ISO iklim değişikliği gündemi ile toplandı
İstanbul Sanayi Odası (İSO) Meclisi son toplantısında iklim değişikliğini gündemine aldı
İSO’nun 27 Ağustos 2014 günü gerçekleştirdiği olağan aylık toplantısının ana gündem maddesi “İklimsel Değişikliklerin Nedenleri, Ekonomimize ve Sanayimize Etkileri” oldu. Toplantıda İstanbul Teknik Üniversitesi Meteoroloji Mühendisliği ve Afet Yönetim Merkezi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu ve Türkiye Sürdürülebilirlik Akademisi Başkanı Murat Sungur Bursa da konuşmacı olarak yer aldı.
Toplantının açılış konuşmasını gerçekleştiren ISO Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan, 2011 yılında yayınlanan İklim Değişikliği Ulusal Eylem Planı’nda yakın gelecekte Türkiye’nin daha sıcak, kurak ve yağışlar açısından daha belirsiz bir iklim yapısına sahip olacağının ortaya konulduğunu hatırlattı.
İklim değişikliğinin en tehlikeli ve başa çıkılması en zor etkisini kuraklık olduğunu söyleyen Bahçıvan, suyun sanayi için de en önemli ve kritik giderlerin başında geldiğini, üretim için gerekli suyu bulunamaması halinde tüm sanayi sektörlerinin bundan olumsuz etkilenebileceğini söyledi.
Birleşmiş Milletler’in bir raporuna göre 2050 yılında ani afetler nedeniyle dünyada 200 milyon insanın yer değiştirebileceğinin tahmin edildiği bilgisini de aktaran Bahçıvan, deniz suyu seviyesindeki bir metrelik yükselmenin Türkiye’ye maliyetinin ise 12 milyar dolar olacağını ifade etti.
Erdal Bahçıvan iklim değişikliğine karşı atılması gereken adımların maliyetinin İngiliz bir ekonomist tarafından 2007 yılı için dünya gayri safi milli hasılasının yüzde 1’i olabilecek iken, 2050 yılında yüzde 20’ye çıkabileceğinin hesaplandığını da kaydetti.
ISO Başkanı Erdal Bahçıvan sözlerini şu şekilde sürdürdü; “Ürün kaynaklı çevresel etkilerin yaklaşık yüzde 80’i tasarım aşamasında belirlenebiliyor. Böylece; ürün geliştirme sürecinin en başında, çevreyle ilgili etmenler hesaba katılarak yaşam döngüsünden kaynaklanacak çevresel etkiler minimize edilebilir. Çevrenin, Ar-Ge ve eğitim başta olmak üzere tüm çalışmalarımızın en önemli noktası haline gelmesi gerektiğine inanıyorum.”
Prof.Dr. Mikdat Kadıoğlu ise toplantıda gerçekleştirdiği ”Yeni Dünya Düzeninde Trendleri Yönetmek: İklim Risk Yönetimi” başlıklı sunumunda ise 100 yılda ortalama sıcaklıkların 2 ila 5 derece yükselirken, yağışların azalacağını söyledi. Kadıoğlu artan kuraklık sonucu su savaşlarının yaşanabileceğini ve dünyanın, küresel iklim değişikliği nedeniyle 2050 yılında yıllık 300 milyar dolar ekonomik kayıp yaşayacağını dile getirdi.
Türkiye’nin kendi bölgesinde iklim değişikliğinden en çok etkilenecek üçüncü ülke olduğuna dikkat çeken Kadıoğlu, bununla birlikte ülkemizde hala sorunla yeterince ilgilenilmediğini vurguladı.
Prof.Dr. Mikdat Kadıoğlu sözlerini şu şekilde sürdürdü; “Türkiye’nin halen iklim değişikliği ile ilgili mücadele planı bulunmuyor. Bir örnek vermek gerekirse, İstanbul’da çok sayıda rezidans yapılıyor ancak bu konutlarda sarnıç yapıldığını görmüyoruz. Maalesef yağmur suyunu toplamada son derece başarısız bir durumdayız. İstanbul böyle giderse çevre bölgesini de kurutma riskiyle karşı karşıya kalacaktır. Şehirlerde her kurumun kendi kuraklığını izlemesi gerekiyor.”