Rüzgar Enerjisi Sektörü Saatte İki Türbin Hızla Gelişiyor

Küresel Rüzgar Enerjisi Konseyi (Global Wind Energy Council – GWEC)  ile Greenpeace’in ortaklaşa çalışması ile hazırlanan ¨Küresel Rüzgar Enerjisi Görünümü 2010¨ adlı rapor gerekli desteklerin sağlanabilmesi halinde rüzgar enerjisi sektörünün bir çok ülke için enerji talebinin karşılanmasında, ekonomik bağımsızlık sağlanmasında ve sera etkisi yaratan gaz salımının azaltılmasında çok önemli bir işlev göreceğini ortaya koyuyor.

Dünyanın en büyük rüzgar enerjisi pazarı haline gelmiş olan Çin’in Pekin şehrinde düzenlenen Çin Rüzgar Enerjisi Fuarı – 2010’un açılışında tanıtılan çalışmadaki senaryolara göre 2020 yılında rüzgar enerjisi küresel enerji talebinin karşılanmasında yüzde 12, 2030 yılında ise yüzde 22’lik bir pay sahibi olarak dünyanın en büyük beşinci enerji kaynağı olabilecek.

Hali hazırda dünyanın 80 ülkesinde var olan rüzgar tarlalarının sayısının artması ve 2020 yılına kadar ulaşılabilecek 1,000 GW’lık kurulum günde 1.5 milyar ton karbondioksitin atmosfere salınmasını engelleyebilecek. Bu rakam sanayileşmiş ülkelerin 2020 yılına kadar düşürmeyi taahhüt ettikleri salım miktarının yüzde 50-75 aralığında. Çalışmadaki senaryolara göre 2030 yılına kadar ulaşılabilecek 2,300 GW’lık küresel kurulu güç ise 34 milyar tonluk karbondioksit salımının engellenmesi anlamına gelebilecek.

Küresel rüzgar enerjisi sektörünün gelişmesi aynı zamanda şu an 600 bin olan sektördeki çalışan yeşil yakalı sayısının 2030 yılında 3 milyonu aşması ile ve ülke ekonomilerine önemli katkı sağlayabilecek.

Etkinlikte konuşan Greenpeace’in Yenilenebilir Enerji Direktörü Sven Teske 2010 yılında dünyadaki 600 bin rüzgar enerjisi çalışanın her yarım saatte bir türbinin kurulumunu sağladığını, hedeflerinin ise 2030 yılında sektörün şimdikinden üç kat daha büyüyerek her 7 dakikada bir türbin kurulumunun sağlayabilmesi olduğunu söyledi. Teske açıklamasında ayrıca 2010’da kurulumu yapılan türbinlerin üçte birinin Çin’de gerçekleştiğinin de altını çizdi.

GWEC Başkanı Klaus Rave ise yaptığı açıklamada ilginç bir şekilde rüzgar enerjisinin büyük oranda sanayileşmemiş ülkelerde geliştiğini 2030 yılında dünyadaki rüzgar tarlalarının yarısından fazlasının gelişmekte olan ülkelerde görüleceğini ifade etti.