Isınan dünyada geleceğin besini muz mu?
Yeni bir rapor, iklim değişikliği sonucunda muzun milyonlarca insan için hayati bir besin kaynağı haline gelebileceğine işaret ediyor.
Uluslararası Tarımsal Araştırma İçin Danışma Grubu (CGIAR) araştırmacıları, gelişmekte olan bazı ülkelerde patatesin yerini muzun alabileceğini söylüyor.
Washington’da faaliyet gösteren kuruluş, dünya genelinde 13’ü az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerdeki toplam 16 uluslararası tarımsal araştırma merkezi arasında eşgüdüm sağlıyor.
Hava sıcaklıkları arttıkça manyok ve az bilinen börülce bitkisi de tarımda giderek artan bir rol oynayabilir. Geleneksel ürünler iklim değişikliğiyle mücadele ederken, insanlar yeni ve daha farklı mönülere alışmak zorunda kalabilir.
Birleşmiş Milletler dünya gıda güvenliği komitesinin talebi üzerine bir grup uzman, dünyanın en önemli 22 tarımsal ticari ürününü küresel iklim değişikliğinden nasıl etkileneceğine dair senaryoları inceledi.
Muzlar çiçek açıyor
Uzmanlar, sağladıkları kalori bakımından dünyanın en büyük üç ürünü olan mısır, pirinç ve buğday gelişmekte olan pek çok ülkede azalacağını tahmin ediyor.
Ayrıca görece serin iklimlerde yetişen patatesin de artan hava sıcakları ve dengesiz hava koşullarından olumsuz etkileneceğini öne sürüyorlar.
Raporun yazarları bu değişikliklerin hâli hazırda patates yetiştiren bölgelerde dahi “belli başlı muz türlerinin yetiştirilmesi konusunda bir açılım sağlayabileceğini” öne sürüyor.
Raporu hazırlayanlardan Dr. Philip Thornton BBC’ye yaptığı açıklamada, muz türlerinin kısıtlayıcı özellikleri olsa da, belli konumlarda patates karşısında iyi bir seçenek olacağını anlatıyor.
Thornton “Tam anlamıyla sihirli çözüm olmayabilir, ama sıcaklıklar arttıkça, muz, küçük çiftçinin deneyebileceği bir seçenek olabilir” diyor.
Raporda, buğday, protein ve kalori kaynağı olarak dünyanın en önemli bitkisi olarak tanımlanıyor.
Ancak araştırmaya göre, pamuk, mısır ve soya fasulyesine verilen daha yüksek fiyatlar, gelişmekte olan ülkelerde buğdayı iklim değişikliğinin yarattığı baskıya karşı daha da zayıflatan topraklara iterek, zor bir gelecekle yüzleşmeye mahkum ediyor. Özellikle güney Asya’da bir seçenek, bir dizi iklim baskısına dayanıklı olan manyok olabilir.
Fakat insanları yeni ürünlere ve beslenme şekillerine alıştırmak kolay mı?
Bruce Campbell, dünya çapında ileri gelen kuruluşlar arasındaki çalışmaları düzenleyen, İklim Değişikliği, Tarım ve Gıda Güvenliği (CCAFS) programının müdürü. Campbell, BBC’ye gelecekte yaşanacak değişikliklerin, geçmişte de yaşanmış olduğunu belirtti ve ekledi; “20 sene önce Afrika’nın belli bölgelerinde hiç pirinç tüketilmiyordu, şimdi tüketiliyor. İnsanlar fiyatlardan dolayı tercihini değiştiriyor. Bulması da, pişirmesi de daha kolay. Bu türden değişiklikler oluyor ve gelecekte de olacağını düşünüyorum.”
Protein baskı altında
Araştırmacıların endişelerinden biri, beslenmedeki protein ihtiyacının nasıl sağlanacağı. En yaygın kaynaklardan biri olan soya fasulyesi, hava sıcaklığı değişikliklerine karşı aşırı hassas.
Bilimciler Sahra Çölü’nün güneyinde kalan Afrika ülkelerinde “fakirin eti” olarak bilinen börülcenin, kuraklığa dayanıklı olduğuna ve daha ılıman iklimleri tercih ettiğine işaret ediyor.
Bu özellikleri sayesinde soyaya iyi bir seçenek olabileceği düşünülüyor. Ayrıca börülcenin yaprakları da hayvan yemi olarak kullanılabilir. Nijerya ve Nijer dahil olmak üzere bazı ülkelerde, çiftçiler çoktan pamuk üretimini terkedip, börülce yetiştirmeye başladılar. Rapor, hayvan proteini kaynaklarında da değişimler yaşanmasının olası olduğuna da işaret ediyor.
CCAFS Müdürü Bruce Campbell, “Kuraklıkla mücadele eden Güney Afrika’da, büyükbaş hayvancılıktan, küçükbaş hayvancılığa doğru bir yönelim var. Üretim konusunda sorun yaşadıklarını gören çiftçiler, değişime gerçekten istekli” diyor.