”İklim gündemden düşüyor”
Fatih Birol’a göre iklim değişikliğinin Avrupa’nın gündeminde alt sıralara inmesi kötü bir haber
Uluslararası Enerji Ajansı Baş Ekonomisti Fatih Birol geçen hafta 19. kez düzenlenen ICCI Uluslararası Enerji ve Çevre Fuarı ile Konferansında bir konuşma yaptı.
Konuşmasında dünyadaki enerji denkleminin değiştiğini ifade eden Birol bu değişimin üç nedenden kaynaklandığını söyledi.
Fatih Birol bu nedenleri, Amerika, Kanada ve Avustralya gibi ülkelerin hızla artan petrol ve doğal gaz üretimi, Fukuşima sonrası Avrupa ülkelerinin nükleer enerji politikalarını değiştirmeleri ve enerji verimliliği ile ilgili ciddi uygulamaların hayata geçmesi olarak sıraladı.
Uluslararası Enerji Ajansı Baş Ekonomisti Birol bununla birlikte iklim değişikliğinin ise yavaş yavaş Avrupa ülkelerinin gündemindeki üst sıradaki yerini kaybederek alt sıralara inmesini ise oldukça kötü bir haber olarak niteledi.
Birol konuşmasında kaya gazından önce Avrupa ve Amerika’daki doğal gaz fiyatlarının birbirine hemen hemen eşit olduğunu fakat artık Avrupa’daki doğal gaz fiyatının Amerika’dan beş kat, Japonya’da ise Amerika’dan sekiz kat daha pahalı olduğuna dikkat çekti.
Kaya gazı’nın diğer bir etkisi olarak ise ABD’nin daha önce elektrik üretiminin yüzde 50’sini sağlayan kömürün payının yüzde 35’e düşmesi ile ABD’nin Avrupa’ya kömür ihracatını artırmasına neden olduğuna dikkat çeken Fatih Birol bu durumun kömürün Avrupa’da ucuzlamasına ve kullanımının yaygınlaşmasına neden olduğunu kaydetti. Birol’un verdiği bilgiye göre yalnızca Almanya’da 6 GW gücünde kömür santrali inşa aşamasında.
Konuşmasında hidroelektik santral yatırımları konusuna da değinen Birol şu şekilde konuştu;
‘’Hidroelektrik santraller meselesi bütün dünyada bir sorun, sadece Türkiye’de değil. Mevcut projeye göre tartışmak lazım, mevcut projeler mesela bugün Avusturya’da, Finlandiya, Norveç’te, Kanada’da, birçok ülkede HES var, küçük veya büyük, çevreye o bölgeye zarar vermeden ya da zararı belli bir şekilde kompanse ederek bunu başardılar ve şu anda o dediğim ülkelerde, Norveç’te yüzde 90’ı elektriğin HES’ten geliyor. O bakımdan, ben HES’lerde kategorik olarak hayır demeyi, evet demeyi de doğru bulmuyorum. Olumlu olarak yaklaşıp onun yarattığı lokal sorunlar nasıl çözülebilir diye düşünüyorum. Birçoğu ülke ekonomisine ciddi katkılarda bulunabilecek bir yapıya sahip, ama mutlaka negatif etkileri neler olabilir diye de düşünmek gerekiyor. ‘’