Enerji verimliliği elektronik sektörü stratejisinin merkezinde olacak
Sanayi Bakanı Nihat Ergün Türkiye Elektrik Elektronik Sektörü Strateji Belgesi’ni açıkladı
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün, Türkiye Elektrik Elektronik Sektörü Strateji Belgesi ve Eylem Planı‘nı açıkladı. Bakan Ergün 2012-2016 yılları arasını kapsayan plan kapsamında enerji verimliliğine sahip elektrik motorların, klimaların, buzdolaplarının, ısı pompalarının ve benzeri ürünlerin kullanımının özendirilmesine ve yaygınlaştırılmasına yönelik çalışmalar yürütüleceğini ayrıca kamu kurumlarının aydınlatılmasında LED aydınlatmaların zorunlu hale getirilmesi gibi çalışmalar yapılacağını söyledi.
Bakan Ergün sektörle ilgili birincil hedefin, her sektörde olduğu gibi hukuki ve idari engelleri kaldırmak olduğunu söylerken sözlerini şu şekilde sürdürdü;
”Öyle hukuki, idari düzenlemeler var ki kimsenin ilerlemesi mümkün değil. O duvarları kaldırmamız lazım. Çalışmalar sırasında belki yeni engeller de tespit edeceğiz. Eylemler çerçevesinde; yenilenebilir kaynaklara yönelik enerji tesisi kurulması, bu alandaki Ar-Ge çalışmaları ve malzemelerin üretiminin teşvik edilmesi için çalışmalar yapılacaktır. Mesela, güneş enerjisinin kullanımına dair bir takım engeller var. EPDK belli limitler koymuş. Şu kadar kilovatsaatten fazla üretim izni vermem. ‘Şebekeye satmayacağım, kendim kullanacağım, senin söylediğin kilovattan fazla üreteceğim’ dese buna hukuki düzenlemeler izin vermiyor. Mutlaka bu değişmesi lazım ki ilerleyebilelim. O engelleri bu belge çerçevesinde kaldırmamız lazım. Gümrük denetim süreci gözden geçirilerek, mevzuat kolaylaştırılacaktır. Bazı ürünlerin ihracatı ve teknoloji transferindeki engeller kaldırılacak.”
”Enerji verimliliğine sahip ürünlerin kullanımı yaygınlaştırılacak”
Ergün, Bakanlığın ve TÜBİTAK bünyesinde sağlanan Ar-Ge desteklerinin artırılacağını ve prosedürlerin kolaylaştırılacağını belirterek, şunları kaydetti:
”Bir başka eylemle enerji verimliliğine sahip elektrik motorları, klimalar, buzdolapları, ısı pompaları ve benzeri ürünlerin kullanımının özendirilmesine ve yaygınlaştırılmasına yönelik çalışmalar yürütülecektir. Ar-Ge yapılmış, enerji verimliliği sağlanmış, ama insanlar eski motorlarla çalışmaya devam ediyor. Ülkemizde son yıllarda klima ve buna bağlı olarak enerji kullanımı ciddi şekilde artıyor ve hatta bazı bölgelerde buna bağlı olarak elektrik kesintileri yaşanabiliyor.
Bugün ülkemizdeki klimalar, hava sensörlü olsa, yıllık 700 milyon liraya yakın bir tasarruf sağlamak mümkün olacak. Son 5 yıllık klima üretimini düşündüğümüzde sağlanacak elektrik tasarrufu, Atatürk Barajı’nın yüzde 30’una ulaşabilirdi. Biz bu konuda, TSE bünyesinde bir test merkezi oluşturmayı planlıyoruz. Bu düzenlemeler neticesinde 2016 yılına kadar aşamalı olarak zorunlu hale getirilecek az elektrik tüketen klimaların üretimi ile birlikte Türkiye’de klimaların tükettiği elektriğin yüzde 25 azalacağını öngörmekteyiz. Yine bu eylemle birlikte, sanayide kullanılan elektriğin yüzde 60’ını tüketen elektrikli motorların daha tasarruflu modellerle değiştirilmesini amaçlıyoruz. Bu eylemlerimiz ileride ses getirecektir.”
”Enerji konusunda önemli kararlar alınacağını göreceğiz”
Bakan Ergün, gelecek süreçte en büyük zenginlik kaynaklarından birisi, belki de birincisinin enerji tasarrufu olduğunu belirterek, ”Hepimiz enerji tüketimindeki tasarrufa odaklanmış durumdayız ve bu iyi bir gelişme. Ancak artık merceklerimizi biraz da elektrik üreten ve dağıtan şirketlerin verimliliği noktasına çevirmemiz gerekiyor. Bakanlık olarak, önümüzdeki süreçte, bu konuyla ilgili çalışmalar yapmayı da planlıyoruz. 6 ayda bir Bilim Teknoloji Yüksek Kurulu toplanmaktadır. Önümüzde tek bir konu var; enerji. Burada önemli kararların alınacağını göreceğiz” diye konuştu.
Bu belgedeki ikinci hedefin sektörün Ar-Ge, inovasyon ve markalaşma becerisini geliştirmek olduğunu ifade eden Ergün, şunları söyledi: ”Sektör için büyük önem arz eden Krom Nikel paslanmaz çelik saç, silisyumlu çelik, süper alaşımlar gibi ara ürünlerin ülkemizde üretimine yönelik çalışmalar yapılacaktır. Madenlerden sanayide kullanılacak yeni malzemeler üretilmesi konusundaki yerimiz, madenlerimiz kadar iyi değil. Birçok madeni rafinaj işlemlerin yapıldığı yerlere gönderiyoruz. Sonra aynı ürünü bir malzeme olarak geri alıyoruz. Donanım ve yazılımda yerli ürünlerin teşvik edilmesine yönelik faaliyetler yürütülecektir. Mesela FATİH projesini bu kapsamda değerlendirmek gerekmektedir. Türkiye’de sadece eğitimin içeriğini değiştiren bir proje değil. Sektörü derinden etkileyecek olan bir projedir. Akıllı elektrik enerji şebekeleri, bunların yazılımları ve bu şebekelerde kullanılan teçhizat ile ölçme, izleme, koruma ve kontrol amaçlı kullanılan akıllı elektronik cihazların tasarımı, üretimi ve Ar-Ge çalışmaları desteklenecektir.
Bakanlık olarak, mayıs ayında bu önemli konuda düzenlenecek uluslararası bir kongreye de ev sahipliği yapacağız. Sensör, mikrodalga tüp ve özel yarıiletkenler gibi stratejik bileşenlerin ülkemizde üretilmesi ve Ar-Ge çalışmaları teşvik edilecektir.
Mesela ülkemizde kompakt lamba üretimine henüz başlamadık. Ancak artık kompakt lamba üretimini atlamamız ve elektrik tüketimini düşüren LED aydınlatma konusunda yatırımlar çekmemiz daha rasyonel olacaktır. Bu konuda, kamu kurumlarının aydınlatılmasında led aydınlatmaların zorunlu hale getirilmesi gibi çalışmalar yapacağız.”
Bakan Ergün, üçüncü hedefin, ”Altyapıyı ve İnsan Kaynaklarını Geliştirmek” başlığı altında; OSB’lerde ve sanayide kullanılan elektrik enerjisinin kesintisiz ve kaliteli olarak sağlanabilmesi için gerekli altyapı tamamlanacağını ifade ederek, ”Orta kademe nitelikli eleman eksikliğinin giderilmesi için ulusal meslek standartları ve eğitim programları devreye alınacaktır. Kümeleşmenin olduğu yörelerde, mesleki ve teknik öğretim veren okulların açılması sağlanacaktır” dedi
OSB’lerde kurulan özel meslek liselerinin desteklendiğini anımsatan Ergün, şunları kaydetti:
”Dördüncü hedefimiz olan ‘Pazarlama, Dış Ticaret ve Finansal Araçları Geliştirmek” başlığı altında ise, sektörde faaliyet gösteren KOBİ niteliğindeki kuruluşlara yönelik kredi finansman imkanları geliştirilecektir. Dış pazarlara, özellikle de komşu ülkelere yapılacak olan ihracatı kolaylaştıracak ve teşvik edecek önlemler alınacaktır. İhracatta riskli pazarlarla ilgili önlemler üzerinde çalışacağız. Riskli pazarlarda güçlü şekilde yer alması için sigortalanması, risklerin paylaşılması gerekiyor. Bu eylemler, üretimde yerli girdi oranını artıracak, katma değeri yüksek ürünlerin ağırlıklı olarak yerli üretimden karşılanmasını sağlayacak ve dış ticaret dengemizi olumlu yönde geliştirecek eylemlerdir.”