Fransa, AB zirvesinde iklim ve enerjiyi konuşmak istiyor
Her ne kadar bu haftaki AB liderler zirvesinin gündemine Ukrayna krizinin damga vurması beklense de Fransa ve İngiltere gibi birkaç ülke, iklim ve enerji konularını da tartışmak istiyor.
EurActiv Türkiye
20-21 Mart’ta düzenlenecek zirve neredeyse bir yıl önce planlanmıştı ve esasen Avrupa Komisyonu’nun Ocak ayında sunduğu, AB’nin enerji ve iklim değişikliği için 2030 hedeflerine odaklanması bekleniyordu.
Ancak Ukrayna’daki son olaylar, zirvenin orijinal gündemini değiştirebilir. Avrupa Komisyonu Başkanı José Manuel Barroso, üye ülkelere gönderdiği ve toplantının önemli konularını sıraladığı mektubunda mali işler ve Ukrayna’daki duruma değindi.
Bu haftaki zirve öncesinde açıklamalarda bulunan bir Fransız diplomat, enerji ve iklim değişikliğinin ‘Barroso ve AB Konseyi Başkanı Herman Van Rompuy açısından öncelikli konular olmamasından’ duyduğu üzüntüyü dile getirdi.
Fransa, İngiltere ve İskandinav ülkeler bu konuyu öne çıkarma çabalarında yalnız kalırken Polonya, konunun daha sonraya bırakılabileceği konusunda diğer ülkelerin büyük çoğunluğunu ikna etti. AB’de kişi başına en çok karbondioksit salımında bulunan ülkeler arasında yer alan Polonya, sera gazı emisyonlarının azaltılması için AB düzeyinde bağlayıcılığı bulunan hedefler getirilmesine karşı çıkıyor.
Varşova’nın şansına, Ukrayna krizi de dikkati başka yöne çekmek için tam zamanında geldi.
Almanya, artan kömür talebi ve nükleer santralleri kapatma planları sebebiyle artık temiz enerji hareketinin başını çekmiyor. Angela Merkel, geçtiğimiz haftaki Varşova ziyaretinde bu konuya değinmemişti. Merkel’in konuyu gündeme getirmesi, AB zirvesi öncesinde Polonya’nın yaklaşımının belirlenmesinde önemli rol oynayabilirdi.
Uluslararası arenada da pek bir beklenti söz konusu değil. 26 Mart’ta düzenlenecek AB-ABD zirvesnde, iklim ve enerji konularında somut tartışmalardan uzak durulacak.
İklimden önce takvim
Avrupa düzeyinde ise tartışmalar daha yeni başladı. Komisyon’un, Avrupa’daki karbon emisyonlarının 2030’a kadar yüzde 40 oranında azaltılması teklifi, henüz AB hükümet ve devlet başkanları tarafından görüşülmedi.
Bir iklim politikası uzmanı, ‘Üye ülkeler, Komisyon’un Ocak ayında ortaya koyduğu, AB’nin 2030 için iklim ve enerji politikalarına ilişkin teklifini halen kabul etmedi ve bu da işleri zorlaştırıyor’ dedi.
AB liderlerinin konuyu bu hafta görüşmesi halinde, konuşmaların takvim üzerinde yoğunlaşması bekleniyor. Fransa iklim konusunu Haziran ayındaki bir sonraki AB zirvesinde masaya getirmek ve 2015 BM İklim Zirvesi’nin başarıya ulaşma şansını artırmak için Avrupa düzeyinde bir an önce anlaşmaya varılmasını istiyor.
Esasında Fransa’nın teklifleri hazır. Fransız ekonomist Jean-Michel Charpin Şubat ayında bir rapor sunmuş; AB’nin karbon piyasasında reform için atılacak adımlar ve Fransa’nın yaklaşımı hakkında bilgi veren bir analiz ortaya koymuştu.
Raporda dört bölüm yer alıyor. İlk bölümde, şu anda ton başına 7 Euro seviyesinde olan karbon fiyatlarındaki düşüklüğün sebepleri analiz ediliyor. Bu seviye, enerji üretiminde kömürün tekrar yükselişe geçmesini engellemeye yetmiyor.
Karbon piyasası uzmanlarına göre bu sebepler, ekonomik faaliyetlerdeki düşüklük ve karbon fiyatlarındaki etkisine şüpheyle bakılan yenilenebilir enerjideki artışa bağlı. Gelişmekte olan ülkelere verilen ve Avrupa’dan satın alınabilen karbon izinleri de sorgulanıyor.
İkinci bölümde ise Avrupa Komisyonu’nda yoğun bir şekilde tartışılan 2030 enerji ve iklim teklifleri analiz ediliyor.
Karbon piyasasında reform
Raporun üçüncü bölümünde Fransa’nın temel endişesi ele alınıyor: AB’nin Emisyon Ticaret Sistemi’nde reform. Raporun merkezinde, istikrarı güvence altına almak için karbondioksit emisyon izinlerinin rezerve edilmesi yer alıyor, ancak sistemin yönetimiyle ilgili sorulara çözüm getirilmiyor. Piyasayı istikrara kavuşturacak mekanizmaların otomatik bir şekilde çalışmasına izin verilmeli mi? Yoksa piyasadaki kotaların serbest bırakılmasını kontrol edecek bir ‘karbon merkez bankası’ mı kurulmalı?
Fransa, Komisyon’un teklif ettiği üzere kotaların otomatik halde kalmasıyla, karbon izinleri için bir banka kurulması arasında ara bir pozisyon benimsiyor.
Raporun son bölümünde ise karbon sızıntısı, yani sanayinin Avrupa dışına taşınması, ve bunun nasıl sınırlanacağı ele alınıyor. Bazı ülkeler (örneğin Polonya), karbon emisyonlarının sınırlanması sebebiyle aldıkları, sınai faaliyetlerin yer değiştirmesi riskinin telafi edilmesini istiyor.
Fransa ise Avrupa düzeyinde bir anlaşmaya varılabilmesi için bir takvim oluşturulmasını elzem olarak değerlendiriyor. Elysée’den bir kaynak, ‘İki noktada ilerleme kaydetmeye çalışacağız; mevcut mekanizmalar için temel reform seçeneklerdeki sürecin belirlenmesi ve 2014 sonuna kadar Avrupa düzeyinde kapsamlı bir anlaşmaya varabilmek için sera gazı emisyonlarında ne kadar azaltıma gidileceği’ diyor.
Fransa Maliye Bakanlığı da bu konuyla yakından ilgileniyor. Fransa, 2011 yılında karbon piyasasında reform için tutumunu belirleyen ilk AB ülkelerinden biri olmuştu. Maliye Bakanlığı, karbon izinlerinin açık artırmaya çıkarılması için şu anda yürürlükte olan sisteme verdiği destekle gündemi belirleyebilmişti.
Aline Robert, EurActiv Fransa