IEA çalışması şehir içi ulaşımdaki verimsizliğe dikkat çekiyor
Uluslararası Enerji Ajansı çalışmasına göre şehir içi ulaşım politikalarının değişmesi 70 trilyon dolarlık tasarruf sağlayabilir
Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) tarafından hazırlanan bir çalışma ulaşım sektöründen kaynaklanan karbondioksit emisyonlarına dikkat çekiyor.
”Yenilenmiş Şehirlerin Hikayesi” başlıklı çalışmaya göre küresel petrol tüketiminin yarısı ve enerji tüketiminin yüzde 20’si ulaşım sektöründe gerçekleşirken, bu tüketimin yüzde 40’ı ise şehir içi ulaşımdan kaynaklanıyor.
IEA’ya göre ayrıca araç teknolojilerindeki gelişmeye ve yakıt ekonomisi konusundaki ilerlemelere rağmen bu alandaki enerji tüketimi 2050 yılında iki katına ulaşacak.
Çalışmaya göre gereksiz yere yol kat etmenin önüne geçmek için daha iyi şehir planlamaları yapılması, ulaşım talebinin daha iyi yönetilmesi, toplu taşıma, yürüme, bisiklet ve demir yolu ile yük taşımanın teşvik edilmesi gibi uygulamalar ise 2050 yılına kadar araçlara, yakıtlara ve ulaşım altyapısına küresel ölçekte yapılacak harcamalardan 70 trilyon dolarlık tasarruf sağlayabilir.
Çalışmada bu adımları atmanın yalnızca enerji güvenliği sebebiyle değil, aynı zamanda olumsuz iklim, gürültü ve hava kirliliği, trafik tıkanıklığı ve artan şehir içi trafiğin ekonomik etkilerinin önüne geçilmesi için de önem taşıdığına vurgu yapılıyor.
Belgrad, Seul ve New York’un şehir içi ulaşım sistemlerinin incelendiği çalışmada aynı zamanda aralarında İstanbul ve Kayseri’nin de olduğu birçok şehirdeki uygulamalardan ise örnekler veriliyor.
Metrobüs başarısı yatırım kararlarına etki yaptı
Çalışmanın İstanbul ile ilgili kısımlarında IDO’nun özelleştirmesi ve sonrasındaki gelişmelere de değinilirken, Metrobüs uygulamasından ve elde edilen sonuçlardan da bahsediliyor.
IEA’nın çalışmasında, 2007’de pilot uygulamanın başladığı Metrobüs projesinde başlangıçtaki belirgin eleştiriler ve projedeki eksikliklere rağmen ilk sonuçların güçlü olduğu ve 11 km’lik yeni hattın açıldığı 2009’da ise Metrobüs yolcularının yüzde 10’unun araçlarını evde bırakarak sistemi kullandıklarının belirlendiğine dikkat çekiliyor.
2011’de yılda 600.000 yolcu taşıma kapasitesine ulaşan uygulamanın ulaştığı başarının şehir politikalarında ulaşıma yaklaşımdaki düşünce değişikliğini cesaretlendirdiği belirtilen çalışmada, bunun şehir yönetiminin yatırımların yol yapımından toplu taşıma servislerini geliştirme ve iyileştirmeye yönelttiği iddia ediliyor.
Çalışmada ayrıca İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin Metrobüs uygulamasını yaygınlaştırma çabalarından, Metrobüs’ün olmadığı yerlerde otobüsler için özel şeritler açmasından ve yakıt verimliliği sağlayan hibrit araçlara yatırım yapmasından da bahsediliyor.