İklim değişikliği vergisi aklınıza yatıyor mu?
Enerji Bakanlığı tarafından hazırlanan Ulusal Enerji Verimliliği Strateji Planı Taslağı basında çıkan haliyle uygulamaya geçerse, hayatımıza iki yeni vergi girecek. İlki bütün elektrik tüketicilerinden alınacak olan elektrik vergisi, ikincisi sanayi ve ticaret abonelerinin hem elektrik hem de doğalgaz tüketiminden alınacak olan iklim değişikliği vergisi.
Taslağa göre elektrik vergisi ve iklim değişikliği vergisi gelirleri kurulacak Ulusal Enerji Verimliliği Fonu’na aktarılarak devletin yapacağı enerji ihalelerine kaynak olacak. Bu ihalelerin büyük sanayii ve ticari tüketicilere gitmesi bekleniyor.
Dünyada iklim vergisi, ya da karbon vergisi diye bilinen sistemler gayet güzel sonuçlar veriyor. Kanada’nın British Columbia eyaleti, 2008-2012 arası % 5 sera gazlarını azalttı. Avustralya ise karbon vergisi koyduktan sonraki ilk 6 ayda elektrik üretiminde karbondioksit salımını %9 azalttı.
Dünyada böylesi güzel örnekler varken, Türkiye’nin duyurduğu taslak pek akla yatkın değil.
Mesela elektrik tüketirken vergi vereceksiniz ama rüzgar yada güneşten üretilen kısmı tüketildiğinde de vergilendirilecek.
Mesela bir fabrika doğalgaz yada elektrik tüketirken vergi verecek ama kömür tüketirken vermeyecek.
Mesela vergi vermeyeyim derseniz ve fabrikanız bahçesine kömürlü termik santral kurarsanız, doğalgaz ve elektrik vergisinden kurtulabileceksiniz.
Hal böyle olunca iklim vergisi demek yerine kömüre imtiyaz vergisi demek akla daha yatkın geliyor.
Bir de işin petrol boyutu var. Petrolden de iklim vergisi alınmayacak, toplanan o kadar vergi ise doğrudan devlet kasasına gidecek. Yani devlet aldığı vergiyi kendine saklayacak iklime harcamayacak. Dahası, topladığı vergilerden 2014 yılında sanayi, binalar ve ulaşımda enerji verimliliği çalışmaları için 5,8 milyon TL yaklaşık 2 milyon dolar ayıran Türkiye, bundan sonra enerji verimliliği projelerine hibeleri bu ek vergiden sağlayacak.
Hal böyle olunca iklim vergisi demek yerine, devletin enerji verimliliğine ayırmadığı kaynağı toplama vergisi demek daha akla yatkın geliyor.
Planda yapılacak tasarrufa da yer verilmiş. Mesela elektrik tüketiminden 2017 yılında 7 bin TEP, yani 81 bin MWh tasarruf edileceği belirtilmiş. 2014 toplam tüketimine göre oranlarsak sadece onbinde 3 çıkıyor!
İklim vergisinin ne kadar sera gazı azaltacağına da bir bakalım: 2017 yılı için 160 bin ton emisyon azaltımı! Peki işletmeler bu vergiyi vermemek için sadece 1 tane 50 MW’lık kömür santrali kursa ne olacak. Bu durumda 400 bin ton civarında karbondioksit atmosfere salınacak. Yani yıl içinde toplam 160 bin ton azaltıma karşı, vergi vermemek için kömür santrali kuran bir sanayici 400 bin ton karbondioksit emisyonu salacak.
Hal böyle olunca “az tasarruf çok vergi” sloganı ile bakmak daha akla yatkın geliyor.
Ülkelerin pek çok akla yatkın politikaları var. Örneğin bütün fosil yakıtlardan vergi almak gibi, örneğin kömüre imtiyazları kaldırmak gibi, örneğin toplanan paraları toplumun geniş kesimleri için faydaya dönüştürmek gibi.
İklim değişikliği için akla yatkın bir şey yapmak konusunda son kömür santralini kapatan İskoçya, sera gazlarını atmosfere daha fazla vermeyeceğini taahhüt eden Etiyopya, Cibuti’yi örnek alsak çok iyi bir iş yapmış oluruz.
Notlar: Kömür imtiyazları için bakınız: Kömürü Finanse Etmek