Avrupa’nın yaşlanan nükleer santrallerini ayakta tutmanın maliyeti artıyor

Avrupalıları gelecek yıllarda daha fazla elektrik kesintisi, işletmeci firmaları ise bakım masrafı bekliyor

18 Ağustos 2014

EurActiv Türkiye

Avrupa Birliği, elektrik ihtiyacının yaklaşık üçte birini nükleer enerjiden karşılıyor. Ancak 28 AB ülkesindeki, yaş ortalaması 30 olan 131 nükleer reaktör artık oldukça yaşlanmış durumda.

Enerji fiyatlarındaki düşüş ve düşük talepten olumsuz etkilenen enerji şirketleri, yeni tesisler kurmak yerine mevcut santrallerin ömürlerini 2020’li yıllara kadar uzatmanın yollarını arıyor.

Diğer elektrik santrallerinin maliyetlerini karşılayamadıkları için birer birer kapandığı bir ortamda, eski nükleer santralleri kapatmak da pek çok AB ülkesinin göze alabileceği bir adım değil.

Rüzgar ve güneş gibi yenilenebilir enerji kaynaklarının toplam üretimdeki payı yavaş yavaş artsa da bu kaynakların sürekli olarak enerji sağlayamıyor olması sebebiyle diğer kaynaklara da her zaman ihtiyaç duyulacak.

Nükleer santrallerin yaşlanmasıyla beraber hem planlı, hem de plan dışı elektrik kesintileri sıklaşıyor.

Japonya’da 2011’de yaşanan Fukuşima faciası nükleer güvenlik konusunu yeniden gündemin üst sıralarına taşımış ve Almanya’nın nükleer enerji üretimini tamamen durdurma kararı almasına yol açmıştı.

İngiltere Atom Enerji Kurumu için çalışan bağımsız nükleer enerji mühendisi John Large, Reuters’a yaptığı açıklamalarda ‘Bu reaktörler 30 yıldan fazla bir zaman önce tasarlandı. Bunları yapan insanlar ya emekli oldu, ya hayatını kaybetti ve firmalar da artık ortada yoklar’ dedi.

EDF Group’un nükleer güvenlik müfettişi Jean Tandonnet, geçtiğimiz Ocak ayında yaptığı açıklamalarda Fransa’daki santrallerde kesinti sorunları yaşandığını ve planlı kesintilerin 26 günün üzerine çıktığını söylemişti.

AB’nin en büyük nükleer enerji üreticisi Fransa’da bulunan 58 reaktör, ülkenin elektrik ihtiyacının neredeyse dörtte üçünü karşılıyor. Fransa’nın önümüzdeki yıllarda, nükleer santrallerin ömürlerini 50 yıla uzatıp uzatmama konusunda karar alması bekleniyor.

2014 Dünya Nükleer Sektörünün Durumu raporunda Fransa’daki reaktörlerin ortalama yaşının 30 yıl olduğuna ve bu reaktörlerin faaliyete devam edebilmesi için gereken yatırım miktarının yüksekliğine dikkat çekiliyor.

Güvenlik

AB her ne kadar kıtadaki nükleer santralleri için risk ve güvenlik testleri yürütse de çevreci gruplar, bu testlerde eskimiş teknolojilerden kaynaklanan riskler gibi bazı unsurların hesaba katılmadığını söylüyor.

Radyasyon, yüksek ısı ve basınca maruz kalan nükleer tesislerin parçaları zamanla hasara uğruyor.

Londra merkezli düşünce kuruluşu Chatham House’da kıdemli uzman Anthony Froggartt, ‘Örneğin daha kırılgan, çatlamaya daha elverişli ya da aşırı sıcaklıklara daha az dayanıklı hale gelebilirler. Bu takip edilebilse de yaşlanmanın beklenenden daha hızlı gerçekleşmesi, takip edilmesi veya erişilmesi zor bölgelerde yaşanması sorun yaratabilir’ dedi.

Reaktörler yaşlandıkça, aynı tasarıma sahip diğer reaktörleri de etkileyen tasarım hatalarına rastlama riski de artıyor.

İngiltere’de 1970’ler ve 1990’lar arasında kurulmuş, faal durumdaki 16 reaktörden 15’i, ömürlerinin uzatılmaması halinde 2023’te emekliye ayrılacak.

İngiltere’nin faal durumdaki en yaşlı nükleer enerji santrali Wylfa’daki reaktör bu yıl yedi ay boyunca hizmet dışı kalmıştı. Bakıma alınan santralin yeniden faaliyete geçmesi, yeni sorunlar tespit edilmesi üzerine ertelenmişti.

Reaktörün Eylül ayında kalıcı olarak hizmet dışı bırakılması planlanıyor, ancak işletmeci firma reaktörün ömrünü Aralık 2015’e kadar uzatmanın yollarını arıyor.

EDF Energy de geçtiğimiz günlerde, benzer tasarıma sahip bir reaktörün kazanında çatlak tespit edilmesi üzerine 31 yaşındaki iki reaktörü hizmet dışı bırakmıştı.