“Rüzgarda Projelerin Realize Edilmemesinden Korkuyoruz”
Ataseven – Epuron ortaklığı, Türkiye’nin çeşitli bölgelerinde yapmayı düşündükleri rüzgar yatırımlarına dönük Sheraton Otelinde bir basın toplantısı düzenledi.
Ataseven Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Serdar Ataseven, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumuna (EPDK) toplam 2 bin 986 megavat kapasiteli 10 adet rüzgar santrali için lisans başvurusunda bulunduklarını belirterek, Alman Ortak Epuron firması ile Türkiye’de yatırım yapmaya hazır olduklarını bildirdi.
Türk-Alman ortaklığı Ataseven-Epuron, Türkiye’nin çeşitli bölgelerinde yapmayı düşündükleri rüzgar yatırımlarına dönük Sheraton Otelinde bir basın toplantısı düzenledi.
Ataseven Yönetim Kurulu Başkanı Ataseven, grup olarak enerji, dış ticaret ve inşaat alınında faaliyet gösterdiklerini belirtirken, gruba bağlı 10 firmanın da Alman Epuron şirketi ile yarıya ortak olduğunu söyledi.
Türkiye’nin rüzgar ve güneş açısından önemli bir potansiyele sahip bir ülke olduğuna işaret eden Ataseven, kendilerinin de rüzgar alanında yatırım yapmak üzere EPDK’ya 1 Kasım 2007 tarihinde lisans başvurusunda bulunduklarını kaydetti.
Bu kapsamda toplam kapasitesi 2 bin 986 megavat güçte olan 10 adet rüzgar santrali için lisans başvurusu yaptıklarını anlatan Ataseven, bunlardan bir tanesinin Bursa, 4 tanesinin İzmir, 3 tanesinin Balıkesir, 2’sinin ise Manisa’da yapılmasının planlandığını ifade etti.
Küresel kriz de dikkate alındığında 2010 yılının başında lisanslama faaliyetinin başlaması durumunda yatırımın en erken 2011 yılında başlayacağına işaret eden Ataseven, kriz ortamı ve koşullara rağmen, Türkiye’de Epuron firması ile yatırım yapmaya hazır olduklarını söyledi.
Yatırım için öncelikle ülkede yatırım koşullarının oluşması gerektiğine dikkati çeken Ataseven, yenilenebilir enerji yasasında özellikle teşvikler konusunda yapılacak değişiklik hazırlığına da değinerek, alım garantilerinin hem süre bakımından uzatılması hem de miktarlarının artırılması gerektiğini savundu.
Ataseven, ”Türkiye’de rüzgar projeleri için 6-7 Avro/sent alım garantisi 12-15 yıl arasında verilmesi lazım” dedi.
Türkiye’de rüzgar türbini üretimine ilişkin olarak da Ataseven, yerli türbin üretecek firmaların elinden tutulması gerektiğini vurgulayarak, bu konuda yapılan çalışmalarda yerli üreticiye ilave teşviklerin getirilmesinin söz konusu olduğunu söyledi.
”Rüzgarda Projelerin Realize Edilmemesinden Korkuyoruz”
Epuron şirketinin Finanstan Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi Joachim Müler de Alman şirketin, aktif olarak rüzgar enerjisi, küçük HES’ler, güneş enerjisi ve biyogaz gibi konularda faaliyet gösterdiklerini bu anlamda da Türkiye’nin hem teknik hem de ekonomik potansiyelinin olduğunu kaydetti.
Türkiye’de yenilenebilir enerji konusunda yatırımların yapılması ve mevcut yatırımların da artması için gerekli yasal düzenlemelerin yapılması ve alım garantisi gibi desteklerin artırılması gerektiğini vurgulayan Müler, ”Markete destek verirken, tarifelerin doğru şekilde şekillenmesi gerekiyor. Gerekli tarife ve koşulların oluşmasıyla, ki bu finansmanı da getirir, Türkiye’de yenilenebilir enerji konusunda patlama yaşanacaktır” diye konuştu.
Finansal krizin sadece Türkiye’de değil, tüm dünyada etkili olduğuna işaret eden Müler, finansman konusunun şu anda sıkıntılı olduğunu ancak uluslararası ya da lokal bir rahatlatma durumunda ilk önü açılacak finansman kolunun yenilenebilir enerji olacağını düşündüklerini ifade etti. Yenilenebilir enerjide alım desteklerinin artırılmasını istediklerini belirten Müler, finansman konusuyla ilgili şunları söyledi:
”Burada 2 konu var, ya rüzgar enerjisine verilen fiks 5,5 avro sentlik alım desteği var ya da spot piyasaya satıyorsunuz. Bankalar ise hesaplama yaparken, spot piyasaya değil daha düşük olan 5,5 sentlik tarifeye bakıyor. O yüzden finans konusu daha sıkıntılı oluyor. Bunun için yenilenebilir enerjide fiks tarifeye özellikle rüzgar için artırmalarını umuyoruz.”
Bağlanacak trafo merkezleri için öngörülen yarışma sürecini de tehlikeli bulduklarını ifade eden Müller, yüksek fiyat verenlerin her zaman projeyi realize edemediğine bunun da projelerdeki güvenilirliği azalttığına dikkati çekti.
Öncelikle projelerin realize edilebilmesinin garanti edilmesi gerektiğini vurgulayan Müller, ”özellikle HES’lerde çok yüksek fiyatlar verilmesine rağmen, ekonomikliğini kaybetmesinden dolayı realize edilemiyor, aynı şeyin rüzgarda olmasından korkuyoruz” dedi.
”Yatırım Tutarı 700 Milyon Avro”
Epuron Türkiye Direktörü Türker Baloğlu da Türkiye şartlarında yoğun rekabette başvurularının tamamı için lisans almalarının mümkün olmadığına işaret ederek, 500 megavat kapasitede trafo için yarıştıklarını ve yarışmada iddialı olduklarını, toplamda da 700 milyon avroya yakın bir yatırım hedeflediklerini bildirdi. (AA)