”Bu şekilde giderse dünya yaşanabilir olmaktan çıkacak”

Ali Babacan “BM Küresel Sürdürülebilirlik” adlı panel tarafından hazırlanan rapor ile ilgili açıklamalarda bulundu. 

23 Şubat 2012

Başbakan Yardımcısı Ali Babacan bir basın toplantısı ile Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Ban Ki-Mun’un inisiyatifiyle kurulan “BM Küresel Sürdürülebilirlik” adlı yüksek düzeyli bir panel tarafından hazırlanan rapor ile ilgili açıklamalarda bulundu.

Panelin yapısı ve çalışmaları hakkında bilgi veren Başbakan Yardımcısı özellikle sürdürülebilir kalkınmaya yönelik dünyada çok sayıda toplantı düzenlenip, kararlar alınmaya çalışıldığını fakat bu çabaların, hedeflenen sonuçlara ulaşılması için yeterli olmadığını bu nedenle BM tarafından bağımsız bir panelin kurulmasının kararlaştırıldığını belirtti.

Ali Babacan panelin kendisi de dahil olmak üzere 22 ayrı ülkeden 11 kadın, 11 erkek olmak üzere 22 üyesi olduğunu ve panelin ilk çalışmalarının 2010 Ağustos’unda başladığını söylerken bu süreçte bir çok toplantı yapıldığını, çalışma grupları oluşturulduğunu ve tele konferanslar gerçekleştirildiğini söyledi.

Babacan bu çalışmaların sonucunda hazırlanan “Güçlü toplum, güçlü dünya ve tercih etmeye değer bir gelecek” başlıklı raporun 30 Ocak 2012’de Afrika Birliği Zirvesinde tanıtımının yapıldığını ifade etti.

Başbakan yardımcısı Ali Babacan açıklamasında paylaştığı ve raporda yer alan verilere göre dünyada 3 milyardan fazla insan yoksulluk  çekerken, 2000 yılından beri dünyada 20 milyon kişi daha açlık sınırının altına düşmüş durumda. Bununla birlikte dünyada yaşayan insanların yüzde 20’si elektrik kullanamıyor, 884 milyonu temiz su kaynaklarına ulaşamıyor ve 2.4 milyarı ise atık su hizmetlerine erişemiyor.

Ali Babacan ayrıca yine rapordaki verilere göre her yıl 5,2 milyon hektar orman alanı yok olduğunu söylerken, ozan tabakası ile ilgili önlemler dikkatli uygulandığı takdirde bundan 50 yıl sonra ancak 1980’deki ozon tabakası yapısına kavuşmanın mümkün olacağını belirtti. Babacan ayrıca raporda 1990 – 2009 yılları arasında küresel sera gazı emisyonarında yüzde 38’lik bir artış söz konusu iken çok iddialı önlemler ile bile küresel ısınmanın ancak artı 2 derecede durdurulabileceği öngörüldüğünün belirtildiğini ifade etti.

”Bu şekilde giderse dünya yaşanabilir olmaktan çıkacak”

Babacan mevcut kalkınma modellerinin sürdürülebilir olmadığını söylerken gelinen noktada tedbirler alınmadığı takdirde bir süre sonra dünyanın yaşanabilir olmaktan çıkacağını ve çevre felaketlerinin tüm dünyayı etkileyecek boyutlara ulaşacağını bunların ise gelecek nesillere yaşanması mümkün olmayan bir dünya bırakılması anlamına geleceğini ifade etti.

Günümüzde sürdürülebilir kalkınma için çevresel iyileştirmelere katkı sağlayan mal ve hizmetlerin yatırım ve tüketimini önceliklendiren bir anlayış olduğuna dikkat çeken Ali Babacan, “yeşil ekonomi” ve “yeşil büyüme” derken istihdamı ve yoksulluğun azaltılmasının da göz önünde bulundurulmak zorunda olunduğunun ise altını çizdi.

Ali Babacan yaşamın devamı için gereken çevresel eşiklerin aşılmaya başladığını ve hızla yok olan bir biyolojik çeşitliliğin söz konusu olduğunu söylerken bununla birlikte şu an için bir çaresizlik ve imkansızlık durumunun söz konusu olmadığını doğru kararlar alınır ve doğru politikalar uygulanırsa kötüye gidişin önlenebileceğini vurguladı.

Ali Babacan sözlerini şu şekilde sürdürdü;

“Raporda öncelikle hükümetlere sesleniyoruz, kadın haklarının güçlendirilmesi ve cinsiyet eşitliği önemli. 2015 yılına kadar ilköğretime erişimin mutlaka tamamlanması gerekecek. Bütün hükümetler dünya genelinde 2030 itibariyle ikincil eğitime, yani lise dediğimiz eğitim seviyesine ulaşmalı. Hükümetler ve iş dünyasının beraber çalışması,genç girişimcilerin desteklenmeleri, kadınların ekonomik hayatta daha aktif olmaları, enerji verimliliğinin yaygınlaştırılması, yenilenebilir enerji kaynaklarının payının yükseltilmesi, önümüzdeki dönem için yapılan önerilerin bazıları.”

Başbakan yardımcısı  Ali Babacan raporun ekonomi ile ilgili kısmında ise doğal kaynakların ve dışsallıkların fiyatlandırılmasının, kadınların ve gençlerin ekonomik hayata katılmalarının faydalarının daha iyi anlatılmasının, sürdürülebilir uygulamalar için uzun dönemde teşvik sağlamak üzere ulusal para ve kredi sisteminin yapılandırılmasının, su kullanımı, tarım ve ormancılık gibi alanlarda eko sistem hizmetlerinin ödenmesi için ulusal ve uluslararası programların geliştirilmesinin, fosil yakıt sübvansiyonlarının bitirilmesinin önerildiğini ifade etti.

– ”Resilient People, Resilient Planet: A Future Worth Choosing” başlıklı çalışmaya ulaşmak için buraya tıklayınız.