Depremin enerji sektörüne maliyeti 600 milyon doların üzerinde olacak

“Yeniden inşa sürecinde mobil GES ve batarya sistemleri kullanılmalı”

22 Mart 2023

Kahramanmaraş merkezli olarak 6 Şubat 2023 tarihinde yaşanan deprem felaketinin enerji sektöründe doğrudan hasarın 600 milyon dolar düzeyinde olduğu hesaplandı.

Cumhurbaşkanlığı Strateji Bütçe Başkanlığı tarafından hazırlanan “2023 Kahramanmaraş ve Hatay Depremleri Raporu” çalışmasında yer alan bilgilere göre felaketten en büyük hasarı elektrik dağıtım şirketleri görürken, üretim ve iletim alanında da önemli zararla yol açtı.[1]

Rapordaki tespitlere göre deprem sonucunda Türkiye Elektrik İletim Anonim Şirketine (TEİAŞ) ait 1.128 km uzunluğundaki elektrik iletim hattını birbirine bağlayan 11 direk yıkılıp, 4.088 MVA güce sahip trafo merkezi ve ekipmanında hasar meydana gelirken, başta Hatay, Gaziantep, Kahramanmaraş ve Adıyaman olmak üzere bölgedeki elektrik dağıtım hat ve trafo merkezlerinde de büyük ölçüde hasar oluştu.

Deprem Elektrik Üretim Anonim Şirketine (EÜAŞ) ait elektrik üretim tesislerinde ve bu santrallere ait bazı bina, trafo ve şalt sahalarında da hasara yol açarken, özel sektör tarafından işletilen elektrik üretim tesislerinde de benzer hasarlar oluştu.

Boru Hatları ile Petrol Taşıma Anonim Şirketine (BOTAŞ) ait doğal gaz iletim hatları üzerindeki 20 farklı noktada patlama ve arıza yaşanırken, bölgedeki doğal gaz dağıtım hatları ve tesislerinde de hasarlar meydana geldi.

Toplam hasar 595,5 milyon dolar

Deprem sonrası ön incelemeler bağlı olarak yapılan hesaplamalara göre deprem nedeni ile TEİAŞ 717 milyon TL (38 milyon dolar) düzeyinde hasar ile karşılaştı.

Özel sektöre ait elektrik dağıtım tesislerinde yaşanan zararın büyüklüğü ise 7.867 milyon TL (416,7 milyon dolar) oldu.

Bununla birlikte EÜAŞ’a ait elektrik üretim tesislerinde 517,5 milyon TL (27,4 milyon dolar), özel sektöre ait elektrik üretim tesislerinde ise 52,5 milyon TL (2,8 milyon dolar) tutarında hasar meydana geldi.

Diğer yandan akaryakıt tesislerinde meydana gelen hasarın büyüklüğü 355 milyon TL (18,8 milyon dolar), doğal gaz iletim hatları ve tesislerindeki hasarın büyüklüğü 180,5 milyon TL (9,6 milyon dolar), doğal gaz dağıtım hatlarındaki hasarın büyüklüğü ise 646,4 milyon TL (34,2 milyon dolar) oldu.

Depremde enerji sektörünün karşılaştığı hasarın toplam büyüklüğü 11.243,4 milyon TL (595,5 milyon dolar) olurken, bu rakam içinde kamu şirketlerinin payı 2,3 milyar TL (123 milyon dolar), özel sektör şirketlerinin ise 8,9 milyar TL (472,5 milyon dolar) oldu.

Yeniden inşa maliyeti hasardan daha büyük olacak

Bununla birlikte raporda deprem sonrası bölgenin enerji altyapısının yeniden inşası ve iyileştirilmesinin maliyetinin ortaya çıkan hasardan daha yüksek seviyede olacağı öngörüsü paylaşıldı.

Öngörünün gerekçesi olarak ise bu çalışmaların gelecekteki afet risklerine dayanıklı, enerji verimliliği ile iklim değişikliğine uyum gibi hususları da içeren yeni bir altyapı inşa yaklaşımının uygulanmasının önem kazanacak olması gösterildi.

Mobil güneş santralleri ve entegre batarya sistemleri tasarlanmalı

Başkanlığın çalışmasında bu yeniden inşa ve iyileştirme çalışmalarına yönelik öneriler de yer aldı.

Çalışmaya göre gelecek dönemde yaşanabilecek depremlerdeki elektrik şebekesi kaynaklı olumsuzlukların azaltılabilmesi için afet riski olan bölgelerde şebekeden bağımsız ve batarya depolama sistemi entegre edilmiş mobil güneş enerji santralleri tasarlanmalı. Ayrıca bu santralleri de içerecek şekilde uzun dönemli afet enerji tedarik planları hazırlanmalı.

Bununla birlikte yaşanabilecek afetlerde ulusal elektrik iletim şebekelerinden kaynaklanabilecek enerji kesintilerinin asgari düzeye indirilmesi için bu bölgelerde ulusal elektrik iletim ve dağıtım şebekesinden bağımsız olarak işletilebilen mikro şebekelerin yaygınlaştırılması, enerji değer zincirinde tüketiciler başta olmak üzere tüm unsurların dijitalleştirilmesi ve bu doğrultuda atılacak adımlar ile tüm enerji altyapısının siber güvenlik saldırıları da dâhil olmak üzere dayanıklılığının artırılması da öneriler arasında yer aldı.

Rüzgâr ve güneş yatırımları bölge illerine yönlendirilmeli

Çalışmada bölgenin güneş enerjisi açısından Türkiye’nin en yüksek potansiyele sahip alanlardan olduğu dikkat çekilirken, bölgenin rüzgâr enerjisi özelinde de önemli potansiyeller içerdiğine dikkat çekildi.

Türkiye’nin 2053 yılı net sıfır emisyon hedefine ulaşabilmek için önemli miktarda yeni güneş ve rüzgar enerjisi kapasitesine ihtiyaç olduğu da hatırlatılan çalışmada felaketin yaşandığı 11 ile verilecek özel teşviklerle güneş ve rüzgâr enerjisi yatırımlarının bu illere yönlendirilebileceği ve böylece bölgenin kalkınmasına destek sağlanabileceğine vurgu yapıldı.

İklim finansmanında bölge öncelikli olmalı

Çalışmada uluslararası finansman kuruluşlarının Türkiye’deki yerel yönetimlere iklim değişikliğinin etkilerini azaltmaya yönelik olarak , özellikle yenilenebilir enerji ve enerji verimliliği projeleri için finansman sağlayabileceği belirtilirken, deprem bölgesindeki yerel yönetimlere bu kaynaklardan yararlanmada öncelik verilmesinin faydalı olabileceği ifade edildi.

 


[1] 2023 Kahramanmaraş ve Hatay Depremleri Raporu