GRI Raporlarına Genel Bir Bakış

Ethem Yenigün
17 Ocak 2012

GRI raporlamasının amacı, firmaların ürettikleri ürünleri, faaliyet alanlarını ve hizmetleri neticesinde yarattıkları çevresel, ekonomik ve toplumsal etkileri; bunların neden oldukları veya yarattıkları olası olumsuz etkileri asgari seviyeye indirmek için hedefleri, faaliyetleri ve sürdürülebilirlik politikalarını kamuoyu ile belli bir standartta paylaşmaktır.  Bu yazıda, Türkiye’de faaliyet gösteren firmaların hazırladıkları bu raporlamaların değerlendirmeleri yer alacaktır. Veriler, firmaların internet sitelerinde bulunan raporlardan temin edildi. Bu raporların, bir liste halinde toplandığı herhangi bir kaynağa ulaşılamadı. Bunun için 20 firmanın internet sitesi tek tek kontrol edildi. Çalışmada, bir firma adının geçmemesine özellikle dikkat edildi.

Yapılan çalışmada, GRI’ın henüz, sadece büyük ve kurumsal diyebileceğimiz firmalar tarafından hazırlandığı görülmüştür. Bu firmaların büyük çoğunluğu Birleşmiş Milletler Küresel İlkeler Sözleşmesi’ni imzalamış, bünyesinde ayrı bir sosyal sorumluluk birimi kurmuş, çevresel duyarlılık alanında başka çalışma ve projeleri de olan firmalardır. Yani, GRI raporlaması, aslında bu firmaların sürdürülebilirlik çalışmalarının sadece bir bölümünü oluşturmaktadır.

Otomotiv, inşaat, inşaat yan sanayi, telekomünikasyon, bankacılık, ilaç…vb geniş bir sektörel alanda faaliyet gösteren firmaların GRI raporlarını beyan ettikleri anlaşılmaktadır. Ancak özel sektör firmaları dışında, ne herhangi bir sivil toplumu örgütü nede bir kamu kurumu (merkezi veya yerel yönetim) bu raporlama çerçevesine uygun raporlama yapmıştır. Bu kurumlar için, örnek olabilecek bir çalışmanın yapılması, benzer çalışmalara önayak olacaktır.

Birçok firmanın, bu raporu ilk defa hazırladıkları, rapor beyanlarından anlaşılmaktadır. Bundan dolayı da raporların çoğunda, bu çalışmanın, bir nevi firmanın kendi durumunu anlamaya yardımcı olması amacı da taşıdığı ifade edilmektedir. Yani rapor yardımı ile firmanın kendi mevcut kapasitesini anlaması da amaçlanmıştır. Rapor hazırlanmasında, özel danışmanlık firmalarından yardım alan firmalar yanında,  hem kendi kapasitelerini kullanan hem de dışarıdan uzman yardımı alan firmalar da bulunmaktadır.

İlki 2007 yılında, büyük çoğunluğu 2009-2010 yıllarında hazırlanan bu raporlar, genelde GRI 3 sürümüne uygun ve C seviyesinde hazırlanmıştır. Bağımsız denetim firmalarının, raporda belirtilen ve “+”  değeri katan değerlendirmelerini alan firmaların sayısı ise çok azdır.

Raporların ana niteliklerinden biri, raporun stratejik plan ve faaliyet planlarının bir bileşeni olduğu izlenimini vermesidir. Yani, rapor, bir yandan geçmiş dönem faaliyetleri hakkında bilgiler sunarken, diğer yanda gelecekte yapılacak çalışmalar hakkında da bilgiler içermektedir.

Bu çalışmaların ortak bir özelliği, belki de ilk sürüm oldukları için raporlarda firma hakkında çok geniş, tanıtıcı bilgilere yer verilmiş olmasıdır. Ayrıca bazı raporlar, neredeyse sadece bir reklam malzemesi olarak kullanılmış; raporda firmanın gelecek dönem planları hakkında uzun açıklamalar yapılmıştır.

Raporların çoğunda, firmanın açık ve şeffaf olduğu alanlar yer almış, ancak firmalar açısından “olumsuz” olabilecek değerlendirmeler yer almamıştır.

Raporların içeriğine bakıldığında, hemen göze çarpan özelliklerden biri, raporlarda paydaş analizlerinin* eksik yapılmış olduğudur.  Paydaşların eksik yer aldığı raporlar yanında, paydaşlara yer veren ama herhangi bir analiz içermeyen raporlar da vardır.

Enerji tasarrufu politikaları, su kullanımı ve çevre politikaları en çok eksik bilgi içeren bölümlerdir.  Bunlar dışında, ayrıca uzun dönemli projeksiyon gerektiren mali öngörüler, atık ve hurda yönetimi, küresel iklim değişikliği fırsat ve tehditleri, insan hakları…vb konularda da eksik bilgiler yer almaktadır.

Raporlarda, kurumsal yönetim ve etik, strateji ve analiz bölümleri eksiksiz hazırlanan bölümlerdir.

Sonuç itibariyle, Türkiye’de faaliyet gösteren kurumsal firmaların büyük çoğunluğunun GRI çerçevesine uygun sürdürülebilirlik raporu hazırladıkları anlaşılmaktadır. Bazı eksiklikler taşımakla beraber, bu raporlama çerçevesinin yaygınlaşması, yerli firmaların uluslar arası pazarda rekabet edebilirliklerini arttıracak ve bu firmaların uzun dönemli plan ve stratejilerinin sürdürülebilir nitelik taşımalarına yardımcı olacaktır. Yaşanan gelişmeler, seviyesi ve içeriği ne olursa olsun bu çalışmanın yapılıyor olmasının firmanın pazar bulma ve kurumsallaşmasının olmazsa olması olacağını göstermektedir.

* Paydaş analizi, kısaca, doğrudan veya dolaylı bir şekilde firma faaliyetlerinden olumlu veya olumsuz etkilenen kişi ve kurumların, bu faaliyetlerden nasıl etkilendiğinin belirlenmesi çalışması olarak ifade edilebilir.