“Deprem kaynak çeşitliliğinin önemini gösterdi”
ENSİAD Başkanı Alper Kalaycı deprem felaketinin temiz enerji üretiminde kesinti yaşanmadığına dikkat çekti
Enerji Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (ENSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Alper Kalaycı Kahramanmaraş merkezli yaşanan deprem felaketinin enerji üretiminde kaynak çeşitliliğinin önemini gösterdiğini söyledi.
Alper Kalaycı ENSİAD tarafından yayınlanan yazılı açıklamasında felaketin merkez üssü olan Kahramanmaraş’ta bulunan ve Türkiye’nin toplam kurulu gücünün yaklaşık olarak %2’sini oluşturan 2.800 MW gücündeki Afşin-Elbistan termik santralinin, deprem sonrası saniyeler içinde devreden çıkarken, aynı bölgede yıkılan binaların çatılarındaki güneş enerjisi santralleri dışındaki hiçbir temiz enerji tesisinde ise üretim kesintisi yaşanmadığına vurgu yaptı.
Bu durumun Türkiye’nin enerji kaynaklarını çeşitlendirmedeki başarısının ne kadar önemli olduğunu gösterdiğini ifade eden Kalaycı Türkiye’nin toplam elektrik üretimi içinde hidroelektrik, rüzgâr, güneş, jeotermal ve biyokütle kaynaklı payın %75’e çıkması gerektiğini, bu seviyeye ulaşılmasının da Türkiye için ekonomiden dış politikaya kadar bir çok alanda olumlu yansımalarının olacağını sözlerine ekledi.
Türkiye’nin temiz enerji yatırımlarında son on beş yılda çok önemli yol almasına rağmen, mevcut potansiyeli göz önüne alındığında henüz yolculuğun başında olduğuna da dikkat çeken Alper Kalaycı sözlerini şu şekilde sürdürdü;
Jeotermal enerjide dünyanın dördüncü ülkesiyiz ama uygun yatırım ve teşvik iklimi sağlanması ile birkaç sene içinde dünya lideri olmamız kolaylıkla mümkün. Benzer bir durum biyokütle için de geçerli. ABD ve Çin gibi kıta büyüklüğündeki ülkeleri dışarıda bırakırsak, bu özelliğimiz ile dünyada tekiz. Bazı ülkelerin güneşi var ama rüzgârı yok. Rüzgâr olan ülkelerde jeotermal enerji yok. Biyokütlede güçlü olan ülkelerde güneş enerjisinin verimi son derece düşük. Bizde bu kaynakların hepsi var ve en yüksek potansiyel seviyesinde var.
Türkiye’nin güneş enerjisinde en verimsiz olarak gördüğü bölge, Almanya’nın en verimli bölgesinden çok daha yüksek potansiyele sahip. Buna karşılık biz güneşte 10 bin MW’a bile ulaşamazken, Almanya o verimsiz güneşi ile 60 bin MW, yani bizden altı kat daha fazla kurulu güce sahip. Güneş enerjisinde ise potansiyel kurulu gücümüz 200 bin MW’ın üzerinde. Aynı şekilde, Dünya Bankası’nın raporlarına göre denizüstü rüzgâr enerjisi potansiyelimiz 75 bin MW, kara santralleri ile birlikte düşündüğümüzde rüzgâr enerjisi potansiyelimiz 200 bin MW’ın üzerinde. Buna karşılık 12 bin MW’ı bile bulmayan kurulu gücümüz var.