Bir HES Projesi Daha Yargı Tarafından Durduruldu
Kiler Holding tarafından Artvin Maçahel’de yapılmak istenen HES projesi yargı tarafından durduruldu.
Kiler Holding’e bağlı Gülkar Enerji tarafından Artvin Maçahel vadisinde yapılmak istenen 5.05 MW’lık Düzenli Hidroelektrik Santrali projesine karşı açılan davada mahkeme yürütmeyi durdurma kararı verdi.
Grup tarafından yapılmak istenen proje için Çevre Bakanlığının ormanlık alan tahsis etmesinin ardından santralin yapılacağı bölgede yaşayan köylüler bu duruma itiraz ederek projenin durdurulması için dava açmıştı.
Mahkeme kararında Hacettepe Üniversitesi’nden Doç. Dr. S.Latif Sanin ve Prof.Dr. Şinasi Yıldırım ile ODTÜ’den Dr. Emre Alp tarafından hazırlanan bilirkişi raporu da dayanak gösterilerek Maçahel vaidisindeki ormanlık alanın HES projelerine tahsis edilmesinin ‘kamu yararı, mevzuat ve hukuka’ uygun olmadığı, Çevre ve Orman Bakanlığı tarafından verilen ‘orman kullanım izni’ nin yürütmesinin durdurulmasına karar verdi. Kararın gerkçesinde HES’lerin doğal yaşamdan daha zaruri olmadığı belirtildi.
Sadece Camili’de değil bölgede yapılacak diğer HES projelerinin Türkiye’yi uluslararası anlaşmalar açısından da hukuki olarak zor duruma düşüreceği ve sıkıntıya sokabileceği vurgulanan Mahkeme kararında, ‘Camili gibi ender bulunan bir doğal yapının insan kullanımına açılmasının doğru olmadığı’ ifade edilirken; ormanlık alanların HES projelerine tahsis edilmesinde herhangi bir zaruret olmadığı da belirtildi.
Bilirkişi raporunda Camili Vadisinin endemik bitkiler açısından çok zengin olduğuna dikkat çekilirken vadinin, Uluslararası Çevre Koruma Örgütü (CI), Dünya Bankası (WB) ve Küresel Çevre Fonu (GEF) tarafından da dünyanın biyolojik çeşitlilik açısından en zengin ve aynı zamanda tehlike altındaki en önemli karasal ‘Ekolojik Bölgesi’nden biri olarak tanımlandığı belirtildi. Vadinin Dünya Doğayı Koruma Vakfı (WWF) tarafından da biyolojik çeşitlilik açısından dünyanın en zengin ve aynı zamanda tehlike altındaki 25 karasal ekolojik bölgesinden biri olduğu vurgulanan raporda, HES projelerinin doğal yaşama geri dönüşümsüz zararlar vereceği ve vahşi hayatı göçe zorlayacağı da ifade edildi.
Davanın avukatı Yakup Okumuşoğlu, Maçahel’deki 8 HES projesinden ikisine karşı açtıkları 4 davanın dördünde de ‘yürütmeyi durdurma’ kararı aldıklarını vurgulayarak; “Çevre ve Orman Bakanlığı, Maçahel’in ‘Biyosfer Rezerv Alanı’ statüsünü tanımasına karşın, nasıl korunacağına dair yönetmeliği çıkarmıyor. Yönetmelik çıkmayınca da ülkenin prestiji olabilecek Maçahel’in nasıl korunacağı belirsizleşiyor. Böyle olunca da Maçahel’de 8 adet HES için izin verilebiliyor. Diğer yandan, örneğin korunan alanlar listesi içinde ÇED Yönetmeliğinde Dünya Biyosfer Rezerv alanlarından bahsediliyor ama sıra HES’e gelince ‘yönetmeliği yok’ diye, ÇED süreçlerinde ‘ÇED Olumlu’ veya ‘ÇED Gerekli Değildir’ kararları verilebiliyor. Bu proje de ÇED’den muaf. Yani hem ÇED’den muaf, hem Biyosfer Rezerv Alanında, hem de 11 derenin suyunu toplayan ve bu sebeple de benzerlerinden ayrılan bir proje” dedi.