belirten Kutman, başlangıç ile bitiş noktası açısından ”büyük” fark olduğunu kaydetti.

‘TÜRKİYE’DEKİ TEDARİKÇİLERİ DEĞERLENDİRECEĞİZ

Statkraft Güneydoğu Avrupa İş Birimi Başkanı Tima Iyer, hidroelektrik santralları konusunda Statkraft’ın 100 yılı aşkın süredir tecrübesi bulunduğunu, halihazırda 20’ye yakın ülkede faaliyetleri olduğunu ve 15 yılı aşkın süredir liberalleşmiş piyasalarda tecrübe edindiğini anlattı.

Türkiye’de gerçekleştirilecek projeler için sağlam bir altyapı oluşturulduğunu kaydeden Iyer, ”Söz konusu 6 hidroelektrik santralının geliştirilmesinde önümüzdeki 5 yıl içerisinde önemli çabalar sarf edilecek” diye konuştu.

Iyer, soruları yanıtlarken de, hidroelektrik santrallarının kendileri için önceliğe sahip olduğunu vurgulayarak, firmanın, yenilenebilir enerji kaynaklarından rüzgar ve güneş enerjisi alanlarında faaliyetleri bulunduğunu söyledi.

Rüzgar enerjisinde İngiltere, Norveç ve Bulgaristan’da, güneş enerjisinde İtalya ve İspanya’da faaliyetleri bulunduğunu aktaran Iyer, ”Tabii ki bunlar Türkiye için de değerlendirilecektir, ancak ilk etapta değil” dedi.

Iyer, özellikle rüzgar türbinlerine yönelik yerel ürünleri kullanıp kullanmayacaklarına ilişkin soru üzerine, uygunluk ve kalitenin kendileri için önemli olduğunu belirterek, Türkiye’deki tedarikçileri ve firmaları bu konuda değerlendireceklerini, kalite taleplerini karşılaması durumunda bu firmalarla çalışabileceklerini bildirdi.

Alıcı taraf olarak satış rakamından memnun olduklarını ifade eden Iyer, bu ortaklığa katılmadan önce Türkiye’deki piyasada hidroelektrik santrallarını satmak isteyen muhtelif başka kuruluşlarla da görüştüklerini söyledi.

”BAŞARILI PROJELERİ İZLEMEYE DEVAM EDİYOR OLACAĞIZ”

Iyer, uzun yıllardan bu yana Türkiye’de ve Güneydoğu Avrupa’da incelemeler yaptıklarını dile getirerek, ”Türkiye’yi Güneydoğu Avrupa’daki diğer ülkelerden farklı kılan en önemli hususlardan bir tanesi fırsatların bolluğu. Türkiye’deki yatırım ortamı da diğer ülkelere kıyasla son derece cazip” diye konuştu.

Yatırımlara ilişkin soruya Iyer, ”Anlaşmanın konsolide edilmesi, bu etapta öncelik teşkil ediyor. Şu anki odak noktamız tamamen Yeşil Enerji’dir. Tabii ki gelişmeleri ve ticari açıdan başarılı, çevre açısından da başarılı projeleri izlemeye, değerlendirmeye devam ediyor olacağız” yanıtını verdi. (AA)