Kiraz bulamıyorsanız kömür yiyin
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı bundan iki yıl önce Türkiye’nin İklim Değişikliği Eylem Planı’nı (İDEP) açıkladı. O gün bugündür “iklim değişikliğini durdurmak için ne yapıyorsunuz” diye sorduğumuzda hükümet bize bu belgeyi gösteriyor, ne yaptığımız ve yapacağımız orada yazıyor diyor. İklim konusunda Türkiye’nin ne yapacağını gösteren tek resmi belgede, her sektör için çeşitli eylemler belirlenmiş. Enerji’de şunu, ulaşımda bunu yapacağız deniyor. İşin garibi, yazılı onlarca eylemden bir tanesi bile küresel ısınmaya yol açan seragazı emisyonlarını şu kadar indireceğiz demiyor! Planın seragazı azaltım hedefinin olmaması, dostlar alışverişte görsün mantığıyla hazırlandığını zaten gösteriyordu. Geçtiğimiz hafta, Tüketiciyi ve İklimi Koruma Derneği’nin (Tüvik-Der), eylem planının ilk iki yılını değerlendiren yeni raporuyla bu defa detaylarıyla kral çıplak dendi.
Tüvik-Der’in işaret ettiği, plandaki “garip” eylemlerden bir tanesi şöyle diyor: “Kapalı sistem sulama yatırımlarının, gerekli ve uygun yerlerde ulusal ve uluslararası kaynaklarla planlanmasına devam edilmesi”. Süregelen bir işe devam edilmesi nasıl oluyor da yeni bir eylem kabul ediliyor, pek anlaşılır değil. Bir başka örnek. Eylem Planı kamu binalarında enerji verimliliğini arttırmak için enerji yöneticisi atanmasını öneriyor. İyi de, bu “eylem” 2008 yılında yayımlanan bir yönetmelikte zaten belirtilmişti. 2011’de İklim Eylem Planı’na da eklenerek adeta sayfa doldurulmuş.
Daha bitmedi. Enerji sektörü iklim değişikliğini körükleyen bir numaralı sektör. Kömür de bir numaralı düşman. Bakın bizim eylem planında bu büyük tehlikeye karşı nasıl önlem alınmış. Enerji bölümünün 3.1. maddesinde, “Yeni kurulacak santrallerde yerli linyitleri kullanacak temiz kömür teknolojileri kriterlerinin belirlenmesi ve uygulamayı özendirici tedbirlerin alınması” öngörülüyor. Çivi çiviyi söker derler, kömür kömürü de söker mi acaba? İklim değişikliğinin bir numaralı nedeni kömürü daha çok kullanarak iklim değişikliğinin nasıl durduracağız? Türkiye’nin iklim mücadelesi böyle tarihi hamlelerle dolu. Türkiye, Çerçeve Anlaşması’na imza attığında da, seragazı emisyonlarını ABD’den ve birçok Avrupa ülkesinden daha fazla arttırdığı için övünen bir basın açıklaması yayımlamıştı. Daha fazla seragazı çıkarmayı bir başarı sanmışlardı.
EYLEM PLANI YALAN OLDU
İşin daha da kötüsü, hükümet bile kendi icraatı olan eylem planını ciddiye almıyor. İDEP’te yer alan bir başka eylem maddesinde, 2014 yılına kadar mevcut kömür santrallerinde temiz teknoloji kullanımından bahsediliyor. Oysa yakın zaman önce değiştirilen Elektrik Piyasası Kanunu’ndaki geçici 8. madde, bu santrallere çevre yükümlülüklerinden muafiyet getirmişti. Kanun, özelleştirilmesi planlanan EÜAŞ’ın elindeki santrallerin çevre mevzuatına uyumuna yönelik yatırımların gerçekleştirilmesi ve çevre mevzuatı açısından gerekli izinlerin tamamlanması amacıyla 31 Aralık 2018’e süre tanımıştı. Böylece en basit filtreleri bile 20 yıldır takmayan bu santrallere ceza bile kesilemez hâle gelindi. Bu sürenin üç yıl kadar uzatılması da Bakanlar Kurulu’nun iki dudağı arasında. Böylece hükümet, kendi hazırladığı İklim Eylem Planı’nı da delmiş oldu. Temiz teknoloji kullanımı planda var ama hiçbir zorunluluk yok. Her şey şirketlerin keyfine bırakıldı.
***
KÖMÜR DEĞİL KİRAZ
Tutarsızlık iklim konusuyla sınırlı değil. Bursa’nın Keles ilçesine yapılmak istenen termik santral de bu zihniyetin son marifeti. İlçede geçim tarım ve hayvancılıkla sağlanıyor, çilek ve özellikle de kiraz üretimi yöre halkı için çok önemli. Köylüler hallerinden şikayetçi değil ama “devlet baba” Keles’teki kömür yataklarının kirazdan, çilekten, etten ve sütten daha önemli olduğuna karar verip oraya termik santral yapılması için ihaleye çıktı. Rödevans ihalesini Çelikler Madencilik şirketi kazandı. Santral 13 bin hektarlık bir alan kaplayacak ve Harmanalanı ile Kozaağaç vadilerine yapılacak. Kurulu gücü de 270 MW olacak. Köylü isyanda. 4 Temmuz’daki halkı bilgilendirme toplantısı protestolar nedeniyle yapılamadı. Köylü, Çevre Etki Değerlendirme raporuna imza atan heyete kiraz fırlattı. “Kömür değil kiraz” dedi. Bu ülkeyi yönetenlerin halkın taleplerine verdikleri yanıtlar efsane olacak nitelikte. Park isteyene AVM, kiraz isteyene kömür öneriyorlar. Tarım arazilerini santrallere, toplu konutlara, otoyollara feda ediyorlar. Bir gün bize, “kiraz bulamıyorsanız kömür yiyin” derlerse kimse şaşırmasın.
Bu santralin üreteceği elektrik miktarını güneşle, rüzgarla ya da enerji tasarrufuyla karşılayabiliriz. Güneş enerjisiyle bir kıyaslama yapalım. Keles’e yapılmak istenen santralden üretilecek elektrik miktarı yaklaşık 1 milyar kilovatsaat olacak. Enerji Bakanlığı’nın kabul ettiği güneş enerjisi potansiyeli bunun 380 katı. Tarlaları ziyan etmeye de gerek yok. Otoparkların, çatıların üstüne paneller konulabilir. Hükümet adım atmazsa bir sonraki toplantıda yetkililere kiraz yerine güneş paneli atılabilir, haberiniz olsun. Güneş paneli kirazdan ağırdır.