”İklim hedefini şimdi koymayan gelişemez”
‘Türkiye-AB İklim İşbirliği’ görüşmeleri için Türkiye’ye gelen Avrupa Komisyonu İklim Değişikliği Komisyoneri Connie Hedegaard, Miliyet’in sorularını yanıtladı
Connie Hedegaard, Mehveş Evin’e enerji konusunda çarpıcı açıklamalar yaptı.
İklim değişikliğiyle ilgili hükümetle yaptığınız görüşmeler nasıl geçti?
Hem Çevre ve Şehircilik, hem Kalkınma Bakanı’yla görüştük. Türkiye gibi büyüyen, dünyanın en büyük 10’uncu ekonomisi olmayı hedefleyen bir ülkenin, aynı zamanda karbon salımlarını azaltması gerektiği, atılacak ilk adımlar… Bu çok yerinde, çünkü hepimiz iklim değişikliği konusunda daha fazla çaba göstermeliyiz. Hedefleri bugün koymazsak ileride devasa sorunlara, ekonomik sorunlara da yol açacak. Bunun yolu, daha fazla iklim değişikliği politikalarına, enerji ve kaynak verimliliğine ve daha fazla yenilebilir enerjiye yatırım yapmaktan geçiyor…
Neden bu kadar önemli?
AB olarak, ancak bunları gerçekleştiren ülkelerin ileride daha fazla rekabet edebileceğine inanıyoruz. Düşünün, çocuklarım benim yaşıma geldiğinde dünyada 9 milyar insan yaşıyor olacak! Hepsinin ısınmaya, yiyeceğe, ulaşıma ihtiyacı olacak… Eğer bu ihtiyaçları karşılayacak daha akıllı çözümler bulmazsak geri dönülmez sorunlar ortaya çıkacak.
Türkiye’nin İklim Değişikliği Eylem Planı hakkındaki düşünceleriniz nedir?
Yeni bir çıkış olduğunu düşünüyorum. Evleri, şehirleri bu planın içine katmak, enerji verimliliği açısından teşvik edici. Avrupa’da biz ulaşımı, tarımı, araştırmaları da iklim değişikliği meselesiyle birlikte düşünmeye çalışıyoruz. Bakın, tek bir alan meselesi değil bu… Bir bütün! Yeni atılan adımlar iyi, başka sektörleri de dahil etmek önemli.
KÖMÜR PAHALI BİR YATIRIM
Öte yandan Türkiye’de 23 yeni termik santral için lisans verildi…
Kömür şu an en ucuz seçenek olabilir. Ama uzun vadede en pahalı, verimsiz yatırıma dönüşebilir. Farklı sektör temsilcilerinden duyduklarım son derecede ümit vericiydi. Geleceği düşünmek gerektiğine inanıyorlar. Fosil yakıtlara daha az bağımlı olmanın potansiyelini de görüyorlar. En ucuz enerji, tasarruf edebildiğin enerjidir. Bireysel düzeyde dahi, birazcık bilinçle, daha az enerji tüketerek, enerjiyi daha verimli kullanarak yapılacak çok şey var!
Enerjiyi verimli kullanmak için sağlam bir yol haritası gerekiyor…
Aynen öyle. Verimsiz enerji kullanımına karşı net önlem almak lazım. İster özel sektör olsun, ister bireysel enerji tüketimi, bunu teşvik etmek gerek. Fiyatlandırmayı doğru yapmak çok mühim. Hedef koyup uyguladığınız zaman işe yarıyor. Bağlayıcı olmayan hedefler yeterli değil. Avrupa’da bağlayıcı üretim hedefleri koymasaydık, devletler ekonomik krizde iklim değişikliği sorununu ikinci plana atacaktı. Fakat her yıl, karbon salımı hedeflerini tutup tutmadıklarını sorduk. Böylece krizde dahi yenilebilir enerjide büyüme devam etti. Bu çok önemli bir ders.
2020 için hedeflenen yatırımlara bakınca karbon salımlarının üç, hatta dört misli artma tehlikesi var. Bu bir çelişki değil mi?
Bu yüzden Avrupa’da şunu yapmaya çalışıyoruz: Karbon salımlarını artırmadan nasıl büyüyebiliriz? Son 20-30 yılda büyüme devam ettiği halde enerji tüketimi neredeyse sabit kaldı. Bence Türkiye gibi büyüyen bir ekonomide doğru çözümleri seçme fırsatı var. Eğer bugün yanlış yaparsanız faturası çok daha ağır olacak. 10 yıl sonra şu santralı değiştirelim demek çok daha masraflı. Bugün attığınız adımların, gelecek 15-20 yılda sonuçları olacak. Yanlış enerji kaynaklarına, kararlarına kilitlenmemeliyiz. Gelecek yıllarda petrol ucuzlamayacak. Tersine, pahalanacak ve ekonomimizdeki en büyük harcama buradan olacak. O zaman petrole daha az bağımlı olmak akıllıca değil mi? Bu kararların stratejik önemi de var.
BATI’NIN HATALARINI TEKRARLAMAYIN
İklim değişikliğiyle mücadele söz konusu olduğunda, gelişmekte olan ülkeler şunu diyor: Batı, çevreyi kirleterek, kaynakları tüketerek zengin oldu. Şimdi bizden kısıtlama bekliyorlar… Ne dersiniz?
Evet, bu bir çelişki. Ancak problem şu: Dünyanın çoğu gelişmeye çalışıyor. Gelişirken hiçbir şey yapamayız diyemeyiz. Çünkü hepimiz bunun sonuçlarına katlanacağız. Evet, gelişmiş olan ülkeler herkesten önce ve daha fazla çabalamak zorunda. 2020’de gelişmiş ülkeler, dünyadaki karbon salımlarının üçte birinden sorumlu olacak. Avrupa bugün, karbon salımının yüzde 11’inden sorumlu. Bugünden yarına teoride sıfırlasak bile sorunu çözmeyecek! Çin, Hindistan, Brezilya ve Türkiye ve birçok gelişen ülke ekonomik büyümeyi doğru yapmazsa, olmaz. Gelişen ülkelerin de önünde bir fırsat var. Neden Batı’nın hatalarını tekrarlayasınız?
HES’LERDE HERKESİN ONAYI ŞART
“Yenilenebilir enerjiye destek” için Avrupa’dan 3.85 milyar dolar aldık. Fakat bütçenin çoğu, HES projelerine gitti. Ancak HES’ler, büyük çevre sorunu demek ve halkın büyük tepkisine neden oluyor. Sizce bunlar akıllıca kararlar mı?
Tek tek projelerin ne olduğunu bilmiyorum. Avrupa’da bu tarz projeler çok dikkatli uygulanır. Halkın, bilimin ne dediği dinlenir. Ancak prosedürden pozitif sonuç alınırsa yeni bir santral kurulabilir. Doğru yerde kurulursa, doğaya zarar vermiyorsa tamam. Aksi takdirde HES yapılmaz.