Güneş enerjisinin doğalgaza rakip olabileceği dönem yaklaşıyor
Lux Research tarafından yayınlanan bir çalışma çeşitli faktörlerin güneş elektriğinin rekabet gücünü artırabileceği öngörülüyor
Güneş enerjisinin, elektrik üretim maliyeti adına doğal gaz ile rekabet edebileceği dönemin yaklaşmakta olduğu iddia edildi.
Araştırma ve danışmanlık kuruluşu Lux Research tarafından yayınlanan bir çalışmaya göre büyük ölçekli güneş elektriği santralleri dünyanın bazı bölgelerinde 2020 yılına kadar, geriye kalan birçok bölgesinde ise 2025 yılına kadar bu noktaya ulaşabilecek.
Çalışmada bu iddia ince filmli güneş panelleri teknolojilerindeki gelişmeler, doğalgaz fiyatlarında görülecek artışlar ve kaya gazı alanında yaşanabilecek gelişmelere dayandırılarak yapılıyor.
Çalışmada ince filmli güneş panelleri teknolojileri alanında görülecek ilerlemelerin 2030 yılına kadar bu alandaki sistem fiyatlarının yüzde 39 oranında gerilemesine neden olabileceği ifade ediliyor. Doğal gaz fiyatları ise 2025 yılına kadar 4.90/MMBtu ila 9.30/MMBtu ABD Doları arasında değişebilmek ile birlikte bu tarihte en güçlü olasılık olarak 7.60/MMBtu ABD Doları’nın üzerinde olabileceği belirtiliyor. Avrupa’da kaya gazı çalışmalarına yönelik düzenlemeler ve Güney Amerika’daki yüksek maliyetlerin ise bu alandaki ilerlemeleri yavaşlatabileceği öngörüde yer alan diğer parametreler arasında bulunuyor.
Kuruluşa göre bu faktörler 2025 yılında güneş elektriği santralleri ile doğalgaz santralleri arasındaki elektrik üretim maliyeti farkının kilovat-saat başına 0.02 ABD Doları seviyesine kadar gerilemesine neden olabilecek.
10 ayrı bölgeye göre yapılan değerlendirmeye göre güneşlenme sürelerine ve doğalgaz fiyatlarındaki gelişmelere bağlı olarak bu noktaya bazı bölgelerde 2020 yılına doğru, Rusya ve Grönland hariç olmak üzere diğer bölgelerde ise 2025’e doğru ulaşılması mümkün olacak.
Çalışmanın yazarlarından Ed Cahill ise makro ölçekte, doğal gazın kömürün yerine geçerek, yenilenebilir enerji geleceğinde, güneş enerjisinin teşviksiz şekilde maliyet avantajı sağlayabileceği döneme kadar köprü görevi görebileceğini, mikro ölçekte ise güneş enerjisinin entegre edileceği hibrit uygulamalar ile maliyetlerin düşürülebileceğine ve istikrarlı elektrik üretimi sağlanabileceğine vurgu yapıyor.