Avrupa Yeşil Yatırımlarda Geride Kalıyor

Son yapılan araştırmalara göre Avrupa, yeşil yatırım yarışında geride kalıyor. Gelişmekte olan ülkelerdeki yeşil yatırım miktarı 72 milyar doları bulurken bu rakam sanayileşmiş dünyada 70 milyarda kaldı. 2010 yılında Çin, bu alanda yaptığı yatırımları dörtte birden daha fazla artırırken, Avrupa’da yapılan yatırım miktarı yüzde 20 düştü. Avrupa Komisyonu’nun iklimden sorumlu üyesi Connie Hedegaard, yeşil yatırımın Avrupa’nın başlıca önceliklerinden biri olması gerektiğini söylüyor.

Geçtiğimiz yıl dünya çapındaki yeşil yatırımlar üçte bir artarak 211 milyar dolarla rekor kırmıştı. Özellikle Çin, başta rüzgar enerjisi olmak üzere yeşil yatırımlarını büyük ölçüde artırmıştı.

Toplam rakamın 50 milyar doları Çin’de yapılmıştı. Hindistan ve Latin Amerika gibi dünyanın gelişmekte olan diğer ülkelerinde de büyüme yüksek olmuştu.

Buna karşın Avrupa’da sektöre yapılan yatırım miktarı beşte bir düşerek 35 milyar dolara geriledi. Küçük ölçekli yenilenebilir enerji projelerinde, özellikle Almanya’daki güneş enerjisi sektöründe ise durum biraz daha parlak.

Raporu Birleşmiş Milletler Çevre Programı için hazırlayan Bloomberg New Energy Finance, ‘2010’un en çarpıcı özelliklerinden birinin, gelişmekte olan ülkelerin gelişmiş ekonomileri geride bırakması olduğunu’ belirtti.

Gelişmekte olan ülkelerdeki yeşil yatırım 72 milyar doları bulurken bu rakam sanayileşmiş dünyada 70 milyarda kaldı.

Avrupa Komisyonu’nun iklimden sorumlu üyesi Connie Hedegaard, AB bütçesinde iklimle ilgili harcamaların payının artırılması gerektiğini, böylece Avrupa’nın, hızla büyüyen yeşil ekonomi alanında tutunabileceğini söyledi.

Hedegaard, yeşil teknolojinin gelişmesi, emisyonların azaltılması ve iklim değişikliğinin etkileriyle mücadele edilebilmesi için gelecekte AB bütçesinin en az yüzde 20’sinin iklimle ilgili konulara harcanması gerektiğini belirtti.

Hedegaard, ‘Bu dikkat çekici artış, Avrupa’yı temiz, rekabetçi ve düşük emisyonlu bir ekonomiye çevirerek iklim değişikliğiyle mücadele etmenin, Avrupa’nın önemli önceliklerinden biri olduğunu gösteriyor. Bu aynı zamanda, düşünce sistemindeki bir değişikliğe de işaret ediyor’ şeklinde konuştu.

(Fiona Harvey, The Guardian)