Enerji ihtiyacımız AVM’ler yüzünden mi?
Dünya ekonomileri enerji tüketimlerini azaltıp enerji üretimlerini de iklim dostu çözümlere dönüştürürken, Türkiye fosil yakıt merkezli bir üretim ve artan tüketim üstüne çalışıyor. Bu tartışmada en çok kullanılan argüman ise ekonominin büyümesi için enerjiye ihtiyacımız olduğu. Enerji tüketiminde en önemli kalem ise elektrik enerjisi. Artan enerji talebi için kömür santralleri, HES’ler ve hatta nükleer santral yapma çalışmaları sürüyor. Yüksek oranda artan, artacağı tahmin edilen elektrik tüketiminin nedenlerini ise kimse doğru ve net bir şekilde açıklamıyor.
Türkiye’nin toplam elektrik tüketimi 1990-2014 arası yüzde 343 oranında arttı. Artış böyle olunca gerçekten enerjiye ihtiyacımız var diyebiliyoruz. Böylesi bir artış hem enerji ihtiyacını, hem de elektrik santrallerini haklı çıkartabilir.
Mesela daha fazla sanayileştiğimiz için elektrik tüketimimizin arttığını düşünebilirsiniz. Ancak aynı dönemde sanayi kaynaklı tüketim sadece yüzde 245 oranında artmış.
Mesela kamu küçültüldüğü için enerji tüketiminin burada azaldığını, en fazla aynı kaldığını düşünebilirsiniz. Ama, aynı dönemde resmi dairelerin elektrik tüketimi yüzde 457 oranında artmış. Belki toplam tüketimdeki yüzde 4 payı ile bu artışta ana oyuncu olarak görmek haksızlık olacaktır.
Mesela nüfus artışı ve konfordaki artış nedeniyle meskenlerde, yani konutlardan kaynaklı bir artış olduğunu düşünebilirsiniz. yüzde 404’lük artış ile kısmen haklısınız ama ortalama artışa benzer bir seyir izlemesi, 1990’dan bu yana payının çok az değişmesi nedeniyle tam da cevap olmayacak. Ortalamanın biraz üstündeki artışta artan lüks konutların rolü olabilir ama payını bilemiyoruz.
Daha fazla sokak aydınlatması, daha fazla tarım, hayvancılık, balıkçılık, içme ve kullanma suyu pompaj tesisleri, kamuya ait hizmetler gibi diğerleri sınıfı kaynaklı olduğunu düşünebilirsiniz. Ancak hem az paylarına, hem de daha az artış sergilemeleri ile cevap olmayacaktır.
Özetle en fazla elektrik tüketen sanayi sektörü ortalamanın altında, ikinci tüketen konutlar ortalamanın az üstünde, aydınlatma ve diğerleri ise az payları ile ortalamanın altında artış sergilemiş. Bunlar olağanüstü artışı asıl belirleyen sektörler değil.
Bu durumda geriye bir tek ticaret sektörü kalıyor. Ticaret sektörünün elektrik tüketimi bu dönemde tam 46 oranında artmış. Artmaktan öte, bayağı katlanmış. Yani 1990’da 1 birim enerji tüketirken üstüne 14,5 daha eklemiş. Yani 1990’da tüketimde yüzde 5,5 gibi küçük bir paya sahipken, 2014’de yüzde 19,2’ye çıkmış. Yani sanayi 1990’da 1 olan tüketimine 2 eklerken, konut 1 olan tüketimine 4 eklerken ticaret 14,5 eklemiş.
Türkiye’nin elektrik tüketimi artışına bakınca 24 yıldaki artış yüksek. Ancak bu artış ne yazık ki kömür, HES yada nükleer santral yapılmasının gerekçelerini açıklamıyor. Ama ticaret açıklıyor.
Türkiye’de kamu verileri kısıtlı ve yetersiz olduğu için, ticaretin alt sektörlerini bilmeden böylesi bir katlanmayı açıklamak çok zor. Gerçek olan şu ki elektrik enerjisi ihtiyacı ticaret sektörü için geçerli. Ancak bu artışı olağan üstü kılan şeyi de bulmak gerekiyor.
Ticaret sektörü genel anlamı ile mal ve hizmetin alım satımı olduğuna göre, nüfus ya da gelirdeki artışla ilişkili bir alış veriş ile ilintili bir oranda elektrik tüketimi tahmin edebiliriz. Ancak bu da ticaret sektöründeki elektrik tüketiminin katlanmasına açıklamayacaktır. Akla alışveriş merkezleri, AVM’lerin rolü geliyor.
AVM’lerin elektrik tüketimini bilmiyoruz. Bu konuda ne yazık ki veri yok. Ama alanlarını kabaca biliyoruz. 1990 yılında 100 bin metrekare civarında olan AVM’ler, 2000 yılına kadar 1 milyon metrekare mertebesine çıktı. Sonraki on yılda ise 6 milyon metrekareye çıktı. 2014’de ise 10 milyon metrekare’ye dayandı.
Bir başka deyişle, 1990’da 100 bin metrekare olan AVM’lere 9 milyon metrekareden fazla alan eklenmesi ardında, ticaret sektörü elektrik tüketimi aynı yıl 1 birimken üstüne 14,5 birim eklendi.
Bütün bu verilere göre enerjiye ihtiyacımız var denince aklınıza ne geliyor? AVM’ler. Yani bize enerji ihtiyacımız var dediklerinde AVM’lerin tüketeceği enerji için daha fazla kömür, HES hatta nükleer santral diyorlar. Peki Türkiye’de geçtiğimiz şubat ayı sıcaklık ortalaması rekor kırmışken, bu kış güney bölgelerinde kuraklık yaşanıyorken, iklim değişikliği bu noktaya gelmişken doğal alanlarımızı, iklimi, tarımı AVM’ler için harcayalım mı?