Biyoplastik gerçeği

Son araştırmalar biyoplastik ambalaj ve malzeme kullanımına yönelik şüpheleri artırıyor

26 Kasım 2012

Deutsche Welle Türkçe

Hannover Uygulamalı Bilimler ve Sanatlar Yüksekokulu uzmanlarından Prof. Dr. Hans-Josef Endres, biyoplastiğin farklı yapısının, geri dönüşümünü hemen hemen imkânsız hale getirdiğine dikkat çekiyor: “Biyolojik bazlı polietilen ve PET’ler kimyasal açıdan polietilen ve PET sınıfına giriyor. Ancak bunlar çöp ayrımında sorunlara yol açabiliyor. Sorun malzemenin kendisinden değil, çöp ayrıştırma sistemlerinin özelliklerinden kaynaklanıyor.”

Çöp ayrıştırma makineleri henüz biyoplastiğe göre ayarlanmadı. Atık toplama sistemleri çöp ayrıştırırken plastiği kızıl ötesi ışına tabi tutuyor. Kızıl ötesi ışının emilimine göre atık plastik ayrıştırılıyor. Aslında poli laktik asit gibi ambalaj folyolarının üretildiği yeni tip biyoplastik malzeme açısından da aynı prensip geçerli.

Köln’de faaliyet gösteren Reclay şirketinin genel müdürü Edmund Stassen, Deutschlandradio’ya demecinde “Yalnızca atık malzemeyi ayrıştırdığımız kızıl ötesi ışın teknolojisinin yazılım altyapısını modifiye etmek suretiyle, ek yatırıma gerek kalmaksızın bunun yapılabileceğini kanıtladık. Sonuçta, ortaya farklı malzemelerin çok üst seviyede ayrıştırıldığı bir kalite çıktı” diye konuştu.

Geri dönüşüm için yeterli değil

Polilaktik asit bazlı biyoplastik malzemenin oranı, atık plastiklerde yüzde 0,1 gibi çok düşük bir oranı kapsıyor. Biyoplastik atığın toplamı ise yüzde 1’de kalıyor. Potansiyel bu kadar düşük kalınca geri dönüşüme değmiyor. Hannover Uygulamalı Bilimler ve Sanatlar Yüksekokulu uzmanı Prof. Dr. Hans-Josef Endres, biyoplastik atığın ya geri dönüşüm tesislerinde yakıldığını ya da ayrıştırılan diğer plastik türlerine karışarak söz konusu plastik türünü “kirlettiğine” dikkat çekiyor:

Bilim insanları araştırmalarını sürdürüyor

“Biyoplastik, geri dönüşümle elde edilen petro-kimya bazlı plastiğin renk ve mekanik özellikler gibi niteliklerine etkide bulunuyor. İşlenebilirliğine olumsuz yönde katkıda bulunuyor. Folyoların üretildiği polietilene küçük bir miktar da olsa biyoplastiğin karışması, yeniden değerlendirme sürecinde sıkıntıya yol açıyor.”

Başta polilaktik asit olmak üzere birçok biyoplastik türü doğada kolayca yok oluyor. Ancak biyoplastik, geri dönüşüm tesislerinde bir dezavantaja dönüşüyor. Tesislerde plastik malzemenin arıtılması için kullanılan sıcak su, biyoplastik malzemenin çözünme sürecini başlatıyor. Reclay şirketinin genel müdürü Edmund Stassen, sözkonusu nedenlerden ötürü tarımın belli kesimleri dışında biyoplastik malzemelerden uzaklaşma trendine işaret ediyor:

“Kalıcı özellik kazandırılan biyoplastik malzemeyi tesislerde sıcak sudan geçirebilir, diğer atık işleme süreçlerine de dahil edebilirsiniz. Standart işlemleri yapabilmek için diğer plastik malzemelerde olduğu gibi, biyoplastiği de birtakım katkı maddeleriyle zenginleştirmeniz gerekiyor. Örneğin otomotivde çözünebilir özellikte biyoplastik kullanımı pek de iyi bir fikir olmasa gerek! Ama kalıcı özellik kazandırdığınızda işin rengi değişir. Dolayısıyla, malzemeye ihtiyaca göre yeni özelliklerin kazandırılması gerekiyor.”

Araştırmalar sürüyor

Araştırmacılar biyoplastiği daha istikrarlı ve yeniden değerlendirilebilir hale getirecek katkı maddeleri üzerinde çalışıyor. Uzmanlar, söz konusu malzemenin kullanımında verimin biyoplastiğin yaygınlaşmasına bağlı olduğunu vurguluyor.