Borusan Enerji Alman EnBW ile Ortak Oldu

Borusan Holding ile Almanya’nın 3. büyük enerji şirketi Energie Baden-Württemberg AG (EnBW), Türkiye enerji sektöründe yüzde 50 ortak oldu.

27 Nisan 2009

Ortaklık kapsamında Borusan ve EnBW, öncelikle Borusan Enerji’nin portföyündeki yaklaşık bin megavatlık yatırımı tamamlayacak. İki kuruluşun hedefi ise, ağırlıklı olarak yenilenebilir enerji kaynaklarından olmak üzere 2 bin megavatlık yatırım olarak belirlendi.

Borusan Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Kocabıyık, ortaklığa ilişkin Çırağan Sarayı’nda düzenlenen basın toplantısında yaptığı konuşmada, toplantının kendisi için iki açıdan büyük önem taşıdığını ifade ederek, ”Birincisi, içinde bulunduğumuz küresel büyük ekonomik kriz ortamında bu ortaklık, ülkemizin yabancı yatırımcılar açısından cazibesini kaybetmemiş olduğunu göstermesi açısından çok değerli. Bizim açımızdan daha da gurur verici olan ikinci nokta ise, Alman ortaklarımız tarafından bu çapta bir yatırım için Borusan’ın seçilmiş olması” ifadesini kullandı.

Kocabıyık, bu seçimin, 65 yıllık köklü bir sanayi grubu olan Borusan’ın uluslararası kredibilitesini gösterdiği için çok önemli olduğunu, kendilerine geleceğe ilişkin büyük bir umut verdiğini ifade ederek, bugün içinde bulundukları koşullarda ”umudun” çok değerli bir kavram olduğunu söyledi.

Küresel ekonomik krizin Türkiye’ye ne kadar ciddi bir hasar verebileceğini gördüklerini, sanayide kapasitenin tahminlerinin ötesinde gerilediğini, işsizliğin ürkütücü boyutlara ulaştığını, ticaretin neredeyse durma noktasına geldiğini anlatan Kocabıyık, konuşmasını şöyle sürdürdü:

”Geleceği halen tam olarak göremiyoruz. IMF ve Dünya Bankası gibi uluslararası ekonomiye yön çizen kurumlar ekonomik krizin yerini 2010 yılı ortasından itibaren büyüme eğilimine bırakacağını öngörüyorlar. Biz de paralel bir şekilde, bu yıl ülkemizde beklenen yüzde 3-4 civarındaki ekonomik daralmanın 2010’da yerini 1-2 puanlık bir büyümeye bırakacağını düşünüyoruz. Bu düzlüğe çıkış öngörümüzde, hükümetimizin kısa süre önce almaya başladığı tedrici tedbirlerin önemli bir rolü olacaktır. Zaten şimdiden bu tedbirlerin iç pazardaki olumlu sonuçlarını hızlı bir şekilde görmeye başladık. İçinde bulunduğumuz bu krizi atlatma çalışmalarının ortasında, Almanya’nın enerji sektöründeki en büyük şirketlerinden biri olan EnBW AG’nin ülkemize çok ciddi boyutlarda yatırım yapma kararının önemi daha da net bir şekilde ortaya çıkıyor.”

Ahmet Kocabıyık, Borusan’ın, 2001 krizinden bu yana Türkiye ortalamasından 5-6 kat daha fazla büyüme göstermiş bir şirket olduğunu belirterek, ”Aynı performansı şu an içinde bulunduğumuz küresel ekonomik krizin yerini yeni bir yükseliş dönemine bırakmasıyla birlikte yeniden göstermeye kararlıyız. Bunun için en önemli kozlarımızdan biri de kısa bir süre önce adım attığımız enerji sektöründeki faaliyetlerimiz olacak” diye konuştu.

Grubun çelik iş kolundaki faaliyetleriyle birlikte en önemli gelir kaynağı olmasını planladıkları enerji iş kolunda büyük bir yatırım planları bulunduğunu bildiren Kocabıyık, enerji iş kolundaki faaliyetlerine, Türkiye’nin en büyük 10 üreticisinden biri olma hedefiyle uzun vadeli baktıklarını, bu bakış açısıyla öncelikle EnBW ile beraberce ellerindeki bin megavata yakın lisansın gerektirdiği tüm yatırımları tamamlayacaklarını kaydetti.

Kocabıyık, ”Ardından da 2020 yılına kadar toplam 2,5 milyar avroluk bir yatırım planını realize ederek 2 bin megavatlık bir kapasiteye ulaşacağız. Bu büyük yatırım sürecinde EnBW ile birlikte yürüme kararını, hem ortağımızın sektördeki küresel bilgi ve deneyim birikimini işimize yansıtmak hem de ortaklaşa olarak daha büyük bir finansman gücü yaratmak amacıyla aldık” şeklinde konuştu.

Borusan’un uzun yıllar boyunca ArcelorMittal, Mannesmann, BMW, Land Rover, Caterpillar, Eaton ve Manheim gibi kendi alanında küresel gücü olan köklü şirketlerle başarılı ortaklıklar sürdürmüş bir grup olduğunu belirten Kocabıyık, bu edinilmiş iş kültürünün EnBW AG ile ortaklıklarında kendilerine büyük bir güç vereceğine inandığını ifade etti.

EnBW’nin bilgi birikimi ve deneyiminin de kendilerine enerji sektöründe hızlı ve kesintisiz bir büyüme yolu açacağını vurgulayan Kocabıyık, ”Bu ortaklığımızın her iki grup, Türk ve Alman ekonomileri için bir katma değer yaratacağına emin olarak bu ortak projenin gerçekleştirilmesinde emeği olan tüm arkadaşlarımıza teşekkür ediyorum” dedi.

”Ortaklıktan Son Derece Memnunuz”

EnBW Üst Yöneticisi (CEO) Hans Peter Villis de, yaklaşık 6 milyon müşterisi ve 20 binden fazla çalışanı bulunan EnBW Energie Baden-Württemberg AG Almanya’nın üçüncü büyük enerji şirketi olduğunu ifade ederek, merkezi Almanya’nın güney batısında Baden Württernberg eyaletindeki Karlsruhe kentinde bulunan EnBW’nin 2008 cirosunun 16 milyar avronun üstünde bulunduğunu bildirdi.

Villis, EnBW faaliyetlerinin 3 ana iş koluna odaklandığını, bunların; elektrik üretimi ve dağıtımı, doğal gaz sondajı ve dağıtımı, enerji ve çevre hizmetleri olduğunu hatırlatarak, dengeli bir üretim portföyüne sahip olan EnBW’de hidroelektrik santrallerinin güçlü bir gelenek oluşturduğunu, grubun, satışlarının yüzde 89’dan fazlasını Almanya’da gerçekleştirdiğini anlattı.

Diğer ülkelerdeki operasyonları arasında İsviçre, Çek Cumhuriyeti, Macaristan, Avusturya ve Polonya’da iştiraklerinin yer aldığını kaydeden Villis, Fransız Electricite de France (EDF) ile yaptıkları işbirliğinin sinerji yarattığını ve ortak projelerle büyümenin yolunu açtığını söyledi.

Villis, ”Ana iş kollarında karlı, sürdürülebilir ve dengeli büyümek, 2009 yılında da EnBW’nin kurumsal gelişme stratejilerinin merkezinde bulunmaktadır. Amacımız Almanya’da ve Türkiye pazarında, yenilenebilir enerjiler alanındaki üretim pozisyonumuzu önemli ölçüde güçlendirmektedir” dedi.

Türkiye’nin potansiyellerini hayata geçirmek ve ekonomik büyümeyi sürdürülebilir bir zemine oturtmak açısından enerjinin kilit sektörlerden biri olduğunu vurgulayan Villis, şunları kaydetti:

”Maliyet etkin, yüksek kaliteli ve çevre dostu enerji üretimi ekonomik kalkınmayı destekleyecek ve ülkenin refahını artıracaktır. Halen Türkiye, enerji üretiminde esas olarak petrol ve doğal gaz kullanmaktadır. Enerji kaynaklarının yaklaşık yüzde 70’i ithal edilmektedir. Oysa Türkiye, özellikle yenilenebilir enerjilerde büyük bir potansiyele sahiptir. Yerel üretimde kömürden sonra en çok kullanılan ikinci enerji kaynağı hidro elektriktir. Biyolojik enerji kaynakları, jeotermal enerji, rüzgar ve güneş enerjisi de Türkiye’de büyük potansiyele sahip, ancak yeterince yararlanılmayan kaynaklardır.

Biz Borusan ile birlikte bu potansiyeli kullanmak istiyoruz. Türkiye’nin yenilenebilir enerji kaynaklarını geliştirmek, bu ülkenin enerji ithalat faturasını azaltacak ve ekonomi için gerçek değer yaratacaktır. Bu yatırımı önde gelen, uluslararası deneyime sahip bir Türk şirketi olan Borusan’la birlikte yapmaya karar verdik. Bu ortaklıktan son derece memnunuz. Birlikte en etkin, esnek, güvenilir ve maliyet etkin teknolojileri kullanarak Türkiye’nin önemli elektrik üreticilerinden biri olmayı hedefliyoruz. Ortaklığımızın birçok başarılı projeye imza atacağına inanıyorum.”

Borusan Holding Üst Yöneticisi (CEO) Agah Uğur, Energie Baden-Württemberg AG (EnBW) ile enerji sektöründeki ortaklıklarının, 5-10 yıl sonra Türkiye’nin enerji sektörünü yönlendiren bir şirket olacağını belirtti.

Agah Uğur, ortaklığa ilişkin Çırağan Sarayı’nda düzenlenen basın toplantısında, Türkiye’de enerji sektörünün çok önemli değişimler yaşadığını ifade ederek, son birkaç yılda enerji sektörüne yönelik hızlı adımlar atılmaya başlandığını söyledi.

Uğur, enerji sektörünün büyük bir sektör olduğuna işaret ederek, şunları kaydetti:

”Biz geleceğe yatırım yapmaya karar veren bir kurumuz, bugünkü duruma değil. Şu anda Türkiye’de hala birçok yasa değişebiliyor. Doğrudan doğruya değiştiği için de hiçbir şikayetimiz yok. Talebin lehine çok güçlü bir sektör… Krizdeki biraz küçülmeye rağmen talebin artarak devam edeceğine hiç kuşkumuz yok. Herkesin yeni oyuna girdiği bir sektör. En eski özel firmalar 3-4 yıldır bu işin içerisinde. Dolayısıyla hepimiz yeniyiz. Planını doğru yapan, oyununu doğru oynayan kazanacak. Biz de onlardan biri olacağız. Bunları o kadar net söylememin nedenlerinden birisi de EnBW gibi, dalında öncülüğü de ispatlanmış bir kurumla ortak olduk. Bizim ortaklığımız, 5-10 yıl sonra Türkiye’nin enerji sektörünü yönlendiren bir şirket olacaktır. EnBW ile kesin anlaşmamızı imzaladık. Bu ortaklığı geri dönüşü olmayan bir katolik evliliği gibi görüyoruz.”

Finansman açısından güçlü bir öz kaynak yapısını hedeflediklerini belirten Uğur, şirket olarak projeleri için şimdiye kadar 200 milyon dolar harcadıklarını ve bu rakamın bir kısmını da öz kaynaklarından karşıladıklarını anlattı.

Agah Uğur, ”10 yıl içinde 2,5 milyar avroya bütün olarak bakarsanız, mevcut bilançomuzun büyüklüğünden biraz daha büyük olduğunu görüyoruz. 65 yılda geldiğimiz boyutu EnBW ile 10 yıl içinde katlamak istiyoruz, hedefimiz bu” dedi.

Asıl amaçlarının; dengeli ve verimli bir enerji portföyü yaratabilmek olduğunu vurgulayan Uğur, ”Biz yenilenebilir enerji şirketi tanımlamasından ziyade, ‘enerji şirketi’ tanımını ortaklarımızla yaptık. Önceliğimiz yenilenebilir enerji olmakla beraber bu, 2 bin megavatlık portföyde fosil yakıt bazlı yatırım yapmayacağız anlamına gelmiyor. Her projenin kendisine özel bir değeri var” diye konuştu.

Uğur, bir gazetecinin ”Sadece üretim mi yapmayı planlıyorsunuz? Yoksa dağıtım için de yatırım planlarınız var mı?” sorusu üzerine, ”Biz öncelikle üretim ile başlamak istiyoruz. Çünkü, şu anda üretim alanında bir ihtiyaç var. Ama başka bir fırsat çıkarsa dağıtımla ilgili yatırımlarla da ilgileniriz” dedi.

”Projeleriniz 3. ülkeleri de kapsayacak mı?” sorusuna ise Uğur, ”Komşu ülkelerdeki fırsatları değerlendirmeyi düşünebiliriz. Önce burada başarı istiyoruz, sonra diğerlerine de bakacağız” karşılığını verdi.

Uğur, ”Birçok grup aldıkları krediler için süre uzatımı istedi. Bu ortamda yatırımlara hemen mi başlayacaksınız, yoksa 2010’dan sonra mı?” sorusu üzerine de, şöyle dedi:

”Bizim şansımıza portföyümüzün yapısından dolayı 2010’a kadar başlama mecburiyetimiz yok. Dolayısıyla ilk yatırımımıza 2010’un ilk çeyreğinde Ocak’ta falan başlamamız gerekiyor. O zamana kadar da piyasaların biraz daha düzeleceğini var sayıyoruz, uzun vadeli bir finansman yatırımı için. Zaten ortağımızın gücüyle finansman sorunu çekeceğimizi düşünmüyorum. Onlar o kadar uzun vadeli bakıyorlar ki, paraları çok var. Devam eden yatırım programları var. Biraz daha talep düştü tabii.

‘Kriz var, biraz bekleyelim’ durumu hiç olmadı. Onlar daha önce Türkiye ile ilgilenmeye başlamışlar. Biz biraz geciktirdik açıkçası… ‘Biraz etrafı da görelim’ dedik. Bu zor dönemde kredi için piyasaya çıkma ihtiyacı içerisinde değiliz.” (AA)