Sel ve kuraklık yönetimi için 600 milyon dolar kaynak sağlandı
Kaynak Dünya Bankası tarafından sağlanacak
Dünya Bankası Yönetim Kurulu, Türkiye Sel ve Kuraklık Yönetimi Projesi için 600 milyon ABD Doları tutarındaki finansmanı paketini onayladı.
Bankadan yapılan açıklamaya göre proje Türkiye’nin, iklim değişikliği nedeniyle sıklığı ve şiddeti artan sel ve kuraklığa karşı vatandaşlarını koruma ve dayanıklılığını güçlendirme çabalarına destek olmak için geliştirildi.
Bu doğrultuda sel baskınına maruz kalan bölgelerdeki sel kontrolünü artırmak, çiftçilerin kuraklık izleme kapasitesini geliştirmek ve Türkiye’nin sel ve kuraklık risk yönetimine ilişkin kurumsal kapasitesini güçlendirmesine yönelik çeşitli çalışmalar yürütülmesi planlanıyor.
Proje kapsamında yürütülecek çalışmalar arasında başta Kuzey Ege, Doğu Karadeniz, Kızılırmak, Büyük Menderes, Batı Akdeniz, Doğu Akdeniz ve Batı Karadeniz’deki 7 nehir havzasında sel kontrol altyapısının inşası ve rehabilitasyonu ile doğaya dayalı çözümlerin pilot uygulama gerçekleştirilmesi yer alıyor.
Bununla birlikte bu bölgelerde sel izleme, tahmin ve uyarı sistemlerinin iyileştirilmesi ve genişletilmesi de planlanıyor.
Projenin tarımsal kuraklık ile mücadele başlığında da Ceyhan havzasında başlatılıp diğer bölgelere yayılması planlanan gerçek zamanlı tarımsal kuraklık izleme pilot uygulaması yer alıyor.
Bu doğrultuda çiftçilerin değişen iklim koşullarına karşın su kullanım ve sulama verimlilikleri ile birlikte ürün çeşitliliklerini artırmak için kuraklık izleme haritaları kullanılacak.
Sulama suyu kullanımını en uygun hale getirme ve kuraklığa karşı direnci artırmak için de meteorolojik ve toprak nemi izleme istasyonları kurulacak.
Sulama suyu kullanımını en uygun hale getirme ve kuraklığa karşı direnci artırmak için de diğer tarım dışı veri kaynakları kullanılacak.
Proje kapsamında yürütülecek bu çalışmalardan sel riskinin yüksek olduğu yedi nehir havzasında yaşayan 150 binden fazla kişinin doğrudan fayda sağlaması hedefleniyor.
Proje ile aynı zamanda 10 bin çiftçinin gerçek zamanlı olanlar da dahil olmak üzere hayati önemdeki kuraklık izleme verilerine ulaşabilmesi hedefleniyor.
[1]