”Çevre zararlarının yüzde 68’i tüketici kaynaklı”

Unilever Türkiye CEO’su İzzet Karaca sürdürülübilirlik çalışmalarından bahsetti

26 Nisan 2012

Unilever Türkiye CEO’su İzzet Karaca Unilever Global İletişimden Sorumlu Dünya Başkanı Sue Garrard ile birlikte düzenlediği basın toplantısında Unilever’in hayata geçirdiği 10 yıllık Sürdürülebilir Yaşam Planı’nın ilk yılının başarıyla tamamlandığını açıkladı. Unilever bu plan ile iş hacmini iki kat büyütürken aynı zamanda iş süreçlerinin çevre üzerindeki toplam etkisini azaltmayı ve ürettiği ürünlerin  kişilerin sağlık ve esenliklerine daha fazla katkı yapmasını hedefliyor.

Türkiye ve Rusya da dahil Unilever’in 35 ülkeden sorumlu üst yöneticisi İzzet Karaca toplantıda yaptığı açıklamada Unilever’in altıncı büyük pazarı olan, 750 milyonluk nüfusa sahip Türkiye’den yönetilen bu bölgeye 30 fabrika ve 12 bin çalışan ile hizmet verdiklerini ve Unilever’in Sürdürülebilir Yaşam Planı hedeflerine gönülden bağlı olmanın yanısıra başarıya ulaşmasında önemli rol oynadıklarını ve 2011 yılında yaklaşık 60 hedefte yüzde 71 başarı kaydettiklerini belirtti.

Unilever’in 2011 yılında, 2008’e göre kullandığı enerjiden 600 bin ton karbondioksit (CO2) azaltımı yaptıklarını kaydeden Karaca, sözlerini şu şekilde sürdürdü; “Global olarak kullandığımız toplam enerjinin yüzde 20’si yenilenebilir kaynaklardan geliyor ve 2020 yılı için koyduğumuz yüzde 40’lık hedefimize ulaşma yolunda da başarıyla ilerliyoruz. Fabrikalarımızda daha az su kullanıyoruz ve daha az atık üretiyoruz. 2011 yılında tesislerimizin yaklaşık üçte biri, katı atık alanlarına hiç atık göndermedi. Bu oranı, bu yılın sonuna kadar yarıdan fazlaya çıkarmak istiyoruz. Örneğin Rusya’da 2011’in 2. yarısından itibaren CO2 emisyonunu yılda 2 bin 850 ton azaltmayı başardık. Ayrıca sera gazı azaltımı konusunda 470.000 iklim dostu dondurma dolabı ile 2015 yılı için koyduğumuz 850 binlik hedefi yarılamış bulunuyoruz. Çamaşır ürünlerimizin birçoğu tekrar formüle edildi, bu da bizi 2012 yılında çamaşır yıkamadan kaynaklı sera gazı salımını yüzde 15 azaltma hedefimize yönlendirdi.”

İzzet Karaca açıklamasında dünya ölçeğinde yapılan hesaplamaların çevre zararlarının yüzde 26’sının kullandığımız hammaddelerden, yüzde 3’ünün fabrikalarımızdan, yüzde 2’sinin nakliyeden, yüzde 1’inin ise atıklardan kaynaklandığını, en büyük payın ise yüzde 68 ile tüketicinin ürünleri kullanımıyla ilgili olduğu söylerken, bu nedenle tüketici eğitimine çok önem verdiklerini söyledi.

Karaca açıklamasında şu çalışmaları yaptıklarını söyledi;

– Lipton Türkiye, Türkiye’deki çay fabriklarında üretilen çayların 2015’e kadar Yağmur Ormanları Birliği (RA-Rainforest Alliance) onaylı olması hedefi doğrultusunda 2011 yılında ”Sürdürülebilir Tarım Projesi” hayata geçirildi ve 7 bin 426 küçük ölçekli çay üreticisine birebir eğitim verildi. Aynı proje kapsamında Karadeniz Bölgesi’nin ilk Toprak Analiz Laboratuarı’nı açıldı ve bir mobil araç Rize çay bahçelerinde çalışan kadınlara sağlık taraması yapabilmesi için Sağlık Bakanlığı’na bağışlandı.

– Türkiye’de en çok kullanılan 5 bileşenin 2015 yılına kadar sürdürülebilir kaynaklardan temin edilmesi hedefi doğrultusunda çalışan Knorr Türkiye, WWF işbirliğiyle ‘İyi Tarım’ Projesini başlattı.

– Unilever’in tüm tedarikçileri ve çiftçileri, 2011 yılında ‘İyi Tarım’ projesinden haberdar edildi.

– 2011 yılı sonu itibariyle dünya genelinde 48 milyon kişiye ulaşan el yıkama programlarına paralel olarak Türkiye’de Domestos önderliğinde ‘Eğlen, Öğren, Hijyen’ Projesi ile Türkiye’nin sosyo-ekonomik açıdan daha az gelişmiş bölgelerinde yaşayan çocuklara hijyen alışkanlıkları kazandırma hedefi ile  2011’in ilk altı ayında 40 bin çocuğa hijyen eğitimi sağlandı. Unilever bu proje ile 3 yıl içinde 225 bin çocuğu eğitmeyi ve anne babalar da dahil 1 milyondan fazla kişiye ulaşmayı hedefliyor.

– Unilever’in Sana ve Becel gibi ürünlerinin yüzde 90’ından fazlası, artık üçte bir oranından daha az doymuş yağ içeriyor. Uluslararası beslenme kılavuzlarının önerdiği günlük 5 gram tuz kullanımı doğrultusunda şirketin gıda portföyünün yüzde 61’i 2011 sonu itibari ile günlük 5 gram hedefine ulaştı.

PAYDAŞLARA İŞBİRLİĞİ ÇAĞRISI

Unilever Bölge Başkanı İzzet Karaca, çevreye verilen zararların en aza indirilmesi konusunda değişimi gerçekleştirmek için paydaşlara da çağrı yaparak şunları söyledi: “Sürdürülebilirliğe yapılan yatırım iyi sonuçları da beraberinde getirir. Unilever olarak, dünya çapında çok daha fazla insanın beslenme ve hijyen avantajlarından yararlanmalarını sağlayacak ürünlerimizi sunarak, onların daha iyi yaşam kalitesine sahip olmalarını sağlamak ve işimizi iki kat büyütmek istiyoruz. Ancak ne pahasına olursa olsun sadece işimizi büyütmek bizim için kabul edilebilir bir yaklaşım değildir. İş modelimiz aynı zamanda çevreye olan etkimizi de azaltmalıdır. Sürdürülebilir Yaşam Planımızı farklı kılan özellik de değer zinciri boyunca geçerli olmasıdır. Biz, sadece kendi operasyonlarımızın değil; tedarikçilerimizin, müşterilerimizin, iş ortaklarımızın ve en önemlisi tüketicilerimizin ürünlerimizi kullanmasının sorumluluğunu taşıyoruz. Ancak tüm bu hedefleri tek başımıza gerçekleştiremeyiz.” Türkiye’nin yönetim üssü olduğu bölgedeki önemli projeler hakkında da bilgi veren İzzet Karaca, Unilever Rusya-Ukrayna-Belarus’un yanı sıra İsrail ve İran’da da önemli çalışmalar yapıldığına dikkat çekti.

Unilever Global İletişimden Sorumlu Dünya Başkanı Sue Garrard ise Sürdürülebilir Yaşam Planı ile hammadde tedarikinden ürünlerin yemek, temizlik veya çamaşır yıkama alanlarındaki tüketici kullanımına kadar, değer zincirinin tamamındaki etkilerine dair sorumluluk üstlendiklerini ve bunun bir devrim niteliği taşıdığını söyledi.

Unilever’in işini iki kat büyütürken çevre üzerindeki toplam etkisini azaltmayı hedeflediğini belirten Garrard sözlerini şu şekilde sürdürdü “Sürdürülebilir Yaşam Planı kapsamında; 2020’ye kadar, 1 milyar insanın sağlık ve esenliklerini geliştirmek üzere harekete geçmelerine yardım etme hedefi doğrultusunda, sağlık, beslenme ve hijyeni geliştirmeye, aynı zamanda tüm tarımsal hammaddelerimizi sürdürülebilir kaynaklardan tedarik etmeye kararlıyız.

Dünyamızda nüfus artarken, iklim değişikliği hızlanıyor. Su kaynaklarımız kıt, bir milyar insan aç ve 1 milyar insan da aşırı kilolu. Diğer taraftan her yıl 1 milyondan fazla çocuk ishal nedeniyle ölüyor. Eğer dünyamızın kaynaklarını tüketmeden ve kamu borçlarını arttırmadan 7 milyar insana iyi yaşam koşulları sağlama hedefimize ulaşmak istiyorsak hem hükümetler hem de sektör, ekonomik ve çevresel açıdan dengede olan yeni büyüme modelleri bulmalıyız. Hedeflerimizin birçoğu, en az onları açıkladığımız zaman olduğu kadar zorlu görünüyor; ancak bir şeyleri gerçekten değiştirmek istiyorsanız, kendinize zorlu hedefler koymalısınız. Sürdürülebilir büyüme gelecekte kabul edilebilir tek büyüme modeli olacak. Bu nedenle Unilever Sürdürülebilir Yaşam Planı’nı, iş stratejimizin tam kalbine koyduk”