IEA: ”Enerji sektörü, ekonomi büyürken emisyonlarını düşürebilir”

Uluslararası Enerji Ajansı tarafından yayınlanan bir çalışma enerji sektörünün ekonomik büyümeyi riske sokmadan emisyonlarını düşürebileceğini söylüyor

14 Haziran 2013

Uluslararası Enerji Ajansı tarafından yayınlanan bir raporda sera gazı etkisi yaratan gaz salımlarının üçte ikisinin enerji üretimi ile alakalı olduğu hatırlatılırken, enerji sektöründen kaynaklanan karbondioksit salımlarının 2012’de rekor seviyeye çıktığı bildiriliyor.

”Enerji-İklim Haritasını Yeniden Çizmek” başlıklı raporda aynı zamanda dünya hükümetlerine çağrıda bulunularak uygulamaya sokulacak dört enerji politikası ile küresel ısınmayı 2 derecede tutma hedefinin canlı tutulabileceğine vurgu yapılıyor.

Rapordaki verilere göre enerji sektöründen kaynaklanan küresel karbondioksit salımları 2012’de bir önceki yıla göre yüzde 1.4 oranında artış göstererek 31.6 milyar tona ulaştı.

Bu dönemde elektrik üretimini çok büyük oranda kömürden sağlayan Çin’in salımlarındaki artış 300 milyon ton olmasına rağmen çalışmada ülkenin enerji verimliliği ve yenilenebilir enerji üretiminde sağladığı başarılar sayesinde bu artış oranının son on yılın en düşük seviyesine gerilediğine ise dikkat çekildi.

Eski kömür santrallerini kapatan ve kömürden elektrik üretimini azaltan ABD’nin bu adımlarına bağlı olarak ise salımları 200 milyon ton gerileyerek, bu anlamda ülkenin 1990’lı yılların ortalarındaki seviyeleri yakaladığı ifade edildi.

Düşen kömür fiyatlarına bağlı olarak ise Avrupa’nın bazı ülkelerinde artan kömür tüketimine rağmen, gerek yenilenebilir enerji kaynaklı elektrik üretiminin artması gerek ise ekonomik yavaşlama Avrupa’nın salımlarının 50 milyon ton düşmesini sağladı.

Fukuşima felaketinin ardından ülkedeki nükleer reaktörlerin tamamına yakınını devre dışı bırakan, elektrik talebinde oluşan açığı ise fosil yakıtlara dayalı olarak karşılamaya çalışan Japonya’nın salımları ise 70 milyon ton yükseldi.

Raporun Londra’da yapılan tanıtım toplantısında konuşan IEA Üst Yöneticisi Maria van Der Hoeven ise çalışmalarının şu an uygulamada olan enerji politikalarının küresel sıcaklığı 3.6 ila 5.3 derecede artmasına neden olacağının altını çizerken bu çalışmanın ekonomik büyümeyi riske sokmadan enerji sektöründen kaynaklanan emisyonların düşürülebileceğini gösterdiğini söyledi.

Raporun baş yazarı, Uluslararası Enerji Ajansı Baş Ekonomisti Fatih Birol ise enerji alakalı salımlardaki büyümeyi ekstra ekonomik maliyete yol açmadan bu on yılın sonunda düşürmeyi mümkün kılacak ölçütleri belirlediklerini söyledi. Birol bu önlemleri ise şu şekilde sıraladı;

Binalarda, sanayi ve ulaşımda enerji verimliliği ölçülerini hedeflemek, düşük verimliliğe sahip kömür santrallerinin inşasını ve kullanımını sınırlandırmak, petrol ve doğal gaz arama faaliyetlerinden ortaya çıkan metan gazını yarıya indirecek uygulamalar ile fosil yakıt teşviklerini kısmi olarak düşürmek ve bu alanda verimlilik çalışmalarını desteklemek.