”Enerji Deryamız Varmış Gibi Davranıyoruz”
TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu Türkiye ekonomisi ve sanayisinde enerji verimliliğinin çok önemli bir sıkıntı olduğunu söyledi
TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, ”Kaynaklarımız kıt olmasına rağmen, enerji deryamız varmış gibi davranıyoruz, tasarruf etmeyi düşünmüyoruz ve kaybediyoruz. Açık söylüyorum cepten yiyoruz. Bize gelen en büyük şikayet girdi maliyetlerinin yüksekliği. Rakiplerimizle aynı şartlarda üretim yapmak istiyoruz” dedi.
Hisarcıklıoğlu, 31. Enerji Verimliliği Haftası kapsamında WOW İstanbul Otel’de düzenlenen ”3. Ulusal Enerji Verimliliği Forumu ve Fuarı”nın açılışında yaptığı konuşmada, Türkiye’nin dünyanın krizde olduğu bir dönemde yüzde 9,6 büyüyen bir ekonomi olduğunu ve özel sektörün yatırım, üretim ve istihdam rekorları kırdığını vurguladı.
Bu rekorların, başarıların ”su yakarak” olmadığını, ciddi anlamda enerji tüketildiğini dile getiren Hisarcıklıoğlu, yıllardan beri, ekonomide ve sanayide en çok sıkıntısını çektikleri konuların başında verimliliğin geldiğini söyledi.
Hisarcıklıoğlu, ”Kaynaklarımız kıt olmasına rağmen, enerji deryamız varmış gibi davranıyoruz, tasarruf etmeyi düşünmüyoruz ve kaybediyoruz. Açık söylüyorum cepten yiyoruz. Enerji zaten çok pahalı. Önümüzdeki dönemde de fosil yakıtı fiyatlarının düşmesi için somut bir neden görünmüyor. O zaman yapılması gereken en akıllıca şey, verimliliği artırmak suretiyle maliyetleri düşürmektir” dedi.
”Alın terimizi elin yabancısına veriyoruz”
Kendisine gelen en büyük şikayetin girdi maliyetlerinin yüksekliği olduğunu ifade eden Hisarcıklıoğlu, şunları kaydetti:
”Rakiplerimizle aynı şartlarda üretim yapmak istiyoruz. Bize rakiplerimizle aynı sahada top oynama imkanının verilmesini istiyoruz. Ama açık söylüyorum, sanayiciler olarak bizim de üzerimize düşenler var. Ne yazık ki biz sanayide halen, bir ürün elde etmek için, Avrupalının iki katı enerji kullanmak zorundayız. Türkiye 1000 dolarlık katma değer üretmek için 270 kilo petrol eş değeri harcarken, Almanya aynı üretim için 160 kilo petrol eş değeri enerji harcıyor. Tasarruf ettiği enerji Alman vatandaşının, sanayicisinin cebinde kalıyor.”
Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı’nın (TEPAV) yaptığı sektörel bir çalışmada 2005-2008 yılları arasında toprak-çimento sektörü yüzde 3,3 büyürken, sektörün aynı dönemdeki enerji tüketiminin yüzde 14 arttığını, kimya sektörü yüzde 2,3 büyürken, enerji tüketimi yüzde 4,5 olduğuna dikkati çeken Hisarcıklıoğlu, ”Sanayiciler olarak bizler, kazandığımız parayı, alın terimizi elin yabancısına veriyoruz. Emeğimizin önemli bir bölümünü, enerji ihraç eden ülkelere aktarıyoruz. Bu durumu değiştirmek için; sanayiciler olarak adım atmak zorundayız. Artık gerekli yatırımı yaparak, aynı işi daha az enerjiyle yapabilen yeni ekipmanları kullanmalıyız. Daha az enerji kullanan makinelere hızla geçmeliyiz. Çünkü tasarruf edilen enerji, üretilen enerjidir ve aslında en ucuz enerjidir. Enerji tasarrufu ettikçe para kazanırsınız. Yani bu işte ‘bedava para’ var” diye konuştu.
Yatırımlar kısa sürede geri dönüyor
Hisarcıklıoğlu, Enerji Bakanlığının 1 milyon liraya kadar enerji verimliliğini artıracak projelere destekleri olduğunu, destek olmadan yatırımların 6 ayda, 9 ayda döndüğü projeler bulunduğunu kaydetti.
Sanayicilerden enerjilerini boşa harcamamalarını ve buradaki kazancı ıskalamamalarını isteyen Hisarcıklıoğlu, enerji verimliliğinin hem sanayiciye hem de ülkeye kazandıracağını söyledi.
Hisarcıklıoğlu, Türkiye’nin enerjinin yüzde 80’ine yakınını dışarıdan ithal ettiğini belirterek, ”Hem enerjiyi dışarıdan temin edeceksin, hem döviz ödeyeceksin, hem de enerjiyi israf edeceksin. Bu kabul edilebilecek bir durum değildir. Hele hele ‘israf haramdır’ kültüründen gelen bizler için, bu israf bize hem bu dünyada hem de öbür dünyada bedel ödetir. Bu dünyada kazancımızdan oluruz, öbür dünyada da boşa harcanan kaynağın hesabını sorarlar” diye konuştu.
Enerji üretimini daha verimli hale getirirken, çevre tahribatını asgari seviyelerde tutacak teknolojileri de kullanmaları gerektiğine işaret eden Hisarcıklıoğlu, hidroelektrik ve rüzgar kaynakları başta olmak üzere, birçok yenilenebilir enerji kaynağı açısından zengin bir ülkede olan Türkiye’de hem çevreyi korumak, hem de enerji güvenliği ve dışa bağımlılığı azaltmak için bu kaynakları en etkin şekilde kullanmaya öncelik vermeleri gerektiğini söyledi.
Hisarcıklıoğlu, Türkiye’nin nükleer enerji konusunda geç kaldığını, elektrik arzında sağlıklı bir çeşitlendirme sağlamak için, elektrik üretim kaynakları arasına nükleer enerjinin mutlaka dahil edilmesi gerektiğini kaydetti.
Önümüzdeki 10 yıl zarfında, Türkiye’nin petrol ve doğalgaz ithalatı faturasının 500 milyardan fazla olmasının beklendiğini dile getiren Hisarcıklıoğlu, yerel kaynaklara yapılacak her yatırım, dışarıya bağımlılığı ve bu büyük faturayı azaltacağını vurguladı.