Radyasyonun gölgesinde yaşam
Japonya’da Fukuşima nükleer faciasının üzerinden bir yıl geçmesine rağmen radyasyon korkusu günlük yaşama eşlik ediyor.
Japonya, tarihinin en büyük afetinin yaralarını sarmaya çalışıyor. Bir yıl önce 11 Mart’ta 9 büyüklüğünde bir depremle sarsılan ülke, ardından gelen tsunami ve nükleer facianın kabusunu yaşadı. Yüksekliği kırk metreye ulaşan tsunami dalgaları, Fukuşima nükleer tesisinde çekirdek erimesiyle sonuçlanan bir yıkıma yol açmış, dünya Çernobil sonrasının en büyük nükleer faciasına tanıklık etmişti.
Bu üçlü faciada 20 binden fazla insan yaşamını yitirdi, ya da kendilerinden bir daha haber alınamadı. Yarım milyon insan evsiz kaldı, 80 binden fazla kişi hâlâ geçici konutlarda yaşıyor. Ve radyasyon hâlâ günlük yaşama eşlik ediyor. Nükleer faciadan en çok etkilenen Kanto bölgesinde değerler büyük ölçüde normale dönmüş olmasına rağmen Japon kamu televizyonu NHK hâlâ hergün bölge için ölçülen radyasyon değerlerini bildiriyor. Japonların belleğinde nükleer tehlike günlük yaşamın bir parçası.
İki çocuk annesi bir Japon kadın şunları söylüyor: “Gerçi üzülüyorum ama Fukuşima bölgesinden gelen sebzeyi almamaya çalışıyorum. Bunun dışında bilinçli olarak sağlığa zararlı maddelerin vücutta birikmesini önleyecek şifalı bitki ve gıdalara yöneliyorum.”
Gözler ölçüm sonuçlarında
Balık ya da pirinçte radyasyon ölçüldüğüne dair haberler tüketicileri de daha dikkatli olmaya zorluyor. Son aylarda artık bu tür haberler gelmese de, bu endişeleri dindirmeye yetmiyor.
Uluslararası çevre örgütü Yerkürenin Dostları’ndan (Friends of the Earth) Akiko Yoşida, resmi makamların numune ölçümlerini genişlettiğini, büyük süpermarketlerin de kendi ölçümlerini yaptığını belirtiyor ve ekliyor: “Bazı süpermarketler ölçüm sonuçlarını yayımlıyor da. Bunu çok iyi ve önemli buluyorum. Böylece insanlar kendileri seçebiliyor.”
Fukuşima gibi başkent Tokyo ve Yokohama’da da, insanların yanlarında götürdükleri yiyecek ya da kendi ektikleri sebzeyi radyasyon ölçümüne götürebildikleri özel merkezler bulunuyor. Japon hükümeti geçen yıl sonunda sınır değerlerini katılaştırarak AB değerlerinin de altına çekmiş, ancak tahliyeler için sınır değeri yılda 20 milisievertte bırakmıştı. Japon çevre kuruluşları bu nedenle en azından çocukların geçici tahliyesine olanak tanınmasını talep ediyor.
Nükleer facia sonrasında Fukuşima’yı terk etmek zorunda kalanların çoğu geri döndü. Facianın yaşandığı Fukuşima nükleer santraline kırk kilometre uzaklıktaki Iitate kentinden tahliye edilip sonra evine dönen Hiromo Sato şunları söylüyor: “Bizler de, Fukuşima kentinde yaşayanlar da tabii ki bölgede yetişen ürünleri satın alıyoruz. Dükkanlarda kısmen radyasyon ölçüm sonuçlarını gösteren tabelalar var. Bilgi alıyoruz ve bu durum karşısında rahat olmaya çalışıyoruz.”
Radyasyon kirliliğine karşı savaş
Iitate kentinde radyasyondan arıtma çalışmaları henüz başlamadı. Facia sonrası girişe yasaklı bölge ilan edilen Minami-Soma ya da Kavauçi’de ise çalışmalar devam ediyor. Çalışmalar radyasyon kirliliğini önemli ölçüde düşürse de, çok zaman alıyor. Geniş alanlarda radyasyonlu toprak tabakasının kazınması ve binaların tamamen radyasyondan arındırılması gerekiyor.
Kavauçi Belediye Başkanı buna rağmen hemşehrilerine ‘geri dönün’ çağrısında bulundu: Çocuklu aileler bu çağrıya uymaya pek niyetli değil. Daha yaşlılar ise çoktan evlerine döndü bile. Ancak binalar radyasyondan arındırılıp insanlar evlerine dönse bile, bölgeyi çevreleyen orman ve çayırlara girmeye daha uzun süre hiç kimse cesaret edemeyecek.