GE Energy Türkiye Planlarını Artacak RES Yatırımlarına Göre Yapıyor

GE Energy Türkiye Genel Müdürü Mete Maltepe, GE Energy’nin FlexEfficiency, verimlilik arttırma çalışmalarını ve Türkiye’de hızla gelişen rüzgar enerjisi sektöründeki yatırım planlarını anlattı.

16 Ekim 2011

GE Energy Türkiye Genel Müdürü Mete Maltepe, verimlilik ve esneklik konusunda dünyanın lider teknolojisi FlexEfficiency, GE Energy’nin verimlilik artıma çalışmalarını ve Türkiye’de hızla gelişen rüzgar enerjisi sektöründeki yatırım planlarını EurActiv Türkiye’ye anlattı. Maltepe, FlexEfficiency teknolojisinin dünyadaki ilk uygulamalarından birini Karaman’daki Dervish Projesi ile gerçekleştirecek olmanın gururunu yaşadıklarını belirtti.

GE Energy, yıl içerisinde FlexEfficiency dizaynını kullanan ilk enerji santralini Türkiye’de inşa edeceğini açıkladı. Bu hem Türkiye hem dünya açısından bir ilk teşkil ediyor. Bize biraz FlexEfficiency’den bahsedebilir misiniz?

FlexEfficiency, hem verimlilik hem de esneklik konusunda dünyanın en iyi santral teknolojilerinden birisidir. Buna dünyanın lider teknolojisi de diyebiliriz. FlexEfficiency var olan 9FB gaz türbinimizin üzerine inşa edilmesi ve uçak motoru teknolojisinin buna eklenmesiyle oluşmaktadır. Bununla birlikte gaz türbini, buhar türbini ve kazan sistemlerinde iyileştirmeler yapılmıştır. Özellikle yenilenebilir enerjiler şebekeye girdikçe elektrik şebekelerinde esnekliğe daha fazla ihtiyaç duyulmaktadır. İşte bu sebeple FlexEffiency rüzgarın ya da güneşin enerjiye etkisinin artıp düştüğü zamanlarda öteki teknolojilere destek olma ve düşüşlerde ya da artışlarda üretimi değiştirebilme yetisine sahiptir. Bu bakımdan FlexEfficiency ağır yük santralleri ya da heavy duty dediğimiz gaz türbinlerinde bir liderdir. Bu teknoloji aynı zamanda dünyanın en verimli gaz türbini ve en verimli kombine çevrim santralidir. İlk uygulamalardan bir tanesini Karaman’da MetCap Enerji Yatırımlarının Dervish Projesi ile yapacak olmaktan gurur duyuyoruz. Bu santral yalnızca FlexEfficiency gaz türbininin lansmanı değil, aynı zamanda FlexEfficiency teknolojisinin güneş ve rüzgarla entegre bir şekilde çalıştığı dünyada ilk entegre gaz ve yenilenebilir enerji santrali olacaktır.

Zamanlama konusunda nasıl bir süreç işleyecek?

Bu santralın 2015 yılının sonunda devreye girmesini bekliyoruz.

GE Energy ile özdeşleşen kavramlardan biri “enerji verimliliği”. Günümüzde enerji verimliliğinde talep taraflı verimlilik kadar, arz taraflı verimlilik de gündeme gelmeye başladı. GE Energy olarak bu alandaki çalışmalarınızdan bahsedebilir misiniz ?

Enerji verimliliği bizim her zaman hedefimiz olan ve bütün ürünlerimizdeki verimliliği artırma çabasında olduğumuz bir konu. FlexEfficiency 50 bunun örneklerinden bir tanesidir. Sadece yeni teknolojilerde değil, var olan teknolojilerde de verimliliği artırma çabalarımız sürmektedir. Bunun bir örneği ENKA’yla 2000 yılında imzalayıp 2002 yılında devreye aldığımız 9FA gaz türbinleridir. 9FA gaz türbinleri üzerinde bir verimlilik iyileştirme paketi uygulaması yapılmıştır. Bu uygulamanın sonucu olarak, gaz türbini verimi %2 oranında arttı. Böylelikle on sene önce devreye alınmış bir santralin enerji verimliliğini iyileştirme imkanı doğmuştur. Bu örneklerden yalnızca bir tanesidir. Öteki gaz buhar ve rüzgar türbinlerinde de bu çalışmalar devam etmektedir.

GE Energy’nin uzman olduğu bir konu olan rüzgar enerjisinde son dönemdeki gelişmeler ve gelecek planları nelerdir?

Biz GE Energy olarak rüzgar enerjisinde tüm dünya çapında iddialı bir firmayız. Türkiye giderek rüzgar enerjisi sektöründe ağırlığı daha fazla hissedilen bir ülke olmaya başladı. Türkiye’de şimdi 1600 MW’a yakın kurulu bir rüzgar enerjisi gücü bulunmaktadır. Bu nedenle dünya ve özellikle Avrupa’daki stratejilerimiz içinde Türkiye’nin yeri giderek artmaktadır. GE Energy’nin ise Türkiye’de yaklaşık 300  MW’lık kurulu gücü bulunmakta, aldığımız siparişler ise 500 MW’ın üzerine çıkmaktadır. 2012-2013 yıllarında bu projelerin de  kurulumu başlamış olacak. En son başladığımız proje ise enerji salımı 142.5 MW olan Balıkesir projesidir. Türkiye’nin en büyük rüzgar santrali olan bu projeyle çok gurur duymaktayız. Türkiye’de rüzgar türbinlerinin bakımını ve işletmesini yapabilecek bir kadro kuruldu. Başta kule ve kanatlar olmak üzere çeşitli bileşenlerin tedariği üzerinde çalışmalarımız devam etmektedir. İleride makine dairesinin komple üretimi şeklinde de çalışmalara devam edilebilir. Bu yönleriyle Türkiye, özellikle Avrupa bölgesindeki stratejimizin önemli bir parçasıdır.

Mevcut santrallerin verimlilik ve çevre açısından performanslarının iyileştirilmesi için neler yapılmaktadır?

Gaz türbinlerinde olduğu gibi rüzgar türbinlerinde de var olan sistemden daha fazla enerji alabilmek için çalışmalar yürütmekteyiz. Rüzgar santrallerinde nispeten yeni devreye girdiğimiz için Türkiye’de henüz böyle bir uygulama gerçekleşmedi ancak önümüzdeki yıl önceden tedarik ettiğimiz rüzgar türbinlerinde çeşitli iyileştirme paketleri sunmaya başlayacağız.

Rüzgar sektöründe bizim bahsedebileceğimiz en büyük gelişmelerden biri 1.6 MW 110 metre rotor çaplı türbinimizdir. Bu 1.5 MW türbinlerimizin son versiyonu ve dünyanın en verimli rüzgar santralidir. Yüzde 50’nin üzerinde kapasitesi olan bu santralin Türkiye’deki bir çok projeye uygun bir rüzgar türbini olduğunu düşünüyoruz.

Yıl içerisinde çıkan Yenilenebilir Enerji Kanunu GE Energy’i nasıl etkiledi?

YEK yenilenebilir enerjiye bazı öncelikler tanıyan bir kanundur. Bizce biraz düşük de olsa üreticilere bir fiyat garantisi vermektedir, bu bakımdan da olumlu bir gelişmedir. Bildiğiniz gibi Türkiye’de rüzgar enerjisi sektöründe lisans alma sıkıntısı yaşanmıştı. 2007 yılı sonunda lisans almak için başvuran çok firma olmuş ve on binlerce MW’lık başvurular gerçekleşmişti. Bu yıl içerisinde TEİAŞ ile trafo merkezlerine dağıtım konusunda düzenlenen yarışma sonucunda Türkiye’deki rüzgar yatırımcılarının hangisinin lisans alabileceği ve ilerleyebileceğini görme şansımız oldu. Bu çok önemli bir gelişmedir. 2007 yılından bu yana süren büyük bekleyiş, birçok kurumun planlarını ertelemesine neden olmuştu. Bundan  sonra rüzgar enerjisi yatırımlarının artacağını düşünüyoruz. Biz de GE Energy olarak planlarımızı bu doğrultuda yapıyoruz.