Rio+20 Dünya Zirvesi’nde fikir ayrılıkları
Rio+20 öncesinde yürütülen görüşmelerin son turunda, temel konular üzerinde taraflar arasında hâlâ ciddi fikir ayrılıkları sürüyor.
Taslak anlaşma, yoksul ülkelerde enerji, su ve gıda güvenliğinin geliştirilmesini; fosil yakıt sübvansiyonlarının aşamalı olarak azaltılmasını ve okyanusların korunması için gerekli önlemlerin artırılmasını hedefliyor.
Ancak görüşmelerin 3. günü geride kalmışken, hedeflerin sadece yüzde 20’si üzerinde anlaşmaya varılabildi.
Görüşmeleri yakından izleyen bir kaynak BBC’ye müzakerecilerin ilkeleri değil zamanlamayı konuştuklarını söyledi.
Brezilya’nın Rio de Janeiro kentinde gerçekleşecek zirve, liderlerin küresel ekonomiyi daha sürdürülebilir bir zemine taşımaları için fırsat olarak görülüyor.
‘Hedeflediğimiz Gelecek’ başlıklı anlaşma taslağı, çoğunlukla ABD’nin ve ayrıca G77 ve Çin’den oluşan gelişen ülkeler bloğunun kışkırtmasıyla yazılıp silinmekten bulmaca sayfasına dönmüş durumda.
Rusya, Japonya, AB ve diğer taraflar da temel maddelere itiraz ediyor.
Taslak, iş dünyasına, özellikle bankalar ve emtia şirketlerine karşı fazlaca merhametli olmakla eleştiriliyor.
Greenpeace Uluslararası çevre koruma örgütünün genel başkanı Kumi Naidoo “Rio Dünya Zirvesi, ‘Hedeflediğimiz Geleceği’ yaratamayacak; aksine içinde bulunduğumuz zamanın karamsar ve acıklı bir hatırlatması olacak” dedi.
Naidoo zirveden “Kamu sağlığı, insan hakları ve sürdürülebilir gelişimin; özel kârlara, yüzeysel ulusal çıkarlara ve ‘kurulu düzenin’ bozulmamasına tabi kılındığı bir dünya” çıkacağını düşünüyor.
Bu arada gelişen ülkelerde yoksulluğu azaltmak ve sağlık, eğitim ve istihdam koşullarını çevresel ve toplumsal sürdürülebilirlik şartlarıyla iyileştirmek üzere önerilen ‘sürdürülebilir kalkınma hedefleri’ üzerine de görüş ayrılıkları bulunmakta.
Bazı yardım kuruluşları bu çatışmaların Binyıl Kalkınma Hedefleri (MDG) kapsamında ortaya konan hedeflerden ‘insanların yoksulluktan kurtulmaları’ taahhüdünü zayıflatmasından korkuyor.
Bu sırada sürdürülebilir kalkınma sağlanması için zengin ülkelerin doğal kaynak kullanım miktarlarını azaltmaları konusunda da uzlaşma sağlanamadı.
‘Fırsat israf edildi’
Şu anda Uluslararası Yeşil Haç örgütünün başında bulunan Eski Sovyet Devlet Başkanı Mikhail Gorbachev’in çokça okunan bir editör yazısında 20 sene önceki Rio Dünya Zirvesi ile gelen “iyimserlik ve umudu”, bu seneki “karamsarlık ve hayal kırıklığı” ile karşılaştırıyor.
Gorbachev makalesinde “Zengin ve yoksul arasındaki devasa uçuruma, küresel ekonomik krize neden olan sorumsuzluğa, iklim değişikliğiyle mücadele konusundaki verilen zayıf ve ayrılıkçı fikirlere ve binyıl kalkınma hedeflerine ulaşmaktaki başarısızlığa baktığımda acı hissediyorum” diye yazıyor.
“Daha güvenli, daha adil ve birleşik bir dünya yaratma fırsatı büyük oranda israf edildi” diyor Gorbachev yine aynı makalede.
Somut ilerleme kaydedilememesi ve süreç sorunları, bu senenin başından beri gerçekleştirilen sekiz resmi ve gayri resmi hazırlık turunu eziyete dönüştürüldü.
Bazı Batılı devletler – özellikle de ABD – başta Çin olmak üzere gelecek vadeden rakip ekonomik güçlere yardımcı olacak herhangi bir olasılığa zemin yaratmakta isteksiz görünüyor.
Bu arada, gelişimlerini frenleyecek herhangi bir üsluba da onay vermemek konusunda titizleniyorlar.
Zirvenin zamanlaması da ABD’deki başkanlık seçimleri ve Çin’deki liderlik değişimi göz önünde bulundurulduğunda politik olarak çok karmaşık bir sürece denk düşüyor.
Cuma günü hazırlık süreci görüşmeleri tamamlandıktan sonra dört gün boyunca gayri resmi diyaloglar ve toplantılar gerçekleştirilecek. Bunların ardındansa gelecek Çarşamba günü hükümet liderleri ve bakanlar esas zirve toplantılarını başlatacak.
İngiltere Başbakanı David Cameron, Almanya Başbakanı Angela Merkel ve ABD Devlet Başkanı Barack Obama gibi pek çok kritik liderin görüşmelerden uzak durmasından dolayı aktivistler büyük hayal kırıklığı yaşıyor.
Ancak ABD hükümeti, zirvede bulunacak heyete Dışişleri Bakanı Hillary Clinton’ın başkanlık edeceğini onayladı.