Şirketler İçin Yeni Dönem Başlıyor: Zorunlu TSRS’ye hazır Mısınız?
Türkiye Sürdürülebilirlik Raporlama Standartları (TSRS), 2024 hesap döneminden itibaren yürürlüğe girdi ve 2025 yılında bu düzenleme kapsamındaki tüm şirketler denetime tabi olacak. Yeni düzenleme, şirketler için yalnızca bir yasal zorunluluk değil, aynı zamanda şeffaflık, risk yönetimi ve rekabet avantajı açısından kritik bir dönüm noktası olarak değerlendiriliyor.
TSRS, Türkiye’deki şirketlerin sürdürülebilirlik performanslarını uluslararası standartlara uygun şekilde raporlamalarını sağlamak amacıyla tasarlandı ve IFRS S1 ve IFRS S2 standartlarıyla uyumlu hale getirildi. Yeni mevzuat kapsamında, finansal olmayan çevresel, sosyal ve yönetişim (ESG) verilerinin belirlenen formatta açıklanması gerekiyor.
İlk raporlama sürecinde önemli geçiş düzenlemeleri
TSRS’ye uyum sürecini kolaylaştırmak amacıyla bazı geçiş düzenlemeleri de getirildi. İlk raporlama döneminde karşılaştırmalı bilgi sunma zorunluluğu bulunmazken, ilk iki yıl boyunca Kapsam 3 sera gazı emisyonlarının açıklanması gerekmeyecek. Ayrıca, TSRS’nin ilk kez uygulandığı dönemde raporlama süreleri netleşti. Buna göre, ara dönem finansal rapor sunan şirketler, ikinci çeyrek veya 6 aylık finansal raporlarıyla aynı tarihte sürdürülebilirlik raporlarını yayımlayabilecek. Ara dönem finansal rapor sunmayan şirketler ise raporlama dönemi bitiminden itibaren en geç 9 ay içinde raporlarını açıklamak zorunda olacak.
TSRS’ye uyum sağlamayanları büyük riskler bekliyor
Yeni düzenlemeye uyumsuzluk, finansal yaptırımların yanı sıra yatırımcı güven kaybı ve rekabet dezavantajı gibi riskleri de beraberinde getiriyor. Eksik veya hatalı raporlama, bağımsız denetim süreçlerinde şirketleri zor durumda bırakabilir.
Life Climate CEO’su Ramazan Aslan, konuyla ilgili yaptığı açıklamada şunları söyledi;
TSRS, iş dünyasında sürdürülebilirliği yeni bir standart haline getirecek kritik bir düzenleme. Artık şirketler yalnızca finansal tabloları ile değil, çevresel etkileri ve sürdürülebilirlik stratejileriyle de değerlendirilecek. Bu süreç, yalnızca bir uyum zorunluluğu değil, aynı zamanda kurumsal itibarı güçlendirmek ve yatırımcı güvenini artırmak için büyük bir fırsat. Şirketlerin bu dönüşüme şimdiden hazırlanması gerekiyor.
TSRS sürecinin etkin uygulanması, Türkiye’nin sürdürülebilir kalkınma hedeflerine ulaşmasını hızlandırırken, şirketlerin küresel rekabet gücünü de artıracak. Yeni düzenlemeye uyum sağlamak isteyen işletmelerin, veri yönetim süreçlerini gözden geçirmesi ve sürdürülebilirlik stratejilerini uzun vadeli bir plan çerçevesinde şekillendirmesi gerekiyor.
Size daha detaylı bilgi verebilmemiz için bizimle buraya tıklayarak bağlantı kurabilirsiniz.
* Bu bir ilandır.