Kutuplar tahminlerden hızlı eriyor
Kuzey Kutbu’ndaki deniz buzulları, daha önce tahmin edilenden çok daha hızlı kayboluyor. Eğilimin bu yönde devam etmesi halinde birkaç yıl içinde Kuzey Buz Denizi’nde yazın buzul kalmayabilecek.
EurActiv Türkiye
Avrupa Uzay Ajansı’nın CryoSat-2 uydusundan gelen veriler, geçtiğimiz yıl Kuzey Buz Denizi’nden 900 kilometreküp yaz buzulunun ortadan kalktığını gösteriyor.
Bu oran, bilim insanlarının daha önce hazırladığı senaryolara göre yüzde 50 daha fazla ve serga gazı salımlarından kaynaklanan küresel ısınmanın bölgede büyük etki yaratmaya başladığını gösteriyor. Birkaç yıl içinde Kuzey Buz Denizi’nde yaz aylarında buz kalmayabilecek ve bu da bölgeye balıkçılık, petrol, maden ve deniz rotaları sebebiyle akın edilmesine yol açabilecek.
Önceki uydulardaki araçlar, Kuzey Kutbu’nda yaz buzullarının kapladığı alanın hızla azaldığını gösteriyordu. Ancak yeni ölçümler, buz tabakasının aynı zamanda hızla inceldiğini de gösteriyor. Örneğin Kanada ve Grönland’ın kuzeyinde 10 yıl önce yaz aylarında 5-6 metre olan buz kalınlığı, 1-3 metreye düşmüş durumda.
CryoSat-2’den gelen verilen analiz edildiği University College London (UCL) Kutup Gözlem ve Modelleme Merkezi’nden Dr. Seymour Laxon, ‘Verilerin ön analizi, Kutup’ta yazın kaybedilen deniz buzulu hacminin, daha önce tahmin edilenden çok daha büyük olduğunu gösteriyor’ dedi. Laxon, ‘Çok yakında, bir yaz günü uydu görüntülerine bakıp da Kutup’ta hiç deniz buzulunun kalmadığını, tamamen açık deniz haline geldiğini gördüğümüz ikonik bir an yaşayabiliriz’ şeklinde konuştu.
Kuzey Kutbu’nda, yılın yalnızca bir bölümünde bile buz tabakasının kalmamasının etkileri ciddi olabilir. Tabakanın beyaz parlaklığı sayesinde güneş ışığını uzaya geri yansıtmaması sebebiyle bölgedeki ısınma şimdikinden de fazla olacak. Bunun sonucu olarak okyanus ısısı artacak ve okyanus tabanındaki metan yatakları eriyip buharlaşarak atmosfere karışabilecek. Bilim insanları yakın zamanda, pek çok bölgede artık metan çıkışı olduğunun kanıtlarına ulaştıklarını bildirdi. Metan özellikle güçlü bir sera gazı ve atmosferdeki seviyesinin yükselmesi, küresel ısınmanın hızlanmasına yol açacak. Grönland kıyılarında deniz buzullarının ortadan kalkmasıyla buzulların erimesi hızlanacak ve deniz seviyesi şimdikinden daha hızlı yükselmeye başlayacak.
UCL’den Profesör Chris Rapley, ‘Kuzey Kutbu ve ekvator arasındaki ısı farkı şimdi olduğu gibi azaldıkça, üst atmosferdeki jet akımı daha dengesiz hale gelebilir. Bu da, bu yıl tecrüve ettiğimiz gibi düşük irtifa hava şartlarında daha fazla kararsızlık anlamına gelir’ dedi.
Kazakistan’daki Baikonu kozmodromundan bir Dniepr roketiyle 8 Nisan 2010’da fırlatılan CryoSat-2, deniz buzulu kalınlığını incelemek için üretilen ilk uydu. Daha önceki Dünya gözlem uyduları, Kuzey Kutbu’ndaki deniz buzulu örtüsünü gözlemlemişti. Ancak buzulun kalınlığını ölçmenin daha zor olduğu görülmüştü.
Rapley, ‘CryoSat’tan önce Kutup’ta yaz buzulu örtüsünün küçüldüğünü görebiliyorduk. Ancak buz kalınlığına ne olduğu konusunda yalnızca ipuçlarımız vardı. Elbette düştüğü konusunda da, yaz buzullarındaki kayıp daha da öne çıkıyordu. Ancak ne olduğunu bilmemiz gerekiyordu ve şimdi CryoSat da bize cevabını verdi. Gördük ki denizdeki tabakanın yalnızca alanı küçülmüyor, aynı zamanda ciddi bir şekilde inceliyor’ dedi.
Kuzey Buz Denizi’ndeki buzul tabakası yıl içinde büyük değişiklik gösteriyor ve en yüksek noktasına Mart ayında geliyor. Laxon, ICESat’tan gelen ve aralarında tabakanın altında dolaşan denizaltıların sağlakları da bulunan diğer çalışmalardan veriler bir araya getirildiğinde, ön analizlerin Kutup’ta geçtiğimiz sekiz yıl boyunca hem kışın, hem de yazın buzul kaybı olduğunu açıkça ortaya koyduğunu söyledi.
2004 kışında Kuzey Kutbu’nun merkezindeki deniz buzulu hacmi yaklaşık 17 bin kilometreküptü. CryoSat’tan gelen verilen bu hacmin bu yıl 14 bin kilometreküp olduğunu gösteriyor.
Ancak esas şok, yaz verileriyle birlikte geliyor. 2004 yılında Kutup’ta 13 bin kilometreküp deniz buzulu vardı.
2012’de ise sekiz yıl öncesine göre neredeyse yarı yarıya, 7 bin kilometreküp buzul var. Eğer şu andaki yıllık 900 kilometreküp kayıp devam ederse, 10 yıl içinde Kutup’ta yaz buzulu kalmayabilir.
Ancak Laxon yine de ihtiyatlı olma çağrısında bulunuyor:
‘Öncelikle bu, CryoSat’tan gelen verilerin ön incelemesine dayanıyor, bu sebeple sonuç çıkarmak için acele etmemeliyiz.
Buna ek olarak buzdaki hacim kaybının şu andaki oranı değişebilir.’ Yine de uzmanlar, bilgisayar modellerinin önümüzdeki 10 yol içinde hacim kaybının artacağını gösterdiğini söylüyor.
CryoSat’ın ölçümlerinin doğruluğu, aralarında Laxon’ın da bulnduğu bilim insanlarının, uydunun yörüngesinin altından uçan uçakların tabakada yaptığı ölçümler ve belirlenen noktalardaki buzul kalınlığını analiz eden denizaltı sonar istasyonlarından gelen verilerle karşılaştırılarak teyit ediliyor. Laxon, ‘Şimdi CryoSat’ın buz kalınlığı haritalarının, 10 sanimetreye kadar doğruluk taşıdığını güvenle söyleyebiliriz’ dedi.
Laxon aynı zamanda kışın yaşanan hacim kaybının yaza oranla çok daha az olduğuna da dikkat çekti:
‘Bu da kış başlarken buzun eskisine kıyasla çok daha hızlı oluştuğunu ve bu etkinin, yazın kaybedilen buzu bir miktar telafi ettiğini gösteriyor.’
Ancak bu yıl buz örtüsündeki hacim kaybını hesaplamak için uçak ve denizaltı kullanan Profesör Peter Wadham’ın da desteklediği üzere Kutup’taki buzul örtüsündeki eğilim toplamda, özellikle yazın, açıkça aşağı yönlü. Bu ölçümler, yaz buzullarının hacminin 30 yıl öncesine kıyasla yüzde 70 kadar daha az olduğuna işaret ediyor.
Rapley, ‘Kuzey Kutbu özellikle küresel ısınmanın etkisine karşı hassas. Buradaki sıcaklık ekvatora kıyasla çok daha hızlı artıyor. Bu yüzden de denizdeki buz tabakasında küçülme gözlemleniyor. Bu da Dünya’ya karşı önemli bir şeyin gerçekleştiğini gösteriyor. Gezegendeki iklim sistemleri birbirine bağlı ve yüksek irtifada olanlar hepimizi etkiliyor’ dedi.
Robin McKie – The Guardian