2023 Türkiye’sinde en ucuz elektrik üretim kaynağı rüzgar ve güneş olacak

Öngörü Bloomberg New Energy Finance çalışmalarına dayanıyor

15 Şubat 2019

SHURA Enerji Dönüşüm Merkezi’nin ‘’Türkiye’de Enerji Dönüşümü: Yatırımlar ve Fırsatlar’’ serisinin ikinci etkinliği 12 Şubat 2019 günü İstanbul’da gerçekleştirildi.

‘’Türkiye’nin Enerji Dönüşümünde Kısa Vadeli Yatırımları Hızlandırmak için Uzun Vadeli Çözümler’’ başlıklı toplantı SHURA ile Bloomberg New Energy Finance (BNEF) işbirliği ile gerçekleştirildi.

Toplantıda BNEF tarafından hazırlanan Türkiye’nin ‘’Uzun Dönemli Elektrik Pazarı Görünüm Raporu’’ tanıtıldı.

SHURA Enerji Dönüşüm Merkezi Yönlendirme Komitesi Başkanı Selahattin Hakman toplantının açılış konuşmasında SHURA tarafından yapılan çalışmalarda Türkiye’de üretilen elektriğinin yüzde 50’sinin rüzgar ve güneş ve diğer yenilenebilir enerji kaynaklarından sağlanabileceğini ortaya koyduğunu hatırlatırken, BNEF’in araştırmasının bu bulguları desteklerken çıtayı daha da yukarıya çıkardığını kaydetti.

BNEF tarafından Türkiye üzerine yaptığı çalışma ise kuruluşun EMEA Analisti Katherine Poseidon tarafından sunuldu.

Çalışma BNEF tarafından hazırlanan Yeni Enerji Görünümü Raporu 2018’e dayanıyor ve Türkiye’de gelecek dönemde toplam kurulu güçleri 13 GW olacak üç ayrı nükleer enerji santralinin devreye gireceği kabulü ile Türkiye elektrik piyasasında 2018-2050 arası döneme dair öngörülerde bulunuluyor.

BNEF raporunda öne çıkan öngörüler şu şekilde;

  • Türkiye’nin elektrik talebi ekonomik büyüme ve artan nüfusa bağlı olarak 2017-2050 yılı arasında %126 oranında yükselerek, 2050’de yıllık 653 Teravat-saat seviyesine ulaşacak.
  • Türkiye ekonomisindeki elektrik yoğunluğun 2023’den sonra düşme eğilimine girecek ve elektrik sektörü emisyonları artan talebe rağmen gerilemeye başlayacak.
  • Rüzgar ve büyük ölçekli güneş enerjisi santrallerinin seviyelendirilmiş elektrik üretim maliyetleri 2023 yılında kömürle başabaş noktasına gidecek. Bu kaynaklar halihazırda doğal gaz santrallerinin gerisinde.
  • Rüzgar enerjisinde 2018’de 67 ABD Dolar/ Megavat-saat (MWh) seviyesinde olan maliyetler, 2050 yılında 29 Dolar/MWh seviyesine gerileyecek.
  • Türkiye’nin Çinli üreticilere, yerli güneş panellerini teşvik etmek için getirdiği katı düzenlemlerin de etkisi ile Türkiye’deki güneş enerjisi yatırımları için seviyelendirilmiş elektrik üretim maliyetleri 79 Dolar / MWh seviyesinde bulunuyor.
  • Bu Türkiye’yi güneş enerjisi yatırım maliyetlerinde Avrupa, Ortadoğu ve Afrika bölgesinde İngiltere’den sonra en pahalı ikinci ülke yapıyor. Bununla birlikte bu maliyetler 2050’de %77 oranında gerileyecek.
  • Doğal gaz santrallerinin halihazırda 94 Dolar / MWh olan seviyelendirilmiş elektrik üretim maliyeti, artan yakıt fiyatlarının etkisi ile yükselmeye devam edecek ve 2023 yılından itibaren mevcut doğal gaz santrallerini işletmek, yeni büyük ölçekli güneş elektriği santralleri inşa ederek üretim yapmaktan daha maliyetli hale gelecek.
  • Doğalgaz fiyatları 2024-27 döneminde 7 ABD Doları /MMBtu olacka, 2050 yılında ise 6 ABD Doları /MMBtu seviyesine inecek.
  • Kömür 44 ABD Doları / MWh ile halihazırda Türkiye’de seviyelendirilmiş elektrik üretim maliyeti en düşük elektrik üretim kaynağı. Bununla birlikte rüzgar ve güneş 2023’ten itibaren kömürü yakalayacak.
  • 2018 sonu itibari ile 88,5 GW olan Türkiye’nin elektrik üretim kapasitesi 2050 yılında 261 GW’a yükselecek.
  • Bu kapasitede kömürün payı %5’e inecek, fotovoltaik sistemler %26 ile kapasite içinde en büyük paya sahip olacak. Rüzgar santrallerinin payı %24’e ulaşacak.
  • 2018-2050 yılları arasında eklenecek yeni kapasite için 276 milyar dolar yatırım yapılacak, bu yatırımın %21’lik bölümü üç ayrı nükleer enerji santrali için %61’i ise yenilenebilir yatırımlar için gerçekleştirilecek.
  • Bu dönemde rüzgar enerjisine yapılacak yatırım tutarı 146 milyar dolar, güneş enerjisine yapılacak yatırım tutarı ise 37 milyar doları bulacak. Nükleer enerji için 64 milyar dolar, doğal gaz santralleri için ise 16 milyar dolar yatırım yapılacak.
  • Depolama birimlerinin de şebeke esnekliğine katkısı sayesinde de Türkiye’nin 2050 yılı elektrik üretim kapasitesinin %88’i karbon salımına yol açmayan elektrik üretim santrallerinden karşılanacak.
  • Elektrik üretim sektörü kaynaklı emisyonlar 2023’de 2017’ye göre %17 oranında artarak 206 megaton (Mt) ile zirve noktasına ulaşacak. Daha sonra elektrik üretiminde azalan paylarının da etkisi ile gerileme dönemine girecek.