Rüzgarda yerlileşme için acil çözümler gerekiyor
TÜREB sektör toplantısında rüzgar enerjisi sektörünün gelişimi önündeki sorunlar tartışıldı
TÜREB sektör toplantısında rüzgar enerjisi sektörünün gelişimi önündeki sorunlar tartışıldı
Türkiye Rüzgar Enerjisi Birliği (TÜREB) tarafından geçtiğimiz hafta Ankara’da gerçekleştirilen sektör buluşmasında rüzgarda yerli üretimi destekleyecek çözüm önerileri tartışıldı.
TÜREB tarafından konu ile ilgili yayınlanan basın açıklamasına göre toplantının ilk bölümünde sektör paydaşlarının sorunları, ikinci bölümde ise yatırım ve işletme maliyetlerini azaltıcı öneriler ile süreci geliştirici projeler üzerinde duruldu.
TÜREB Başkanı Mustafa Serdar Ataseven toplantıyı 2020 yılı sonrası yenilenebilir enerji sektöründe destekleme mekanizmalarının nasıl olması gerektiği sorusuna cevap bulmak amacı ile düzenlendiklerini söyledi.
Ataseven sektördeki sorunlar nedeni ile rüzgar yatırımlarının hızlı şekilde devam edemediğini, mevzuatın aynı kurumda çalışan uzmanlar tarafından bile farklı şekillerde yorumlandığına dikkat çekerken, sektörün daha hızlı ilerlemesi için konuya açıklık getirecek öneriler üzerinde çalıştıklarını ve bunu oluşturacakları komisyon çalışması sonrasında paylaşacaklarını söyledi.
TÜREB açıklamasında toplantıda geçtiğimiz yıl 3.000 MW’lık kapasite için yapılan rüzgar yarışmalarında çıkan sonuçların Enerji Bakanlığı’nın milli ve yerli politikaları ile çeliştiğine dikkat çekildiği dile getirildi.
Toplantının katılımcıları bu şekilde ilerlemenin yerlileşmeyi desteklemeyeceği ve acilen çözüm üretilmesi gerektiği konusunda görüş birliğine vardı.
Açıklamaya göre toplantıda öne çıkan bazı başlıklar şu şekilde oldu:
– Kapasite artış taleplerinin hayata geçirilmesinin sektöre, ekonomiye, istihdama ve cari açığa katkısı.
– Yerli üretimi destekleyecek ucuz finansman modellerini mümkün kılacak çözümler, finansman ayağını kolaylaştıracak öneriler.
– Yerlileşmeyi destekleyen YEKA modelinin devamının yanında, sektörün tekelleşmemesi ve derinleşmesi adına küçük ve orta ölçekli projelerin de devamına imkan tanınması.
– Bazı STK’ların ÇED iptaline yönelik açtıkları dava süreçlerinde, bilirkişilerin yetersiz kalması ve
açılan davalardan yatırımcıların çok geç haberinin olması.
– Mevcut mevzuatlardaki keyfi uygulamalar, farklı yorumlamalar ve her bölgede farklı uygulamalar nedeniyle geciken projeler.
– İzin süreçlerinin uzun olması nedeniyle projelerin hayata geçişinin gecikmesi.
– Hizmet bedeli veya katkı payı adı altında ilgili kurumlara yapılan ödemelerin aşırılığı.
– Tahmin kalitesinin belli bir seviyenin üstüne çıkamamasından kaynaklı kayıplar.
– Türkiye’de üretilen sanayi ürününü yurtdışında pazarlamak için yapılması gerekenler.